Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kuzey Kıbrıs polisi Sedat Peker'in açıklamalar ardından Kutlu Adalı cinayeti konusunda Türkiye'den bilgi talebinde bulunulduğunu açıkladı. Talep Kutlu Adalı’nın 25. ölüm yıl dönümünde geldi. Kıbrıs Meclisi’nde Mayıs sonunda ayrıca bir araştırma komitesi kurmuştu.
TIKLAYIN - Kutlu Adalı, Kıbrıs'taki kabri başında anıldı
Bugün yazılı bir basın açıklaması yapan Polis Basın Subaylığı, şunları kaydetti:
“Son olarak ülke dışından yapıldığı bilinen bir sosyal paylaşım sitesinde, konu ile ilgili bazı açıklamalar içeren paylaşımlar yer almıştır. Bahse konu bu paylaşım ve gelişmeler çerçevesinde, Polis Genel Müdürlüğü tarafından cinayet dosyası yeniden soruşturma ve araştırma kapsamına alınmıştır.
“Bu maksatla Türkiye Cumhuriyeti makamlarından, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 25 Aralık1987'de imzalanan 'Suçluların Geri Verilmesi, Mahkeme İlamlarının Karşılıklı Tenfizi ve Adli Yardımlaşma Yasası' uyarınca ilgili birimden gerekli bilgi talebinde bulunulmuştur."
Açıklamada ayrıca, cinayet dosyasıyla ilgili Polis Genel Müdürlüğünce gerekenlerin hassasiyetle yapılmaya devam edilmekte olduğunun, araştırma ve incelemelerin, olay aydınlatılıncaya kadar elde edilecek yeni bilgiler çerçevesinde sürdürüleceği aktarıldı.
Ne olmuştu? |
Sedat Peker, YouTube'dan yayınladığı 23 Mayıs tarihli 7'nci videosunda öldürülen Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili şu iddialara yer vermişti: "1996’da Kutlu Adalı’nın cinayetine değineceğiz dedik. Söz namus. Biz o zaman Mehmet Ağar, Korkut Eken hep beraberiz... Genciz, vatanseveriz... Bana genelde iş adamlarını yönlendiriyorlar, faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacağım. Bana dedi ki, 'Kıbrıs'ta bir adam var, Kıbrıs'ı Rumlara satmak istiyor' İki profesyonel dedi... Dedim sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker'i. Uzmandır, sokaklarda yetişmiştir. Biletlerden bakabilirler. Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Adam namuslu adam, bu günleri görmüş, namuslu adam. Rumlara Kıbrıs'ı satacağı yok. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra. Denk gelinemedi. Korkut abiyle konuştuk. Dedi sonra gideceğiz. Onlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, 'Halloldu o iş' dedi. Atilla Peker doğruyu söyler. Öldürsek öldürdük derdim. Zamanaşımına girdi. Eşinin mücadelesini hep uzaktan izledim. Neyi anlatayım. Hepimiz birbirimizin aynısıyız." Atilla Peker'e aynı gün gözaltıAynı gün Atilla Peker, Muğla'nın Fethiye ilçesindeki ikametinden gözaltına alındı. Kardeşinin gözaltına alınması üzerine Twitter hesabından paylaşım yapan Sedat Peker, "Korkut Eken ile Mehmet Ağar'ı neden gözaltına almıyorsunuz, sadece benim kardeşimi alıyorsunuz" dedi. Muğla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesindeki işlemleri tamamlanan Atilla Peker ile özel koruması Yunus Olcay, "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan bugün Fethiye Adliyesine sevk edildi. Peker ile Olcay çıkarıldıkları sulh ceza hakimliğince yurt dışına çıkış yasağı konularak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayrıca Fethiye Savcılığı, Atilla Peker hakkında Kutlu Adalı cinayetine ilişkin soruşturma başlattı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün akşam (24 Mayıs) Habertürk'te katıldığı programda Atilla Peker'in 6 Temmuz 1996 tarihinde evinin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen gazeteci yazar Kutlu Adalı cinayetinden soruşturma açılması için talimat verdiğini söylemişti. Kutlu Adalı cinayetiKıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı, ölümünden hemen önce çok değerli tarihi eserlerin kaçırıldığı St. Barnabas Kilisesi ve İkona Müzesin'de gerçekleşen silahlı soygunu araştırıyordu. Adalı, soygundan dokuz gün sonra, 23 Mart günü yayımladığı haberinde, söz konusu baskında KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı'na bağlı resmi araçların kullanıldığını yazdı. Adalı, Kıbrıs'taki Türk siyasiler ve çevresi tarafından milliyetçi ve vatansever olarak bilinse de dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a muhalifti. Denktaş hakkında yazdığı "Minaredeki deli" başlıklı yazı yüzünden evi kurşunlanmıştı. Adalı yazılarında, Kıbrıs’ta faaliyet gösteren bir dizi paramiliter örgütlerden bahsediyor, "Kıbrıs Barış Harekatı"ndan önce birçok cinayetin onlar tarafından işlendiğini ve Rumların üzerine atıldığını iddia ediyordu. Kutlu Adalı, 2 Nisan 1996 tarihinde tehdit edildiğini açıkladı. Adalı'nın şikayetleri emniyet yetkilileri tarafından dikkate alınmadı. Adalı, 6 Temmuz 1996 günü evinin önünde vurularak öldürüldü. Kuzey Kıbrıs yönetimi makamlarının başlattığı soruşturma sonuç vermedi ve cinayeti kimin işlediği belirlenemedi. Bunun üzerine eşi İlkay Adalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye aleyhine dava açtı. 31 Mart 2005’te mahkeme, “cinayet hakkında yeterli ve inandırıcı araştırma yapılmadığı” gerekçesi ile Türkiye’yi mahkum etti. |
(HA)