Fotoğraf: TTB
Türk Tabipler Birliği (TTB), Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun hazırladığı “Sağlık Harcamaları İstatistikleri, 2018” başlıklı iki rapora ilişkin açıklama yaptı.
Sağlık ortamının içinde bulunduğu durumu değerlendiren TTB, “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” başlıklı rapora ilişkin şu tespitlerde bulundu:
“Türkiye’de sağlık hizmetlerinin finansmanında AKP’den önce hâkim olan model genel bütçe ve kamu sağlık sigortası modeliyken, 2008 yılından itibaren, genel sağlık sigortası adı altında “Neoliberal Kamu Sağlık Sigortacılığı” modeline geçilmiştir.
"Sağlıktaki finansal sorumluluklar halkın üzerine yüklendi"
“Nüfusun tümünü kapsama ve kamu sigorta kurumları (SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur) arasında hizmet sunumundaki “eşitsizlikleri” ortadan kaldırma iddiası ile Haziran 2003 tarihinde AKP Hükümeti tarafından gündeme getirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın da temel bileşeni olan bu modelin uygulanması ile 16 yılın sonunda, devlet, sağlık hizmetleri alanındaki finansal sorumluluklarının büyük bölümünü halkın üzerine yüklemiştir. Sağlık hizmetlerinin finansmanında kişiler tarafından yapılmak zorunda kalınan harcamaların payı yıllar içinde sürekli olarak artarken, devletin payı azalmıştır.
“Türkiye’de, 2018 yılında sağlık hizmetlerinin tümü (toplam sağlık harcaması) için bir önceki yıla göre yüzde 17.5’lik bir artışla 165 milyar 234 milyon TL harcandığı belirtilmiştir. Buna karşın, toplam sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla-Gelir(GSYH) içindeki payı son üç yıldır düzenli olarak azaltılmaktadır. Hükümet ve TÜİK tarafından iddia edilenin aksine, sağlık harcamalarında kişiler tarafından yapılan harcamaların payı yıllar içinde artarken, merkezi (genel büçe) ve yerel (yerel yönetim) devlet tarafından yapılan sağlık harcamalarının payı azalmaktadır.
"Milyonlarca yurttaşımızın sağlığı risk altına sokuluyor"
“Toplanan sağlık primleri üzerinden, başka bir ifadeyle, yalnızca SGK tarafından yapılan yatırım harcamaları 2017 yılında 249 milyon TL’iken, 2018 yılında 1milyar 523 milyon TL’ye yükselmiştir. Özetle, SGK’nin tedavi hizmet giderleri için topladığı sağlık prim gelirlerinden 2018 yılında yatırım harcamaları için kullandığı pay, 2017 yılına göre 6.1 kat artmıştır.
“2018 yılında, kişi başına toplam sağlık hizmeti için harcanan 2030TL’nin yalnızca 88TL’sinin koruyucu sağlık hizmetlerine harcanmış olduğunu belirttiğimizde, bugün için toplam sayısı yaklaşık 8 milyon kişiyi bulan risk altındaki grup(yaşlılar, kanser hastaları, kronik hastalığı olanlar, bebekler vb.) için, kasım ayının ilk yarısını tamamladığımız bugüne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından grip aşısı temin edilmediğini de anlamış oluyoruz. Ülkemiz iklim koşullarında ekim ayı sonundan önce yapılması gereken grip aşısının halâ yapılmamış olması nedeniyle milyonlarca yurttaşımızın sağlığı ve yaşamı risk altına sokulmaktadır. Bu tutumun sorumluluğu da vebali de büyüktür.
"Son beş yıldaki bebek, çocuk ölümleri bilinmiyor"
TTB, “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” başlıklı rapora ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kamuoyuna 8 Kasım 2019 tarihinde açıklanan 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Raporu’nda (TNSA) daha önceki yıllarda paylaşılmış olan on TNSA Raporu’ndan farklı olarak, “Bebek ve Çocuk Ölümlülüğü” ile ilgili bilgilere yer verilmemiştir. Bu nedenle son beş yılda ülkemizde yaşanmış olan bebek, çocuk ve beş yaş altı ölümlerle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Oysa, raporun ekleri arasında bulunan soru formunda da görüldüğü üzere, önceki on araştırmada olduğu gibi 2018 TNSA’da da bu veriler toplanmıştır.
"Anne ve çocuk sağlığı çöküyor"
"Rapora göre, doğum yapan gebelerden ilk 24 saat içinde doğum sonrası bakım(ilk sağlık kontrolü) alan gebeler sayısında azalma gerçekleşmiştir. İlk 24 saatte doğum sonrası bakım alan 15-49 yaş kadınların oranı, 2013 döneminde yüzde 84’ken, 2018 döneminde yüzde 71’e gerilemiştir. Başka bir ifadeyle, 2018 döneminde 100 lohusadan 29’u, bebek ve annesi için yaşamsal öneme sahip olan, ilk 24 saat içinde sağlık bakımı alamamış, birinci günde yapılması gereken ilk sağlık kontrolünden yararlanamamıştır.
"Dünya Bankası-AKP işbirliğiyle hayata geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın anne ve çocuk sağlığı alanında da çöküşünün işaretidir. Sorunların çözümü için herkese, parasız, nitelikli, kamusal, bölge ve nüfus temelli örgütlenmiş, ekip tarafından sunulan sağlık hizmeti gerekmektedir." (RT)