Fotoğraf: MA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında, 11 Ekim 2015'te annesiyle ekmek almaya giden Helin Hasret Şen’i Kobra tipi zırhlı araçtan ateş açarak öldüren polis A.E.’nin tutuklanma talebi reddedildi.
Polis A.E. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “kasten öldürmek” suçlamasıyla yargılanıyor. Dünkü duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı.
MA’nın haberine göre duruşmaya, Helin Hasret Şen’in annesi Nazmiye Şen ve babası Ekrem Şen ile avukatları Abdullah Zeytun, Yakup Güven ve Ömer Sansarkan da katıldı.
“Benim kızım 7 yıldır toprak altında”
Dosya hakkında görüş bildiren savcı, dosyadaki eksik hususların tamamlanmasını talep etti.
Mahkeme de davanın ilk celsesinde Adli Tıp Kurumu’na istenilen raporun henüz tamamlanarak gönderilmediği bilgisini verdi.
Söz alan baba Ekrem Şen, “Benim kızım 7 yıldır toprak altında. Katil henüz hapse girmemiştir. Ben sanığın tutuklanmasını istiyorum” dedi. Anne Nazmiye Şen de “Sanığın derhal tutuklanıp görevinden alınmasını istiyorum” diye konuştu.
“Soruşturmayı yapanlarla sanık aynı birimde”
Şen ailesinin avukatı Abdullah Zeytun, önceki celse tevsii tahkikat talebinde bulunduklarını bu taleplerinin kabul edilmediğine işaret ederek, tevsii tahkikat talepleri ile sanığın tutuklanmasının kabul edilmesini gerektirecek çok sayıda delil olduğunun altını çizdi.
Zeytun, Şen’in annesi ile olay yerindeki tanıkların ifadeleri, kamera kayıtları, sanığın savunmalarının aksini gösteren emniyet tutanakları, soruşturma aşamasında delillerin kasıtlı olarak toplanmaması, soruşturmanın 4 yıl yapılmaması, failin kamu görevlisi olması ve soruşturma işlemini yapan kişilerle sanığın aynı birimde olması, bu hususun kovuşturma birimlerince bilinmesine rağmen hiçbir tedbirin alınmamasının, sanığın tutuklanmasına yetecek deliller olduğunu söyledi.
Soruşturmanın “terör” suçlarıyla yetkili savcı tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Zeytun, bunun mağdurun Kürt olması nedeniyle “potansiyel suçlu” olarak lanse edilmesiyle titiz yürütülmediğini ifade etti.
“Fail kolluk görevlisiyse, cezasızlık ilkesi hakim”
Şen soruşturmasında adli ve idari olarak hukuka uygun bir işlem yapılmadığını vurgulayan Zeytun, cezasızlık yaklaşımının hakim olduğunu söyledi.
Failin kolluk olmadığı başka bir olayda öldürme olayı yaşansaydı failin tutuklanmasına hemen karar verileceğine işaret eden Zeytun, Türkiye’deki kolluğun karıştığı ölüm ve şiddet olaylarının birçoğunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığını ve AİHM’in bu konuda “ihlal” kararı verdiğini hatırlattı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin cezasızlıkla sonuçlanan dosyalar hakkında bilgi istediğini belirterek, Şen dosyasında AİHM’in Türkiye’yi mahkûm ettiği ihlallerin tümünün mevcut olduğunu ifade etti.
Sanığın kamu görevlisi olması nedeniyle bir takım istisnai hususlara tabi tutulduğunu dile getiren Zeytun, sanığın tutuklanması talebinde bulundu.
“Polislere ya beraat ya hafif ceza veriliyor”
Şen ailesinin avukatlarında Yakup Güven de Kürtlere karşı failin kamu görevlisi olduğu suçlarda cezasızlık politikasının sistematik bir hal aldığının altını çizerek, bu tür durumlarda ya failin beraatına ya da herhangi bir mahkumiyet sonucu doğurmayacak hafif cezalara hükmedildiğini kaydetti.
Sivil toplum örgütlerinin verilerine göre, zırhlı araç kazalarının neredeyse yüzde 100’nün Kürt illerinde gerçekleştiğini, bu olayların hiçbirinde mahkemelerin cezaya hükmetmediğini söyleyen Güven, 90’lı yıllarda da yaşanan faili meçhul cinayetlerde durumun aynı olduğunu söyledi.
Cezasızlıkla sonuçlanan binlerce olayı incelediklerinde durumun tesadüf olmadığı kanaatine vardıklarını dile getiren Güven, “Adli bir olayda, bir magandanın açtığı ateşle, istemediği halde birinin hayatını kaybetmesi durumunda çoğu kez tutulama kararı verilir. Bu dosyada olay günü kameralar önünde sürekli insan sirkülasyonunun olduğu bir sokakta, insanların yaşamlarını tehlikeye sokan ve sonucunda müvekkil Helin’in ölümüne sebebiyet veren sanığın halen tutuklanmamış olması bu yargılamanın hakkaniyetli ve adil olduğu hususunda tarafımızca şüphe oluşturmaktadır” diye konuştu.
Güven de olayın gerçekleştiği sokaktaki vatandaşların tanık sıfatıyla dinlenmesine ve sanık hakkında tutuklanma kararı verilmesini talep etti.
Sanığın tutuklanması “ölçülü” bulunmadı
Tanıkların Helin Şen'in sırtı dönük iken kendilerine ateş edildiğini, ancak Şen'in yüz bölgesine giren kurşunla öldüğünü söyleyen sanık A.E. ise mahkemenin bu konuda bir değerlendirme yapmasını istedi.
Sanık avukatı da Şen’in karşı yönden açılan ateşle vurulduğunu savunarak, müvekkilinin tutuklanması talebinin reddedilmesini ve duruşmalardan vareste tutulmasını istedi.
Mahkeme ara kararında, ATK’de bulunan dosyanın akıbetinin sorulmasına, Şen’in öldürüldüğü sokaktakilerin tanık olarak dinlenilmesi talebinin daha önce reddedildiği ve yeniden karar kurulmasına yer olmadığına, sanığın tutuklanmasının ölçülü olmayacağına hükmetti.
Bir sonraki duruşma 15 Aralık 2022’de görülecek. (AS)