Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, 15 bin köylünün yaşamını yitirdiği ve 44 köyün yok edildiği Zilan Katliamı’na 90. yılında yazılı açıklama yaptı.
Katliamın tarihine ilişkin bilgi verilen açıklamada özetle şöyle denildi:
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte Ortadoğu ve Balkanlarda yeni ulus devletler oluştu. Kurulan tüm ulus devletler gibi Türkiye Cumhuriyeti devleti de çok kimlikli, çok inançlı zengin bir coğrafya olma gerçekliğini, inkâr ile başlayan ve katliama kadar varan bir temel üzerine oturttu.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte 1922’de Kürtlere verilen özerklik sözü unutuldu ve tekçilik üzerine kurulu 1924 Anayasası hazırlandı. Buna tepki olarak 1925 Şeyh Sait itirazı gerçekleşti. Hemen akabinde Takriri Sükûn Yasası ve İstiklal Mahkemeleri. Binlerce insanın idamı ve sürgünü. Ve binlerce kaçak.
"1930'da askeri harekat başladı"
Öte yandan Kürt aydınları tarafından Lübnan-Suriye’de kurulan Xoybun örgütü tarafından Ağrı’da bir isyan başlatılır. Olaylar Ağrı ve çevresinde cereyan eder. Aynı dönemlerde gizli olarak Şark Islahat Planı hazırlanır ve hala hükümlerinin uygulamada olduğu plan işlemeye başlar.
Ağrı’da direnişi kırmak ve katılımı azaltmak için İstiklal Mahkemeleri’nde yargılananlar için 9 Mayıs 1928’de önce af çıkarılır, sonra Bakanlar Kurulu 19 Aralık 1929 tarihinde bir KHK çıkararak, Haziran 1930 tarihi için Ağrı’ya bir askeri harekat öngörür. Yeterli hazırlık yapılmadığı için temmuz ayına ertelenir.
"15 bin kişi öldürüldü"
Harekat 13 Temmuz 1930’da başlar ve iki hafta içinde binlerce insan öldürülür. Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihinde bu olayı,"Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur" şeklinde duyurmuştu.
Cumhuriyet gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar, 15 bin kadar kişi Zilan Deresi'nde öldürüldüğünü aktarmıştı. Kimi kaynaklara göre 47 bin kişi yaşamını yitirdi.
"Halkın mallarına el konuldu"
Bazı köylere Afganistan’dan getirilen Türkler yerleştirildi. Katliam dönemini kapsayan süreçte harekatı icra edenler için her türlü suça karşı sorumsuzluk, cezasızlık yasası çıkarıldı.
Katliamın ardından bölge halkının tüm mallarına el konuldu. 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi'ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamadı.
Zilan Katliamı’nın üzerinden 90 yıl geçti. Yarası hala taze ve Zilan Deresi hala temiz akmıyor. Ne yazık ki kaynağını tekçi zihniyetten alan ve özü itibarıyla Kürt sorunu olan gerçeklik ,aradan yüz yıla yakın zaman geçmesine rağmen hala devam ediyor. " (RT)