Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) bir açıklama yaparak sordu: “Sağlık Bakanlığı’nın Beş İlde Yürüttüğü Çevresel Kirlilik Araştırması Sonuç Raporu Ne Oldu?”
TTB'nin söz konusu ettiği araştırma Ergene Havzası ve Dilovası’nda sanayi kaynaklı çevre kirliliği yoğun olarak gündeme gelmesi üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2016 yılları arasında yürütülmüştü. Araştırmanın başlığı: “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi”.
Bu projenin sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadı.
Projenin Antalya ayağında görev alan akademisyenlerden olan Bülent Şık, 10 Nisan 2018’de bianet’te “Mutfaktaki Kimyacı” adlı köşesinde “Ergene ve Dilovası’nda Yapılan Kanser Araştırması Sonuçları Neden Açıklanmıyor?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde projedeki verilerin bir bölümünü yazı dizisi olarak 15 Nisan 2018 "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi" başlığıyla açıkladı. Yazı dizisi dört gün sürdü.
22 Mayıs 2018 günü Bülent Şık hakkında soruşturma açıldığına dair haber bianet’te yayınlandı.
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan Savcı Gökhan Boydak tarafından hazırlanan iddianame, kabul edildi. Bülent Şık’ın ilk duruşması 7 Şubat 2018 günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
"Sonuçları açıklamak isteyenler engelleniyor"
TTB de açıklamasında söz konusu projenin uzun zaman önce tamamlanmış olmasına karşın henüz sonuçlarının açıklanmadığına ve açıklamak isteyen bilim insanlarının da engellendiğine dikkat çekti.
Açıklamada, araştırmanın sonuçlarına ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı’na çeşitli sorular yöneltildi.
“Türk Tabipleri Birliği olarak kamuoyu adına soruyoruz;
1- Adı geçen bölgelerde havadaki toz parçacıklarına (PM) yapışan ve solunum yoluyla bünyemize aldığımız kanserojen kimyasalların araştırılması yapıldı mı? Yapıldıysa sonucu ne oldu?
2- Projenin yürütüldüğü bu illerde bir yılın kaç gününde Dünya Sağlık Örgütü’nün kabul ettiği hava kirliliği değerleri aşıldı?
3- Alınan gıda numunelerin yüzde kaçında maksimum kalıntı sınırını aşan pestisitler tespit edildi? Gıda ürününde maksimum kalıntı sınırının altında kalan ancak birden fazla sayıda pestisit içeren numunelerin yüzdesi ne kadardır?
4- Yeraltı sularında pestisit ve kalıntıları tespit edildi mi? Edildi ise miktarı nedir? Sularda ve bu bölgelerde üretilen gıda maddelerinde arsenik ve benzeri ağır metal ve eser elementler tespit edildi mi? Eğer edildiyse ne gibi önlemler alındı?
5- Araştırma sonunda bütün çalışmalar üst üste konularak bir haritalama tekniği ile kanser vakalarının yoğun olduğu bölgelerde kanserojen-kimyasal kirliliğinin de yoğun olup olmadığına bakıldı mı? Bakıldıysa sonuçları nedir?
6- Klasik modelde bir kimyasalın miktarı azaldıkça zararlı etkisinin de azalacağı kabul edilir. Oysa hormonal sistem bozucu kimyasalların zararlı etkisi düşük dozlara doğru gidildikçe daha çok artış göstermektedir. Çalışmada gıda ürünlerinde saptanan pestisitlerin hormonal sistem bozucu nitelikte olup olmadığı incelendi mi?
7- Çalışmanın kapsadığı illerde kanser sıklığı ve kansere bağlı ölümler ülke ve dünya ortalamalarına göre nasıl bir değişim izliyor, takip edildi mi?
8- Projeden elde edilen bilgiler doğrultusunda bu bölgelerde herhangi bir önlem alındı mı? Alındıysa nedir?
Sonuç olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2016 yılları arasında “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” adı ile yürütülen projenin sonuçlarının yukarıdaki sorularımızın yanıtları ile birlikte ivedilikle kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz.