*Josep Borrell. Fotoğraf: AA (Arşiv).
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Avrupa Birliği Yüksek Komiseri Josep Borrell ve Dış İlişkiler Konseyi tarafından hazırlanan "Avrupa Savunması Stratejik Pusulası" adlı belge AB dışişleri ve savunma bakanlarının ortak toplantısında tartışıldı.
VOA'nın haberine göre AB'li bakanlar toplantıda birliğin önümüzdeki 5-10 yıllık savunma stratejisini belirleyen belgeye olumlu yaklaştı.
Ancak Polonya ve Litvanya, NATO ve ABD'nin temkinli baktığı Avrupa Ordusu kurulmasına "çekince" koydu. AB üyesi iki ülke ise, Akdeniz'deki tehditler bölümüne "Türkiye adının da açıkça yazılmasını" istedi.
Avrupa Birliği savunma ve dışişleri bakanları toplantısında, birliğin gelecekteki askeri stratejisini ve savunma vizyonunu belirleyen 28 sayfalık "Stratejik Pusula" belgesi ele alındı.
Toplantı sonrasında Dış İlişkiler Konseyi tarafından yapılan açıklamada, AB'ye karşı tehditlerin kapsamlı biçimde belirlendiği ve bu tehditlere karşı geniş kapsamlı somut öneriler ve zaman dilimi içeren eylem planı öneren belgenin AB'li bakanlardan destek gördüğü belirtildi.
"NATO'ya alternatif olmalıyız"
Savunma bakanları toplantısının bir bölümüne, "AB ordusu NATO'ya alternatif olmamalı" eleştirisiyle projeye temkinli yaklaşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de katıldı.
Savunma stratejisi belgesi üzerindeki "ilk adım" olarak nitelendirilen toplantıda, bazı üye devletler, Mart ayına kadar sürecek tartışmalar boyunca belge üzerinde değişikliklerin yapılacağının ilk sinyallerini verdi.
AB'li bakanların belge üzerinde çalışmasının ardından değişiklik önergeleriyle belgeye katkı yapmaları, AB liderlerinin ise, Aralık ayında değiştirilmiş versiyonunu ele almaları planlanıyor.
Liderlerin onayından geçerek nihai haline ulaşacak belgenin önümüzdeki Mart ayında, Fransa dönem başkanlığındaki AB liderler zirvesinde onaylanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.
"İki proje daha sunacağım"
Toplantı girişinde gazetecilere açıklama yapan Dışişleri Yüksek Komiseri Borrell, "Bu sadece başka bir politik belge değil, gerçek bir eylem planıdır" diyerek projeyi savundu. Borrell toplantı sonrası yaptığı açıklamada ise, "Proje bakanlardan çok geniş destek aldı. Önümüzdeki aylarda, üye devletlerin tepkileri çerçevesinde iki ayrı proje daha sunacağım" dedi.
AB dönem başkanı Slovenya'nın Savunma Bakanı Matej Tonin de, toplantı öncesinde, "Belgenin hem iddialı hem de gerçekçi olması nedeniyle sonuçtan memnunuz" derken, toplantı çıkışında, "Bazı ayarlamalar yapmamız gerekiyor. Birisi Rusya konusunda, diğeri Akdeniz konusunda" diyerek Borrell'in yapmak istediği iki değişikliğin içeriği hakkında ipucu verdi.
"Türkiye tehdit olarak tanımlansın"
Avrupa kulislerini yakından izleyen Euroactiv haber sitesi ve çok sayıda AB medyasına konuşan AB diplomatları, "Akdeniz konusunda" yapılması istenen değişikliğin, Türkiye ile ilgili olduğunu kaydetti.
Diplomatlar, "İki ülke, Akdeniz'deki tehdit başlığı altında, Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliğini tehdit eden bir unsur olarak açıkça yazılmasını istedi" dedi.
Bu iki ülkenin, Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan olduğu belirtiliyor. Borrell tarafından sunulan belgede Avrupa güvenliğini tehdit eden ülkeler arasında Rusya ve Çin ön plana çıkarılırken, Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Fransa ile karşı karşıya gelen Türkiye'nin ismi açıkça tehdit olarak yer almıyor.
Rum basınına yansıyan haberlere göreyse, Güney Kıbrıs Savunma Bakanı Haralambos Petridis, toplantıda AB'nin stratejik özerkliğinden yana tavır koydu. Fileleftheros gazetesine göre Haralambos, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'a karşı tavrının "AB'nin çıkarlarını da tehdit ettiğini ve belgede konuya bu şekilde yaklaşılması gerektiğini" dile getirdi.
Avrupa ordusu eleştirisi
Belarus-Polonya sınırında yaşanan göçmen krizi gölgesinde yapılan toplantıda, 28 sayfalık belgede yer alan Avrupa ordusu önerisi de tartışıldı. Borrell, AB'nin, acil durumlarda müdahale etmek üzere, "2025 yılına kadar kara, hava ve deniz bileşenlerinden oluşan ve hızlı bir şekilde konuşlandırılabilecek 5 bin askerlik bir güç" oluşturmasını önerdi.
Konuya ilişkin gazetecilere açıklamada bulunan Borrell, "Savaş ve barış arasındaki geleneksel çizgileri bulanıklaştıran 'hibrit' krizlerle başa çıkmak için böyle bir askeri gücün varlığı çok uygun" dedi. Borrell AB ordusunu, "Böyle bir güçle şu anda Belarus, Polonya ve Litvanya'da tanık olduğumuz gibi somut durumlar karşısında ulusal aktörleri geçici olarak harekete geçirebilirdik. Bugün böyle araçlara sahip değiliz" diye savundu.
AB Strateji Pusulası ve AB ordusu kurulmasına destek veren çok sayıda ülke, "Belgeyle ilk kez, AB'nin geciken askeri yeteneklerine ve savunma alanında ihtiyaç duyulan teknolojiler ile, çok çeşitli küresel tehditlere yönelik kapsamlı bir vizyon oluşturulduğunu" dile getiriyor.
Ayrıca, planın bu hedeflere ulaşmak için somut tarihler verdiğini ve uygulanmasıyla ilgili düzenli güncellemeler ve aşamalı bir yaklaşım öngördüğünü de ekliyor.
(PT)