* Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye'nin 29 büyükşehrinde yeni tip koronavirüs (covid-19) salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında vatandaşların evde kalması, araç kullanımını büyük oranda düşürürken partikül madde (PM10) hava kirliliği yüzde 32 azaldı.
AA’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin hava kalitesi ölçüm istasyonları verilerinden derlediği habere göre, hava kirliliğinin en az değiştiği şehirler İzmir, Muğla ve Tekirdağ oldu. 3 büyükşehirde hava kirliliği sadece yüzde 3 geriledi.
Türkiye'nin en kalabalık şehri olan megakent İstanbul'da ise hava kirliliği 16 Mart tarihinden sonra yüzde 11 azaldı. Nüfus olarak en kalabalık büyükşehirlerde hava kirliliği başkent Ankara'da yüzde 27, Bursa'da yüzde 37, Antalya'da yüzde 28 ve Adana'da yüzde 46 azalarak kayıtlara geçti.
Verilere ilişkin ayrıntıları bianet'e değerlendiren Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan verilerde kirliliğin sanayi, ısınma ve trafik kaynaklı olduğu bilgisine yer verilmediğini belirterek şunları söylüyor:
“Her sene Mart ayı itibariyle ısınma için kullanılan odun ve kömürün azalmasından kaynaklı olarak hava kirliliğine mevsimsel olarak bir düşüş yaşanmaktadır. Koronavirüs ile mücadele önlemleri kapsamında trafik de azaldığı için buna ulaşımdan kaynaklı kirliliğin de azalması eklenmiş olabilir. Fakat bir yandan da vatandaşlardan gelen tepkiler sonucu Madde 50'nin veto edilmesi nedeniyle 1 Ocak 2020 itibariyle çevre yatırımlarını tamamlamayan 5 tane kömürlü termik santralin tamamen, 1 tanesinin de kısmen kapatılmış olduğunu da unutmamak gerek.”
“Maraş’ta 2 termik santral 1 Ocak’tan beri kapalı”
Hava kirliliğine ilişkin son verilere göre, ülkedeki büyükşehirlerde en fazla hava kirliliği azalması Kahramanmaraş'ta yaşandı. Maraş'ı sırasıyla Urfa, Hatay, Van, Erzurum ve Eskişehir takip etti. 16 Mart'tan sonra hava kirliliği Maraş'ta yüzde 60, Urfa'da 58, Hatay'ta yüzde 55, Van'da yüzde 53 ve Erzurum ile Eskişehir'de yüzde 51 azaldı.
Maraş, Temiz Hava Hakkı Platformu’nun 2018’de hazırladığı Kara Rapor’da hava kirliliği en fazla olan illerden biriydi. Son gelişmeleri sevindirici” olarak niteleyen Buket Atlı, şunları söylüyor:
“Maraş'taki etkinin sadece koronavirüs kaynaklı olduğunu düşünmüyoruz. Bölgede biri 33 diğeri 15 yıldır faaliyette olan iki adet termik santral bulunuyor. Daha önce yapılan çalışmalarda uzay verilere yansıyacak kadar büyük bir CO2 kirliliğine neden olan Afşin A ve B Termik Santrali'nin de 1 Ocak'tan beri kapalı olmasının etkisini de atlamamak gerek.”
Öte yandan, Afşin ilçesinde toplam 1800 Megawatt (MW) 3. bir kömürlü termik santral yapılması planlanıyor. Projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu 31 Mart itibariyle onaylandı. Atlı, proje gerçekleştiği takdirde 40 yıl içinde 33 bin kişinin hava kirliliği nedeniyle erken ölümüne sebep olacağının tahmin edildiğini aktarıyor.
“Solunum yoluyla bulaşan bütün hastalıklarda etkili”
Kirli hava solumanın koronavirüs de dahil olmak üzere solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıkların etkisinin artmasına sebep olduğunu belirten Atlı, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı sağlık sorunlarına en fazla sebep olan kirletici ince partikül madde (PM2.5) için bir ulusal sınır değer ve azaltmaya yönelik bir mevzuat olmadığı bilgisini veriyor:
“Akciğerlerden solunarak doğrudan kana karışan ve kanser dahil pek çok sağlık sorununa sebep olduğu kanıtlanmış PM2.5, 2019’da 339 tane Ulusal Hava Kalitesi İzleme İstasyonu’ndan sadece 81 tanesinde ölçüldü. PM2.5 için bir ulusal sınır değer ve mevzuat olmadığı için sonuçlar hakkında bir önlem alınmıyor.
* Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı
“Bundan sonraki süreçte hava kirliliğinin tekrar eski haline dönmesini engellemek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan PM2.5 kirleticisinin tüm illerde ölçülmesini ve ulusal sınır değerleri içeren mevzuat düzenlemelerini acilen yapması gerekiyor.”
Virüs ve hava kirliliği: Uzmanlar ne diyor?
Temiz Hava Hakkı Platformu üyelerinden Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan’ın değerlendirmeleri de şöyle:
“Hava kirliliği hem kronik hastalıklara neden oluyor hem de var olan kronik hastalıkları alevlendirerek virüsün daha ölümcül seyretmesine neden olabiliyor. Ayrıca, kirli hava solumak bireylerde solunum sisteminin savunma mekanizmasını bozarak, virüsün vücuda alınmasını ve yerleşmesini de kolaylaştırıyor. Bu nedenle virüsün bireylerde yol açacağı hasarı azaltabilmek için; hava kirliliğinin azaltılmasını sağlayacak kısa ve uzun vadeli önlemlerin ihmal edilmemesi gerekir.”
Temiz Hava Hakkı Platformu Çevre için Hekimler Derneği temsilcisi Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise diğer ülkelerdeki hava kalitesi sınır değerlerine dikkat çekiyor:
“Avustralya ve Kanada ulusal mevzuatında Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerlere uyarken; Japonya ve ABD’de bu değere yakın limitler belirlendi. Enerji politikasında kömürün büyük yeri olan Çin bile geçtiğimiz yıllarda kent ve kırsal için farklı PM2.5 limitleri kabul etti. Türkiye’de ise ne yazık ki PM2.5’e yönelik hiçbir sınır değer ve ulusal mevzuat yok. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerler ve Avrupa Birliği’nin limitleri de göz önüne alınarak 2020 yılında PM2.5 kirleticisi için ulusal limitlerin belirlenmesini talep ediyoruz.”
29 büyükşehirde hava kirliliği
Türkiye'nin 29 büyükşehrinde hava kirliliği (PM10, (µg/m3)) verileri şu şekilde:
(TP)