* "Mülteci Haberciliği Atölyesi"nde yazılan bu haber, Atölye BİA İletişim Platformu atolyebia.org'da yayınlandı.
Suriyeli mülteci Malaz Usta (30), Suriye’deki iç çatışmaların artmasıyla 2016'da ailesiyle Türkiye’ye göç eder. Sürgünlüğü, mülteciliğin zorunlu sonuçları yoksulluk ve yoksunluğu sinema dili ile dünyaya anlatma yolunu seçti. Malaz Usta, 2020'de kurgusunu tamamladığı “Sürgünde Bir Yıl” isimli kısa filmi ulusal ve uluslararası festivallerden ödüllerle döndü.
Usta'nın "Sürgünde Bir Yıl" isimli kısa filmi, en son Documentarist 15. İstanbul Belgesel Günleri'nde 29 Haziran'da İstanbul Postane'de izleyici karşısındaydı.
Malaz Usta, "Sinemanın sadece mülteciler değil, dünya üzerindeki ötekilerin, aslında her insanın duygularını, yalnızlığını, çaresizliğini görünür kılmak ve onlara ulaşmada olağanüstü bir gücü olduğuna inanıyorum” diyor.
Bir mültecinin varoluş hikayesi
Usta, 1994 Şam doğumlu. 2011'de başlayan iç çatışmalar sırasında zorlukla da olsa Şam’da sürdürdüğü eczacılık eğitimini tamamladı. Usta ailesi, 2016'da çatışmaların artmasıyla Türkiye’ye göç etti. Usta, mülteciliğin ilk yıllarında İstanbul’da zorlukla edindiği küçük el kamerası ile kenti kayda başdı.
Malaz Usta, İstanbul'da ayrıca çocukluk hayali olan sinema eğitimi alma imkânı buldu. 2018'de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Radyo, TV ve Sinema okumaya başladı, aynı zamanda Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Film Tasarımı bölümündeki eğitimine devam etti.
"Sinemaya olan ilgim çocukluktan başladı"
2020'de kurgusunu tamamladığı “Sürgünde Bir Yıl” isimli kısa filmi ulusal hem de uluslararası festivallerde ödüller toplar. Malaz Usta, şimdilerde Avrupa’da yaşıyor. “Sürgünde Bir Yıl” filminin çekimine başlaması, çekim sırasında karşılaştığı zorlukları konuşmak üzere e-posta aracılığıyla Malaz Usta’ya ulaştık. Usta, bianet/ Atölye BİA'nın sorularını e-posta aracılığı ile yanıtladı.
Usta, çocukluğundan beri sinemaya ve filmlere ilgisinin olduğunu, mahallede arkadaşlarıyla telefon kamerası ile kısa filmler çekmeyi çok sevdiğini ve dolu dolu geçen o zamanları da çok özlediğini dile getiriyor.
Usta, “Sinemaya bu denli ilginiz varken neden eczacılık okudunuz?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Kimyasal maddeleri karıştırıp tepkimeye girmelerini, yeni renkler yaratmalarını, kristalleşip değişikliğe uğramalarını izlemeyi çok severdim. Değişim beni heyecanlandırırdı. Bu değişimi izlemenin hasretini çekerdim."
Korku ve belirsizlikle geçen beş yıl
Usta, Suriye’de iç çatışmaların başladığı 2011’den 2016 yılına kadar ülkesini terk etmemek için çok çaba gösterdiğini söylüyor.
“Korku ve belirsizlik içinde geçen beş yılda üniversite eğitimim tamamladım” diyen Usta, ailesi ile göç etme kararı verme süreçlerini şöyle anlatıyor:
"Suriye’de yaşam gerçekten zorlaşmıştı. Ailemle birlikte Türkiye’ye göç etmeye karar verdik. 2016'da geldik Türkiye’ye. Ama şunu söyleyebilirim. Türkiye’ye geldikten sonra benim için çok önemli olan fırsatlar yakaladım. Bu da benim şansım oldu. Sinemaya çocukluğumdan beri gönülden bağlıydım ve bu alanın eğitimini görme imkanını Türkiye’de buldum. Önce Türkçe öğrendim. Ardından da üniversiteye başladım, sinema okudum. Savaştan uzakta, güvende bir ortamda eğitim alabilmek de çok önemliydi."
Usta, eğitim hayatına devam ederken ailesine bakmak için çalışmak zorunda olduğunu anlatırken şöyle devam ediyor:
“Yorgunluktan bitip tükeniyordum ama hepsine değdi. Aşkıyla yanıp tutuştuğum şeyi yapmak ve rüyalarıma giren alanda çalışmak bana yeterince enerji veriyordu. Para biriktirip ilk yarı-profesyonel kameramı aldım. Bir yıl boyunca her gün ama her gün videolar çektim. Çektiklerimi bir tür video günlük şeklinde kurguladım ve ilk kısa filmimi yapabildim.”
Sürgünlüğün getirdiği kaos
Malaz Usta, İstanbul’daki ilk günlerinde kafasının çok karışık olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Yeni bir kültür. Bilmediğin bir dil, yoksunluk, yoksulluk, yalnızlık ve daha birçok şey. Belirsizlik, geleceğin ne olduğunu bilememek. Kafam çok ama çok karışıktı.”
Usta, İstanbul’daki ilk günlerinde hissettiklerini dışa vurmanın tek yolunun sinema olduğuna inandığını söylüyor. Usta, “Sürgünde Bir Yıl” isimli kısa filminin çekimlerine başladığı günlerinde içinde bulunduğu ruh halini şu cümlelerle anlatıyor:
“Hissettiklerimi, tüm karmaşık duygularımı, iletişimsizliği, sürgün ve mülteci olmanın ruhsal karmaşasını sinema ile anlatmak istedim. Çevremi, kenti, kentin kaosunu, karmaşayı kaydetmeye başladım. Çekimler uzun sürdü. Türkiye’de sinema eğitimi almaya başlamam kurgu süreci açısından çok önemliydi. Kurguyu 2020'de tamamladım. Sonra da yerli ve yabancı film festivallerinin kısa film kategorilerindeki yarışmalara gönderdim.”
"Mülteciler sadece rakamlara sığdırılmasın"
Malaz Usta, mültecilerin rakamlarla, istatistiklerle ifade edilmesinin onların yaşadığı sorunlardan ve dolayısıyla çözümden uzaklaştırdığı gibi topluma da yabancılaştırdığının altını çiziyor. Usta, sinemanın “sadece mülteciler değil, dünya üzerindeki ötekilerin, aslında her insanın duygularını, yalnızlığı, çaresizliğini görünür kılmak ve onlara ulaşmada olağanüstü bir gücü olduğuna inanıyorum” diyor.
Usta, şimdilerde Avrupa’da yaşıyor. “Kimlik ve aidiyet” kavramları ile ilgilendiğini söylüyor. Özellikle bireyin “kimlik arayışı” konusunda çalıştığını, bulunduğu ülkede mültecilerle mülakatlar yaptığını söylüyor. Usta, bir sonraki filminde kimlik ve aidiyet kavramlarının karmaşasını bireysel hikayelerle anlatmak istediğini de belirtiyor.
"Sürgünde Bir Yıl" belgeselinin festival yolculuğu
|
Not: Usta'nın şu anda yaşadığı ülke, güvenlik nedeniyle yazılmadı.
(İD/HG/SO/NÖ/EMK)