Haberin Kürtçesi için tıklayın
Demokrasi İçin Hukukçular, Meclis Genel Kurulunda görüşmeleri tamamlanan infaz düzenlemesine dair açıklama yaptı, yasa değişikliğinin ayrımcı ve hukuk dışı olduğunu belirtti.
Bugün yapılan yazılı açıklamada, teklifin geçici 9/4 maddesindeki düzenlemeyle, 2014 öncesi işlenen kadına cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçları ile uyuşturucu suçları yönünden üçte iki infaz süresi getirildiği ve bu hükmün cinsel saldırı ve uyuşturucu ticareti suçu faillerine yönelik özel af niteliğinde olduğu ifade edildi.
Açıklamada, düzenlemenin ayrımcı olduğu şöyle anlatıldı:
“İnfaz yasa teklifinin kabul edilmesi halinde, sadece düşünceleri, beyanları nedeniyle mahkûm edilmiş gazeteci, avukat, yazar, dernek veya siyasi parti üyesi; zaten orantısız ve haksız şekilde ağır cezalar aldığı gibi, işkenceciden, tecavüzcüden, çocuk istismarcısından, uyuşturucu tacirinden, mafya çetelerinden bile daha uzun süre infazla karşı karşıya kalacaktır.”
Siyasi mahpuslar için infazda eşitsizlik
Demokrasi İçin Hukukçular, düzenlemeye şu itirazları yönelttiler:
“Yeni infaz yasa teklifinde koşullu salıverme ve denetimli serbestlik uygulamasında siyasi mahpuslar için eşitsizlik korunuyor.
“Adli hükümlüler için temel infaz süresi 2/3 yerine, 1/2 infaz süresine çekilmektedir. İşkence ve eziyet, cinsel istismar, cinsel saldırı, uyuşturucu, örgütsel suçlarda koşullu salıverme süresi 2/3 olarak belirleniyor.
“Çocuk hükümlülerde TMK kapsamındaki suçlar, uyuşturucu, casusluk, gizli bilgileri ifşa ve örgüt suçlarında 2/3 infaz öngörülüyor. Çocuk olmayan hükümlülerde ise TMK kapsamındaki suçlarda 3/4 infaz süresi korunarak eşitsizlik derinleştiriliyor.
Siyasilere konutta infaz hakkı yok
“Koşullu salıverme, denetimli serbestlik gibi uygulamaları için iyi hal değerlendirmesi tamamen cezaevi yönetimine bırakılıyor.
“Bu değerlendirmelerin 6 ayda bir yapılması, uygulama esaslarının yönetmeliğe bırakılması şeklindeki düzenleme; cezaevlerinde siyasi baskı, keyfilik, siyasi mahpuslar üzerinde kişilik yok etme, tretman uygulamalarına yol verme açısından büyük bir tehlike yaratıyor.
“Gece, hafta sonu infaz, kadın-çocuk-yaşlılar için konutta infaz gibi özel infaz usulleriyle ilgili hükümlerin terör suçu, şartla tahliyesi geri alınanlar ve adli para cezasının hapis cezasına çevrilen mahkumlar yönünden uygulanmayacağına yönelik düzenleme, siyasi muhalifler ve yoksullar açısından açık bir ayrımcılık içeriyor.”
“Masumiyet karinesine aykırı”
“İnfaz Kanunu 105/A maddesine eklenen yeni fıkra, masumiyet karinesine aykırıdır. Yasa teklifine göre "denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başladıktan sonra" suç işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açılan hükümlünün denetimli serbestlik kararı kaldırılarak tekrar infaz kurumuna alınması, hakkında beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi ve düşmesi kararları verilmesi halinde, hükümlünün cezasının tekrar denetimli serbestlik uygulanarak devam edilmesine infaz hakimi tarafından karar verileceği belirtiliyor.
“Yargılama süreleri gözetildiğinde, bu süreçte infazın tamamlanması durumunda, hükümlünün denetimli serbestlik hakkı ihlal edilmiş olacaktır.”
COVID-19 tedbirlerinde de ayrımcılık
“Yasa teklifindeki Geçici 9. madde 5. fıkra ile Covid-19 salgını nedeniyle, sadece açık cezaevinde bulunanlar, açık cezaevine ayrılma hakkı kazanmış olanlar, adli para cezasının infazının dönüştürülmesi nedeniyle cezaevinde olanlar ve denetimli serbestlikte bulunanlar 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılıyor.
“Açık cezaevine ayrılmak için örgütten ayrılma ve koşullu salıvermeye 1 yıl kalma şartı arandığından siyasi mahpusların çok büyük bölümü kapsam dışı bırakılıyor.” (AS)