Fotoğraf: ILO / Flickr
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Temiz Giysi Kampanyası Derneği, COVID-19 sürecinin başından itibaren tekstil sektöründe çalışan işçilerin karşı karşıya kaldığı yeni koşulları belirleyebilmek adına bir araştırma yürüttü.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Aysun Danışman araştırma sonrasında bir rapor kaleme aldı. Dedeoğlu ve Danışman raporda pandemi sürecinde işçilerin değişen çalışma koşullarının yanı sıra, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik riskleri, işbölümünün yapısını ve ücretlerde ortaya çıkan değişiklikleri ortaya koydu.
60 tekstil işçisiyle görüşülerek hazırlanan raporda varılan sonuçlar arasından dikkat çeken hususlardan bazıları şöyle:
>> Hükümet tarafından çıkarılan ve işçilerin mağduriyetini giderme adına uygulamaya konulan ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, işsizlik maaşı haklarından yararlanabilmenin belli şartları vardır. Her işçi, bu haklarda yararlanamıyor olmakla birlikte, ilk şart sigortalı çalışan olmaktır. Tekstil sektöründeyse kayıt dışı istihdam yüksektir. Görüştüğümüz işçilerin yüzde 66,7’si kayıt dışı istihdam edilmektedir.
>> Devletten ya da başka bir kurumdan yardım almadığını belirten işçilerin oranı 23 kişiyle %88,5’tir. 34 kişi bu soruya cevap vermemiş, sadece 3 kişi yardım aldığını söylemiştir.
>> COVID-19 sürecinde işe nasıl gidildiği ile ilgili soruya yüzde 65,3 oranına denk düşen bir grup işçi, “Yürüyerek” yanıtını vermiştir.
>> Bu yanıyla, raporun en dikkat çekici bulgularına biri, kayıt dışı çalışan işçilerin hiçbir haklarının olmadığı ve hiçbir hak iddia etmedikleridir. Bu durum, kayıt dışı çalışan işçilerin sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde işe yürüyerek gidip gelebilecekleri çalışma alanlarını tercih etmesiyle de görünür hale gelmektedir.
Kuralların hiçbiri geçerli değil diyenler yüzde 50
>> İş yerinde fiziksel mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyulup uyulmadığı sorusuna 24 kişi (yüzde 50) “Bu kuralların hiçbiri geçerli değil” diye yanıt verirken; 18 kişi (yüzde 37,4), kuralların tamamına uyulduğunu belirtmiştir.
>> Yüzde 45,6 oranıyla 26 kişi, asgari ücretin altında maaş aldığını; yüzde 73,6 oranıyla 39 kişi, maaşını elden aldığını belirtmiştir. Bu veriler de kayıt dışı istihdam oranının yüksekliğini kanıtlar niteliktedir.
>> Kayıt dışı çalışan işçilerin tamamı, geçinmekte zorlandıklarını; devletten kısa çalışma ödeneği alan işçiler ise ödenen tutarın kira ve fatura gibi ödemelerin yapılmasına dahi yetmediğini belirtmiştir.
>> Raporun bir diğer bulgusu ise işgücü piyasasına dair alınan önlemlerin, sektördeki yüksek kayıt dışı istihdamı kapsamamasının yanı sıra sigortalı işçiler için de yetersiz olduğudur. Bu önlemler ile işten çıkarmaların yasaklanması, işçilerin ücretsiz izne çıkarılmasına sebep olmuş ve geçim sıkıntısını derinleştirmiştir.
COVID-19 günleri: Çalışmaya devam, durmak yokRapordan işçilerin bazı aktarımları ise şöyle: "Tarık 12 yaşından beri tekstil sektöründe çalışan ve 7 kişilik ailesi ile yaşayan genç bir işçi. Uzun yıllardır tekstil işinde çalışıyor, başka iş aramış ama iş bulamadığından devam ediyor. Korona günlerinde de çalışmaya devam etmiş. Sigortasız çalışan Tarık, bilinen markalar için üretim yapan büyük bir atölyede çalışıyor. "Çocuk yaşlarda tekstile başladığı için işyeri denetlemeye geldiği zaman, 16 yaş altı oldukları için ‘Çocukken de saklıyorlardı bizi. Torbaların arkasına, tuvalete falan sıkıştırıyorlardı.’ diyor. O zamanlar ‘13 yaşında ya vardım ya yoktum’ diyor. "Salgının ilk günlerinde iş yeri 2 hafta kapatılmış ve bu süreçte işçiler bir hafta zorunlu ücretli yıllık izin kullandırılmış, bir hafta da ücret ödemeden izinli olmuşlar. Tarık sigortasız çalıştığı için devletten hiç ücret alamamış. Bu süreçte, işyeri sahibi sigortasız çalıştığı için 1300 TL ücret ödeyeceğini söylemiş fakat o ücreti hiç ödememiş. Ücretinin neden ödenmediğini ise çekindiği için hiç soramamış. "Salgının ilk günlerinde iş yerinde maske takmak zorunlu değilmiş fakat sonra işçiler koronaya yakalanmaya başlayınca işyeri bir hafta kadar kapanmış ve Tarık bir haftalık ücretli izne çıkarılmış. ‘Sonra dikkat ettiler, artık maskenizi takın dediler. Ciddi olduğunu o zaman anladılar.’ diyor. İşyeri tekrar açıldıktan sonra da korona virüs vakaları olmuş fakat işyeri kapatılmamış. Bir kısım işçiler ücrete ihtiyaçları olduğu için çalışmaya devam etmek istemiş. Bir kısım işçi ise çalışmak istememiş. Bu noktadan sonra hasta olanlar eve yollanırken işyeri çalışmaya devam etmiş. "İşveren bir dönem işyerini kapalı gibi gösterip maske üretmeye de devam etmiş. Bu durumu şöyle anlatıyor Tarık, ‘Kurnazlık yaptı, devlete kapalı olarak gösterdi ama işyeri açıktı. Hem devletten para aldı, hem de biz o süreçte maske ve sağlık çalışanları için başka ekipmanlar diktik. Aynı zamanda iç piyasa diktiğimiz ürünleri de dikmeye devam ettik.’ diyor. Bu dönem işveren çalışmayı gönüllülük esasına bağlamış, sadece çalışmak isteyen işçiler işe gidiyormuş." |
(HA)