* Fotoğraf: Arşiv / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası kapsamında online basın toplantısı yaparak İstanbul’un çevre durum raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Basın açıklamasını okuyan TMMOB ÇMO İstanbul Şube YK Sekreteri Medet Güney, Türkiye’de ekolojik yıkımın dünyadaki diğer ülkelere göre daha fazla olduğunu belirterek, özellikle İstanbul’un havasının, suyunun ve toprağının kirliliğine ilişkin rapor hazırladıklarını söyledi.
2019 yılı partikül hesaplamalarıyla İstanbul’un neredeyse sağlıksız bir hava soluduğuna dikkat çeken Güney, pandemi sürecinde bile istasyonların hava kirliğini yüksek ölçtüğünü, İstanbul’un zehir soluduğunu söyledi.
“İstanbul’un suya erişimi daha pahalı oldu”
3. köprü ve havalimanı gibi projelerle İstanbul’un su havzalarının zarar gördüğünü hatırlatan Güney, şunları söyledi:
“Kanal İstanbul projesi etki alanında kalan su havzaları projeyle birlikte yok olacak. Böylece İstanbul’a yeni su getirme projeleri gerekecek. Yeni su projeleri, İstanbul’un suya erişimini daha pahalı hale getirirken suyun kalitesini de düşürür.
“Her türlü talan projesi doğa ve ekolojik yıkım anlamına gelmektedir. Buna karşı mücadele edilmesi gerekiyor.”
ÇMO’dan öneriler
Güney, ekolojik yıkıma karşı ÇMO olarak önerilerini şöyle sıraladı:
* İstanbul için hava kirliliğinin limit değerlere uygun hale getirilmesi için acil eylem planı hazırlanmalı.
* İstanbul’un su kaynaklarının korunması masraflı bir yönetimi olan başka havzalardan su taşınması yerine İstanbul’da yüzde 20- 25’lere varan su kaçaklarının giderilmesi; İstanbul’da tüm atık su arıtma sistemlerinin ileri biyolojik atık su arıtma sistemleri haline getirilmesi gerekmektedir. Marmara’nın kirlilik yükünü artıran tüm projelerin durdurulması ve kentin bileşenlerinin, halkın, meslek odalarının ve üniversitelerin kamusal denetime dahil edilmesi gerekmektedir.
* İstanbul’un yer altı sularını ve toprağını kirleten faaliyetlerin acilen kısıtlanması öncelikli hedef olmalıdır. Mevcut kirliliğin giderilmesi için üniversitelerin ve çevre mühendislerinin dahil edilmesi, toplumsal maliyetin en düşük ve çevre dostu yaklaşım olacaktır.
* İstanbul’da yapılan tüm yapılaşma gürültülü eylem planına uygun hazırlanmalı, merkezi ve yerel yönetim arasında çıkan ikiliğin yıkım yaratmasının engellenmesi için projelerin meslek örgütleri ve bölge halkının denetimine açılması gerekmektedir.
(TP)
Kaynak: Evrensel