Ailemizin Bakanı Fatma Şahin, geçtiğimiz günlerde evlilik teşviklerini açıklarken, erken yaşta evliliklerin önüne geçmek için anne ve babaya verilecek cezaların yüzde 50 arttırılacağını da söyledi.
Buraya kadar her şey güzel ama kız çocuklarının evlendirilmesini engellemek adına hükümetin yaptıkları ve yapmadıklarıyla ilgili birçok sorunlu nokta var. Nereden başlasam bilemiyorum.
Maddeleyerek gitmek belki daha kolay olacak:
* Yüzde 50 arttırmak deyince, insan bu cezaların zaten verildiğini ve miktarının arttırılacağını düşünüyor doğal olarak. Arada sırada gazetelerde böyle haberlere rastlıyoruzdur herhalde ama bir türlü aklıma emsal bir karar gelmiyor. Google'a soruyorum, o da bu konuda bana çok yardımcı olamıyor. Mutlaka verilen önemli cezalar vardır ama bunun çok sık yaşanan bir durum olmadığı ortada. Birkaç habere rastlıyorum; yakın zamanda iki ailenin cezalandırılması için iddianame hazırlanmış. Mesela beş yıl önce 13 yaşındayken evlendirilen bir kız çocuğunun evlendirildiği kişi ve anne babasına dava açılacakmış. Bakanlığın açıklamasından sonra herhalde ceza alırlar diye düşünüyorum. Cezalandırmakla sorun kökten çözülmez ama yine de bir başlangıç olabilir.
* Yukarıda söz ettiğim vakada olduğu gibi, hukukun caydırıcı olmaksızın, geriye dönük bir şekilde işlemesi ayrı bir sorun. Bu durum farklı mağduriyetlere de neden olabiliyor. Hatırlarsanız Mart ayında gazeteler ve televizyonlarda sıkça yer alan bir haber vardı; çocuk yaştayken evlendirilen beş kadın, kocaları yıllar sonra hapse girince Ankara’ya gitmiş, kocalarının serbest bırakılmasını talep etmişti. Çocuklarıyla tek başlarına kaldıklarını, ekonomik bir güvenceleri olmadığını anlatıyordu kadınlar. Yani devlet erkeği cezalandırırken, kadına hiçbir ekonomik ya da sosyal güvence sunmuyor.
* Anne-babanın cezalandırılmasına geri dönelim. Peki neyle cezalandırılacak bu aile? Yani suç tanımı ne olacak? Ceza Kanunu’nda erken yaşta evlilikle ilgili bir madde var mı? Hayır, tahmin edilebileceği üzere böyle bir madde yok.
Olayın yargıya intikal ettiği ender durumlarda sadece kocaya ceza veriliyor, o da “çocuğun cinsel istismarı” ya da “reşit olmayanla cinsel ilişki” maddesinden cezalandırılıyor. Aile ise en fazla suça azmettirmek ya da yardım etmekten.
Evet, çocuğun cinsel istismarı da söz konusu. Ama bu tek başına yeterli mi? Çocuk zorla evlendirilip cinsel istismara maruz kalırken, yaşıtlarının yaşadığı deneyimlerden, eğitimden, sosyal hayattan mahrum kalmıyor mu? Bir insanın hayatının geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirilmesi sadece istismar mıdır? Bu kararı veren aile, "istismara" sadece yardım mı etmiştir?
Erken yaşta evlilikleri engelleme konusunda inanılmaz çalışmalar, çalıştaylar yaptığını ve yasal düzenlemelerle de bunu destekleyeceğini açıklayan yasa yapıcıların, başlı başına erken yaşta evliliklerle ilgili bir ceza yasası da hazırlamasını beklemek çok mu ütopik?
* Bana yardımcı olması için başvurduğum Google, beni daha korkunç bir haberle karşılaştırıyor: Çocuk gelinlere bekaret kontrolü!
“Yargıtay, kamuoyunda ‘çocuk gelin’ olarak bilinen küçük yaşta evlendirilen kızların kocaları ve babaları aleyhine açılan davalarda, tarafların beyanlarına rağmen bekaret kontrolü yapılmasının zorunlu olduğuna karar verdi.”
Bu neyin kafası, diye sormak istiyorum Yargıtay'a...
15 yaş altı kız çocukları?
Her şeyi bir yana bırakalım. “Çocuk gelinler” meselesi, “15 yaş altı çocuklar” kavramı üzerinden tartışılıyor.
Ne kadar sosyopat bir toplumda yaşıyoruz ki, kız çocukları kaç yaşında evlendirilmeye başlıyor ki, biz bu sınırı 15-16'ya çekince sorunu halletmiş oluyoruz?
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 10-19 yaşları arasındaki kişiler ergen olarak tanımlanıyor.
BM Nüfus Fonu bugün yayınladığı 2013 Dünya Nüfusunun Durumu raporunda ergen hamileliklerini odak noktası olarak belirlemiş. Raporda bu doğumlardan onda dokuzunun evlilik bağı veya başka bir birliktelik türü içinde gerçekleştiğine ve daha uzun süre okula giden kız çocuklarının gebe kalma olasılığının çok daha düşük olduğuna dikkat çekiliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun Temmuz 2013’de yayınladığı raporda da, Türkiye’deki ergen annelerin yüzde 90’ının resmi olarak evli olduğu belirtiliyor. E tabii, ne de olsa medeni kanuna göre 15 yaşını doldurmuş çocuklar velilerinin rızasıyla yasal olarak "ergin" kılınıp resmi olarak evlendirilebiliyor. Böylece devlet erkanı da çocuk gelinleri 15 yaş altı kız çocukları üzerinden tartışabiliyor.
Yeni bir yasa lazım
Erken yaşta evliliklerin önlenmesi için bütünlüklü bir yaklaşım şart. Çocuk yaşta evliliğin gerçekleşmeden engellenebilmesi, gerçekleştikten sonra anne-baba-kocanın cezalandırılması ve bu sırada kız çocuğunun yeni mağduriyetler yaşamasının engellenmesi, ergen hamileliklerinin önüne geçilmesi gibi birbirine bağlı birçok sorun alanı mevcut.
Mevcut yasalara birkaç cümle eklemekle bu sorun çözülmez.
Çocukların evlendirilmesine gerçekten karşıysanız, bununla ilgili bir yasa çıkarın. Ne biliyim, adı "erken yaşta evliliklerin engellenmesi ve çocuğun korunmasına dair kanun" falan olsun. İnsanlar kız çocuklarını evlendirmenin ya da evlenmenin suç olduğunu bilsin. "Amann, yırtarız nasıl olsa" demesinler.
Kafama takılan son bir nokta:
Fatma Şahin “Doğu ve Güneydoğu’da çocuğun hiçbir suçu yok. Bunun olmaması için ailenin cezalandırılması gerekir” dedi. Çalıştaylarda bu sonuca mı varmışlar? Doğuda aileler, batıda çocuklar mı suçlu gerçekten? (ÇT)