Yaklaşan YGS öncesi klasik uzman önerilerinde olduğu gibi öğrencilere kahvaltı yapmadan sınava gitmeyin, ceviz ve çikolata yiyin, uykunuzu almış olun falan demeyeceğim.
Yanınızda yedek kalem alın hiç demeyeceğim, çünkü Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) onu da ihale edip öğrencilere kalem, silgi, şeker ve sayılı peçete veriyor.
Maazallah burnunuz çok akarsa ya da kanarsa yapacak bir şey yok, optik formla mı silersiniz, kolunuzla mı bilemiyorum.
Sınav salonuna yanınızda ekstra bir şey getirmek yasak. Şifre skandalının sorumlusu "öğrenciler" ya(?), yasaklar öğrencilere!
Mesela ÖSYM sizden içinde en az bir büyük harf, bir küçük harf, bir sayı, bir noktalama işareti bulunan şifre yaratmanızı istemesi tamamen bununla ilgili. Hep güvenlik düzeyi düşük şifre kullandığınız için oldu bu skandallar(!)
Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sınavı öncesi öğrencilere başka önerilerim var:
1) Sınav günü puşi takmayı düşünün mesela.
Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'ni kazanırsınız belki. Cihan Kırmızıgül gibi...
Bu bölümde öğrenciydi Cihan. Şubat 2010'da İstanbul'un Çağlayan semtinde bir grup, boş bir markete molotof kokteyli atarak kaçtı. Görgü tanıkları, gruptaki kişilerin puşi taktığını söyledi.
Aynı saatlerde arkadaşının evinden çıkan Cihan da olaydan habersiz, durakta otobüs bekliyordu. Boynunda puşi takılı olan Cihan "eyleme katılmış olabileceği" gerekçesiyle gözaltına alındı. Avukatı Sait Tanrıverdi, daha önce gözaltı kaydı bile olmayan Cihan'ın aleyhindeki tek mevcut delilin, "olay yeri yakınında boynunda puşiyle dolaşması" olduğunu söyledi. 24 aydır tutuklu. 500 den fazla tutuklu öğrenciden biri...
2) Yanınıza yumurta almayı da düşünebilirsiniz.
Protein kaynağı ne de olsa. Zihni açar. Yıllardır üniversitelerde baskı, soruşturma, cezalar aracıyla öğrenciler susturulmaya çalışılırken, afiş asan, stant açan, şenlik yapan öğrenciler okullardan atılırken, öğrenciler Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) olduğu gibi zorla banka müşterisi yapılmaya çalışılırken yanınızdaki yumurta tüm bunlara göre masum durmayabilir gerçi(!)
3) Sınavdan önceki gün "4+4+4 kaç eder" sorusuna iyi çalışın.
Zira belirleyici soru bu diyorlar. Çünkü kaç ettiğini kimse bulamıyor. Ne mi biliyoruz? İlk dört yıldan sonra okula devam zorunluluğunu kaldıracağını, çıraklık yaşını düşürüp, çocuk işçilerin sayısını artıracağını... Yetişkin işçiler ekmek peşinde, çadırlarda yanıyorken çocuk işçileri kim nasıl koruyacak? Kız çocuklarının okuma mücadelesini zorlaştıran, çocuk gelin sayısını arttıran bir yol açılıyor. Çocuklar için 4+4+4=İşçi=çocuk=gelin demek!
4) Mutlaka bir sözlük bulundurun.
Sınav kısaltmalarıyla ilgili bir sözlük çıkarılması öğrenciler için büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. YGS, LYS, SBS, OKS, KPSS, KPDS, ÜDS* ve daha nice sınav kısaltması içinde boğulan öğrenciler hangi sınava niçin girdiklerini unutacak düzeye geldiler. Hatta doğumdan sonra her bebeğe yaşamı boyunca girmek zorunda olduğu veya girmesi önerilen sınavlardan oluşan "yaşam boyu sınav haritası" verilmesi de düşünülebilir.
5) Sınava girmeden psikoloji kitapları okuyun.
Hem sizin hem de ailenizin bolca ihtiyacı olacak. Yaşamınızın her döneminde seçilmek ve bir yere yerleştirilmek zorunda kalmanız sizde nasıl bir değersizlik ve vahşi rekabet hissi yaratır bir düşünün. Kendi sınav sonucunuzu öğrenmeden önce arkadaşınızınkini merak etmeniz, ailenizin sizin sınav sonucunuzu başkalarınınkine göre değerlendirmesi durduk yere olmadı ya! Oysa biz yardımlaşmayı seven, arkadaşının, komşusunun derdine çözüm bulmaya koşan, fedakar bir toplumun çocuklarıydık. Ne oldu bize? Başkasının başarısızlığına çaktırmadan sevinmeye niye başladık?
6) Terazi almayı unutmayın.
Çünkü bu sınava giren öğrenciler aynı koşullarda sınava hazırlanamıyor. Kimi öğrenciler imkansızlıklar içinde, kimi imkan zehirlenmesi geçiriyor. Aynı soruları cevaplayan öğrencilerin yaşam koşulları arasında eşitlik olması bir yana uçurum oluşmakta. Sınavlarda şampiyonlar kadar sıfır çekenler var.
Bu adaletsizliğin sorumlusu öğrenciler değil elbette. Bu başarısızlığı yaratan etmenler ortadan kaldırılmadan, tüm bölgelere eşit düzeyde eğitim olanakları tanınmadan adalet ve eşitlik sorgulanması gereken kavramlar. Çünkü Themis terazisini fırlatıp atalı ve Türkiye'den gideli çok oldu.
Şimdi bir dublör var onun yerine terazinin bir tarafı hep sermaye sahiplerinden, cinsiyetçi sistemden, sömürüden yana ağır basıyor. Gözü bağlı değil Themis Dublörünün. Gözünde üç boyutlu gözlükler; iktidar ne gösterse onu yapıyor.
Son olarak 1 Nisan 2012 YGS sınavına girecek öğrencilere bu tabloda ne kadar yakalanırsa başarı ama aynı zamanda yine bu tabloda çokça ihtiyaç duyduğumuz örgütlü, direngen yıllar diliyorum.
* YGS - Yükseköğretime Geçiş Sınavı, LYS - Lisans Yerleştirme Sınavı , SBS - Seviye Belirleme Sınavı, OKS - Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı, KPSS - Kamu Personel Seçme Sınavı, KPDS - Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı, ÜDS - Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı
** Duygu Doğru, eğitimci, Hatay