Erken yaşta zorla evlendirilen Kader Erten’in ölümünün ardından, çocuk gelinler Türkiye’de en çok konuşulan konulardan biri oldu.
28 yıldır bu konuda çalışmalar yapan Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği bu konudaki tartışmalara açıklık getirmek için açıklama yaptı ve yetkililere sorunun çözümüne yönelik sorular sordu.
Uçan Süpürge’nin açıklaması şöyle:
Çocuk gelin ne demek? 18 yaşını doldurmadan evlendirilmiş kız çocuklar ‘çocuk gelin’dir. Uçan Süpürge bugüne dek bu konudaki çalışmalarında bu sorunu ‘çocuk evlilikleri’, ‘küçük yaşta evlendirmeler’, ‘erken evlilikler’, ‘zorunlu evlilikler’ gibi farklı kavramlarla görünür kıldı. Çocuk evlilikleri suç mu? 1990 yılından beri taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşın altındaki bireyler çocuktur. Uluslararası sözleşmeler Anayasamız gereği iç hukukun da üzerindedir. Dolayısıyla 18 yaşını doldurmadan evlendirilmek, evlenme izni için yasal zemin oluşturmak ve buna göz yummak Anayasal suçtur. Çocuk yaşta evlendirmeler yasal ve kabul edilebilir değildir. Çocuk yaşta evliliklerden söz ederken neden pedofili demekten kaçınıyoruz? Çünkü pedofili tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çocukların evlendirilmesi ise toplumsal bir sorundur, tek başına medikal yaklaşımla çözülemez. “Bu soruna ‘çocuk gelin’ değil ‘pedofili’ diyelim” önerisi de bu gerekçeyle sıkıntılıdır ve örneğin, “şiddet uygulayan erkeğin hasta olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini" söyleyen görüş gibi sığ kalır. Bu ve benzeri görüşler, çocukların evlendirilmesi probleminin toplumsal boyutunu göz ardı edip durumu hastalığa indirger ve kişiselleştirir. Oysa çocuk evlilikleri toplumun her kesiminde görülen, gelenekler veya inanışlar bahane edilerek normalleştirilen yaygın bir sorundur; eşitsiz, adaletsizlik ve şiddetin hem sebebi hem sonucu. Kız çocuklarla evlenmek, cinsel birliktelik de söz konusu olduğundan, nihayetinde pedofili davranışıdır, ancak tek başına pedofilidir denemez. Bir çocukla gelenekler, din, töre vs. sebepleriyle evlenen bir kişi pedofili hastası olmayabilir. Hastalıklar masumiyet ve çaresizlik çağrıştırır, fakat çocukların evlendirilmesi masum değildir fakat toplumsal işbirliğiyle ortadan kaldırılabilir, eğer istenirse çaresi vardır. İyi niyetle yola çıkan her etkinlik çocuk evlilikleri sorunuyla mücadele ederken yararlı mıdır, yoksa bu sürece zarar mı verir? Bursa’da 17 kadının açtığı “Erken Yaşta Evlendirilen Çocuk Gelinler” sergisi dün yerel gazetelerde bolca yer aldı. ‘Eşraftan’ olduklarını söyleyen kadınlar gelinlik giyip şiddet makyajı yaparak poz verdiler. Bir maskeli baloyu andıran sergi açılışının, çocuk evlilikleri sorununa dikkat çekmeye çalışırken, sorunu marjinalleştirdiği ve sosyal sorumluluk etkinliğinden öteye geçemediği görülüyor. Bu etkinlikleri düzenlerken çocuk istismarı, çocuk hukuku, çocuk haklarını gözeten medya yaklaşımı gibi temel konularda bilgilenmeden ve uzmanlara danışmadan hareket edilmemesi gerekiyor. SORUYORUZ! 1996 yılında kurulan Uçan Süpürge, ömrünün yarısını çocuk yaşta evlendirmelere karşı toplumda farkındalık yaratan ve çözüm için ilgili kurumları işbirliğine çağıran çalışmalarla geçirdi. Şimdi soruyoruz: Beş yıl önce kurulan KEFEK’in erken evlilik raporunu hatırlayan var mı? Bu rapordan sorumluluk çıkarması gereken Adalet Bakanlığı nerede? TBMM’de yasayla kurulan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kurulur kurulmaz bir alt komisyon oluşturup erken evlilikleri incelediği raporu bütün bakanlıklara, kadın milletvekillerine, kadın örgütlerine ve üniversitelerin ilgili birimlerine gönderildi. Aradan yıllar geçti, halen o rapordaki çözüm önerilerini hayata geçirecek bir adım atılmadı. Sonuç bölümünde “Erken yaşta evlilikler insan haklarının kullanılmasını engelleyen, kadının statüsünü düşüren ve çocukların başta eğitim olmak üzere temel haklarını ellerinden alan bir sorundur. Bu evlilikler toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen Türkiye’de mutlaka mücadele edilmesi gereken bir alandır” denilen bu raporu hatırlayan var mı? Medeni Yasa, Ceza Yasası ve Çocuk Koruma Yasası arasındaki uyumsuzluğu gidermesi, Anayasanın 90. maddesi gereği üst hukukumuz olan uluslararası sözleşmelere uygun olacak şekilde yasalardaki çocuk tarifini belirleyecek bir düzenleme yapması talep edilen Adalet Bakanlığı ne zaman bir adım atacak? Raporda sorumlulukları hatırlatılan diğer kurumların çocuk evliliklerinin önlenmesi için eylem planları halen yok mu? Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Yerel Yönetimler bu konuda ne yapıyor veya yapmayı planlıyor? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ‘Erken Evlilikleri Önleme Birimi’ ne zaman çalışmaya başlayacak? Çocuk evlilikleri sorununa karşı en önde koşması gereken, bu sorunla mücadele için etkili politikalar geliştirmesi beklenen, çözüm için hükümeti harekete geçirmesini istediğimiz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın iki yıl önce kurduğunu duyurduğu ‘Erken Evlilikleri Önleme Birimi’ ne oldu? Bu birimde hangi uzmanlar çalışacak, kimlerle işbirliği yapılacak? Birimin yol haritası var mı? Sorumlularını bilgi ve deneyim çoğaltmak için yurt dışındaki saha çalışmalarına götürdüğümüz, her yayınımızı ve birikimimizi paylaştığımız bu birim ne zaman çocuk evliliklerinin önlenmesi için etkili ve kararlı bir program hazırladığını ilan edecek? Evlilik yaşı yükseltilsin diye topladığımız 54 bin imza nerede? Uçan Süpürge iki yıl önce tüm Türkiye’den topladığımız 54 bin imzayı akademisyenler, sanatçılar, öğrenciler, mahalle temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden oluşan 80 kişilik bir heyetle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e vermişti. İmza kampanyasında talebimiz; Medeni Yasa’daki evlilik yaşı alt sınırının 18+ olarak yeniden düzenlenmesi ve yasal yaşın altındaki bireylere ebeveyn onayı ve mahkeme kararıyla evlilik izni verilmemesiydi. Bu imzalar nerede? Okulu bırakan çocuklar nerede? 2013 yılının ilk ayında dönemin milli eğitim bakanı 4+4+4 sisteminin uygulanmasıyla ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan öğrencilerin sayısını açıklamıştı: 136 bin. Bu çocuklar nerede? Doğru veri nerede? Medyada istatistikler havada uçuşuyor. Çocuk gelinlerin gerçek sayısı bilinmiyor. Polisin verilerine göre Türkiye’de; * Her üç evlilikten biri çocuk evliliği. * Evlendirilen kız çocukların üçte birden fazlası kuma. * Her yıl üç yüz bin evlilik yapılıyor, bunun yüz bini çocuk evliliği. * Evlilik yaşı kız çocuklarda 12’ye kadar düşüyor. * Çocuk evliliklerinde Türkiye dünyada ilk onun içinde. Bu sayılar ülkenin çocuk evlilikleri haritasını ortaya çıkarmaya yetmiyor. Güncel ve kapsamlı araştırmaların üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin katkısıyla bir an önce yapılması gerekiyor. İlgili bakanlıklar ve kurumlar bu konuda ne yapmayı düşünüyor? Diyanet İşleri nasıl bir yol izleyecek? Saha çalışmalarımızda istisnasız tüm kamu yönetimi ve sivil toplumun erken evliliklerle mücadele edecek kurumların başında Diyanet’i saydığını biliyoruz. Kader Erten olayı dahil kamuoyuna yansımış çocuk evlilikleri vakalarında Diyanet İşleri Başkanlığı ve taşra teşkilatı nasıl bir önleyici/koruyucu hizmet geliştirecek? (ÇT) |