Makalenin İngilizcesi için tıklayın
Eleştirel sosyal medya paylaşımı yapan insanlara baskı uygulamakla yetinmeyen Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı, şimdi de KOVİD-19 krizini bahane ederek, Twitter, YouTube ve Facebook gibi sosyal medya platformlarını doğrudan kontrol etmeye niyetlenmiş durumda.
KOVİD-19 ile ilgili alınacak ekonomik önlemlerle ilgili bir yasa tasarısının içine gizlenmiş sekiz madde, sosyal medya platformlarını Türkiye hükümeti tarafından kontrol edilmeye ve sansürlenmeye boyun eğmeleri için zorlamaya çalışıyor.
9 Nisan günü dolaşıma sokulan kanun tasarısı, bir milyondan fazla kullanıcısı olan tüm sosyal ağ sağlayıcılarının, içeriğin kaldırılması veya bazı hesaplara erişimin engellenmesi ile ilgili mahkeme kararlarının tebliğ edilebileceği, Türkiye’de yetkili bir temsilci atamalarını zorunlu kılıyor.
Bu düzenlemeye uymayan platformların bant genişlikleri yüzde 50 ila 95 arasında daraltılabilecek ki bu da söz konusu sosyal medya platformlarının Türkiye’de kullanılamaz hale gelmesi anlamına geliyor.
Sosyal medya şirketlerine verilen mesaj açık: yasaya uy ya da öl.
Tasarıda, sosyal medya şirketleri tarafından atanması öngörülen yetkili temsilcinin içeriğin kaldırılması ve hesaplara erişimin engellenmesi kararlarına 72 saat içerisinde yanıt vermesi ve kaldırılan içeriklere ilişkin üç ayda bir rapor sunması öngörülüyor.
Daha da önemlisi, sosyal medya platformlarının Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de tutmaları da zorunlu kılınıyor ki, bu da yetkililerin söz konusu verilere erişim talep edebilecekleri anlamına geliyor.
Tasarıda getirilen düzenlemelere uymayanlar, 5 milyon Türk Lirasına kadar para cezasına çarptırılabilecekler.
Hükümet politikalarını sosyal medya üzerinden eleştiren insanlara gözdağı vermek amacıyla savcılık soruşturması veya ceza yargılaması başlatmak Türkiye’de olağan bir uygulama ve savaş veya ulusal kriz dönemlerinde bu uygulamanın daha da hız kazanması sık sık görülen bir durum. KOVİD-19 küresel salgını da buna bir istisna teşkil etmiyor.
Savcıların “halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla … sağlık … bakımından alenen tehditte bulunma” suçunu teşkil ettiğini değerlendirdikleri sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınarak, haklarında savcılık soruşturması veya ceza yargılaması başlatılmış yüzlerce insan var. Bunlardan bazıları mahkemeye çıkacakları günü, tutuklu olarak cezaevinde bekliyorlar.
Yasalaştığı takdirde, yeni tasarı bundan da ileri gidecek. Medya sansürünün normal olduğu bir ülkede Twitter ve Facebook gibi platformlar Erdoğan cumhurbaşkanlığını korkutan sosyal medya tartışmalarını ve eleştirilerini kısıtlamakla yükümlü kılınacaklar.
Türkiye hükümeti yasa tasarısını geri çekmeli, eğer o bunu yapmazsa, meclis yasa tasarısını reddetmeli.
Sosyal medya şirketleri, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, ifade özgürlüğünü savunan tüm ülkeler ve uluslararası örgütlerle birlikte, Türkiye’deki sosyal medya kullanıcıları da, Türkiye’nin bu tasarıdan vazgeçmesi için seslerini çıkartmalıdır. (ESW/APA)