* Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılına ilişkin su ve atık su istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, ülkede geçen yıl belediyeler, köyler, imalat sanayisi iş yerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve maden işletmelerince 9,8 milyar metreküpü soğutma amaçlı olmak üzere toplam 18,2 milyar metreküp su, doğrudan su kaynaklarından çekildi.
Çekilen suyun 2018’de yüzde 56,2’si denizden, yüzde 22,9’u yeraltı ve yüzde 20,9’u yüzey suları olmak üzere toplam yüzde 43,8’i tatlı su kaynaklarından temin edilirken; 2020’de ise yüzde 56’sı denizden, yüzde 22,5’i yeraltı ve yüzde 21,5’i yüzey suları olmak üzere toplam yüzde 44’ü tatlı su kaynaklarından sağlandı. Denizden çekilen suyun yüzde 93,9’u soğutma amaçlı temin edildi.
TIKLAYIN - 2050'ye kadar dünyanın yarısından çoğu su sorunu yaşayacak
En çok suyu termik santraller kullandı
Su kaynaklarından 2018’de çekilen toplam suyun yüzde 44,9’u termik santraller, yüzde 35,3’ü belediyeler, yüzde 15,3’ü imalat sanayisi iş yerleri, yüzde 2,2’si köyler, yüzde 1,4’ü maden işletmeleri ve yüzde 0,9’u OSB’ler tarafından alındı.
2020 yılında ise çekilen toplam suyun yüzde 45,4’ü termik santraller, yüzde 35,6’sı belediyeler, yüzde 14,2’si imalat sanayi iş yerleri, yüzde 2,3’ü köyler, yüzde 1,5’i maden işletmeleri ve yüzde 1’i OSB’lerce kullanıldı.
Tatlı su kaynaklarından çekilen suyun 2020 yılında yüzde 80,9’u belediyeler, yüzde 7,8’i imalat sanayisi iş yerleri, yüzde 5,2’si köyler, yüzde 4,7’si maden işletmeleri ile OSB’ler ve yüzde 1,4’ü termik santrallerce kullanıldı.
Atık su deşarjı
Alıcı ortamlara 15,3 milyar metreküp atık su deşarj edildi. Doğrudan alıcı ortamlara geçen yıl 9,5 milyar metreküpü soğutma suyu olmak üzere 15,3 milyar metreküp atık su deşarj edildi.
Söz konusu atık suyun yüzde 76,6’sı denizlere, yüzde 19,3’ü akarsulara, yüzde 1,1’i barajlara, yüzde 1’i foseptiklere, yüzde 0,4’ü göl/göletlere, yüzde 0,2’si araziye, yüzde 1,4’ü ise diğer alıcı ortamlara bırakıldı. Denize deşarj edilen atık suyun yüzde 80,5’i soğutma suyundan oluştu.
Termik santraller atık deşarjında da en önde
2018 yılında toplam atık suyun yüzde 51’i termik santraller, yüzde 30,8’i belediyeler, yüzde 14,7’si imalat sanayisi iş yerleri, yüzde 1,6’sı OSB’ler ve yüzde 1,1’i maden işletmeleri, yüzde 0,8’i köyler tarafından doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilmişti.
2020’de ise toplam atık suyun yüzde 52,2’sinin termik santraller, yüzde 30,9’unun belediyeler, yüzde 13,4’ünün imalat sanayisi iş yerleri, yüzde 1,6’sının OSB’ler ve yüzde 1,1’inin maden işletmeleri, yüzde 0,8’inin köyler tarafından doğrudan alıcı ortamlara deşarjı gerçekleştirildi.
Suyun arıtılması
TÜİK, soğutma suyu hariç deşarj edilen atık suyun yüzde 79,7’sinin ise arıtıldığını açıkladı.
Açıklamaya göre, geçen yıl deşarj edilen atık suyun yüzde 62’sini soğutma suları, yüzde 38’ini ise soğutma suları dışındaki atık sular oluşturdu. Soğutma suları hariç doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilen atık suyun yüzde 79,7’si arıtıldı.
Kanalizasyon arıtmaları
Araştırmaya konu olan 1389 belediyenin 1362’sine kanalizasyon şebekesi ile hizmet verildiği belirtilen açıklamaya göre, kanalizasyon şebekesi ile toplanan 5 milyar metreküp atık suyun yüzde 49,2’si akarsuya, yüzde 38,5’i denize, yüzde 3,1’i baraja, yüzde 1,3’ü göl-gölete, yüzde 0,4’ü araziye ve yüzde 7,5’i diğer alıcı ortamlara deşarj edildi.
Kaynaklardan çekilen toplam 6,5 milyar metreküp suyun 3,9 milyar metreküpü içme ve kullanma suyu arıtma tesislerinde arıtıldı. Bu suyun yüzde 93,1’ine konvansiyonel, yüzde 6,7’sine gelişmiş, yüzde 0,2’sine ise fiziksel arıtma uygulandı.
Nasıl arıtıldı?
Kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen 5 milyar metreküp atık suyun 4,4 milyar metreküpü atık su arıtma tesislerinde arıtıldı. Bunun yüzde 50,7’sine gelişmiş, yüzde 27,1’ine biyolojik, yüzde 21,9’una fiziksel ve yüzde 0,3’üne doğal arıtma yapıldı.
Arıtılan atık suyun yüzde 46,4’ü akarsuya, yüzde 42,8’i denize, yüzde 3’ü baraja, yüzde 1,2’si göl-gölete, yüzde 0,3’ü araziye ve yüzde 6,2’si diğer alıcı ortamlara deşarj edildi. Belediyelerce arıtılan atık suyun yüzde 1,6’sı sanayi, tarımsal sulama gibi alanlarda yeniden kullanıldı.
Belediyeler tarafından kanalizasyon şebekesi ile deşarj edilen kişi başı günlük ortalama atık su miktarı ise 189 litre olarak hesaplandı. Üç büyük şehirde ise günlük kişi başı ortalama atık su miktarı İstanbul için 248 litre, Ankara için 151 litre ve İzmir için 174 litre olarak kayıtlara geçti.
İçme ve kullanma suyu, kanalizasyon şebekesi
TÜİK’in açıklamasına göre, nüfusun yüzde 98,8’ine ise içme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verildi.
Buna göre, 2018’de belediye nüfusunun yüzde 98,6’sına, köy nüfusunun ise yüzde 99,4’üne olmak üzere toplam nüfusun yüzde 98,6’sına içme ve kullanma suyu şebekesiyle hizmet verildi. 2020’de ise belediye nüfusunun yüzde 98,7’sine, köy nüfusunun ise yüzde 99,3’üne olmak üzere toplam nüfusun yüzde 98,8’ine içme ve kullanma suyu şebekesiyle hizmet ulaştı.
Nüfusun yüzde 89,3’üne kanalizasyon şebekesi ile hizmet sunuldu. 2018’de belediye nüfusunun yüzde 90,7’sine, köy nüfusunun ise yüzde 55,5’ine olmak üzere toplam nüfusun yüzde 88,5’ine kanalizasyon şebekesiyle hizmet verilirken, geçen yıl belediye nüfusunun yüzde 91,1’ine, köy nüfusunun ise yüzde 59,1’ine olmak üzere toplam nüfusun yüzde 89,3’üne kanalizasyon şebekesiyle hizmet ulaştığı açıklandı.
Belediye istatistikleri
Tüm belediyelere uygulanan 2020 Belediye Su İstatistikleri Anketi sonuçlarına göre, toplam 1389 belediyenin 1387’sinde içme ve kullanma suyu şebekesiyle hizmet sunuldu.
Belediyeler tarafından su kaynaklarından içme ve kullanma suyu şebekelerine 6,5 milyar metreküp su çekildi. Çekilen suyun yüzde 40,9’u barajlardan, yüzde 29,3’ü kuyulardan, yüzde 15,6’sı kaynaklardan, yüzde 10,1’i akarsulardan ve yüzde 4’ü göl, gölet veya denizlerden sağlandı.
Türkiye’de 2018’de belediye nüfusunun yüzde 78,7’sinin, köy nüfusunun ise yüzde 10,2’sinin olmak üzere toplam nüfusun yüzde 74,5’inin atık suları arıtıldı. 2020’de ise belediye nüfusunun yüzde 77,7’sinin, köy nüfusunun ise yüzde 13,1’inin olmak üzere toplam nüfusun yüzde 74’ünün atık suları arıtılma işlemine tabi tutuldu.
Kişi başı ortalama su miktarı 228 litre
Belediyelerce içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı ise 228 litre oldu.
Üç büyük şehirde ise çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarının İstanbul için 190 litre, Ankara için 246 litre ve İzmir için 221 litre olduğu tespit edildi.
Türkiye "su sıkıntısı çeken" bir ülke
Türkiye, sanılanın aksine su zengini bir ülke değil, hatta tam tersine yılda kişi başına düşen bin 519 m3'lük su miktarı ile “su sıkıntısı çeken” bir ülke konumunda. Susuzluğun arkasındaki tek sebep de iklim krizi değil, ülkedeki yanlış tarım, sulama ve kentleşme politikaları iklim krizinin yarattığı kuraklıkla mücadele etmekten epeyce uzak olduğu gibi tetikleyici dahi olabiliyor.
Ayrıca, Türkiye nüfusunun 2030’da 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının bin yıllık 120 m3'e gerileyeceği öngörülüyor. Bu öngörüler, Türkiye’nin “su fakiri” olma yolunda ilerlediğine işaret ediyor.
Prof. Dr. Doğanay Tolunay'a göre, ülkedeki kuraklığı ve onun bir parçası olarak susuzluğun en büyük sebeplerinden biri de su tüketimi fazla olan termik santraller.Özellikler iç kesimlerde kalan santral projelerinde su yeraltı ve yerüstü tatlı sularından elde ediliyor.
Yağışlar azaldı
2021 su/tarım yılına ilişkin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından hazırlanan “2020-2021 Su Yılı 12 Aylık Alansal Kümülatif Yağış Raporu”na göre, 2021 su/tarım yılı yağışları, normal değerlerin ve geçen yıl aynı dönem yağışlarının altında gerçekleşti.
Yağışlarda uzun yıllar verilerine göre, belirlenen normale kıyasla yüzde 19, 2020 su/tarım yılı yağışlarına göre yüzde 16 azalma yaşandı. Metrekareye düşen yağış miktarı da 465,5 milimetre olarak gerçekleşti. Uzun yıllar ortalamasına göre normal değeri 574 milimetre olan yağışlar, geçen yıl 552,6 milimetre olmuştu.
Durum dünya açısından da parlak değil. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Ekim ayında yayımladığı bir raporda iklim krizinin küresel çapta su krizine neden olacağının bir kez daha altını çizerek 2050’ye kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının su sorunu yaşayacağını kaydetmişti.
2018’de dünya çapında 3 milyar 600 milyon kişinin yılın en az bir ayı su kaynaklarına erişimde sıkıntı yaşadığını duyuran örgüte göre, bu sayı 2050’ye kadar 5 milyarı aşacak.
(TP)