İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey'in yanı sıra, belediye başkanlarından, Barış ve Demokrasi Partisi üyelerinden, çeşitli sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan yaklaşık 80 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi; serbest bırakılmalarını istedi.
Polise beş dakikada arama kararı
İki hak örgütü, Diyarbakır İHD için dernek üyelerinin polise itiraz etmesi üzerine beş dakika içinde arama emri verdiğine dikkat çekti; "Böyle hukuk dışı bir uygulama olabilir mi? Böyle arama kararı verilebilir mi? Polisten gelen talep yargı tarafından hiçbir incelemeye gerek görülmeden karşılanırsa, o ülkede insan haklarının yargısal koruma altında olduğu söylenebilir mi?" diye sordu.
bianet'in görüştüğü Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar da süreci şöyle anlattı: "Polisin elinde, Erbey'in İHD'deki başkanlık odasının 'avukatlık bürosu' olduğuna ve aranabileceğine dair bir karar vardı. Buna itiraz ettik. Bunun üzerine savcı, 'gecikmesinde sakınca bulunan hal' olarak değerlendirip, bütün İHD'nin aranması emrini verdi."
Polisin ve yargının elbirliğiyle baskı uyguladığını söyleyen İHD ve TİHV, "Sistem, başvurduğu bu yöntemlerle, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözümünü tıkıyor" dedi.
İHD'nin 21 yıllık arşivi polisin elinde
Polisin İHD Diyarbakır'daki belgelere de el koyduğunu bildiren örgütler, İHD Diyarbakır'da hak savunuculuğu için önem taşıyan belgeleri şöyle sıraladı:
"Daha önceleri de olduğu gibi her iki, üç yılda bir İHD basılıp arşivlerimiz dağıtılıyor, belgelere el konuyor. Diyarbakır Şubesi son bir yıldır faili meçhul siyasal cinayetler ve zorla kaybetmelerle ilgili aktif bir şekilde çalışmaktaydı ve 21 yıllık arşivimizi toparlamıştı. Çok sayıda toplu mezarın açılması İHD'nin belgeli çalışmaları sayesinde gerçekleşmiştir."
Açılım sözde kalıyor
İHD ve TİHV "İnsan hakları savunucularına ve demokratik kamuoyuna yönelik baskılarla, gözaltılarla, arama ve el koyma kararlarıyla barış ve demokrasi fikri çelişir. O zaman 'demokratik açılım, Kürt açılımı' söylemi yalnızca söylem düzeyinde kalır" da dedi. (TK)