Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) neredeyse parti tarihi kadar eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "seks kaseti" iddialarının ardından istifa etmesiyle başlayan hengamede, iş nasıl olduysa yine döndü dolaştı ve eşcinsellere geldi.
Tuhaf ama bir Türkiye adeti, geleneği haline gelen bu durumun "kahramanları" CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı idi.
Ve Sevigen Kütahyalı'ya söylediği sözlerle geçen yıl İstanbul'da düzenlenen 17. LGBTT Onur Haftası'nda sarf ettiği "özgürlükçü" söyleme kolay temizleyemeyeceği bir katran bulaştırdı.
Sevigen bu ayrımcı lekeden kurtulmak için LGBTT'lerden ve son yıllarda destek verdiği LGBTT örgütlerinden özür dilemeli. Aksi taktirde kendisi bu "parlak" kariyerini kıpkırmızı bir hormonlu domatesle "taçlandırmaktan" kurtulamayacak.
Mevzu yaptığımız olay şöyle cereyan etti:
Kanaltürk Ankara temsilcisi Sami Dadağlıoğlu'nun moderatörlüğünde, Rasim Ozan Kütahyalı, Ümit Zileli, Ümit Özdağ ve Fikri Akyüz'ün birlikte hazırladıkları Ters Cephe'de Kütahyalı, Baykal'ın istifasıyla yaşanan CHP'deki duruma dair çeşitli iddialarda bulundu.
Baykal'a düzenlenen "komplonun" CHP içinde de destek aldığını öne süren Kütahyalı, görüntülerde yaşanan ilişkiden CHP'li bazı vekillerin haberi olabileceğini ve bunun zaten parti içinde konuşulduğu öne sürdü.
Bu sözler üzerine yayına telefonla katılan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, sert sözler sarf etti. İddiaların asılsız ve yersiz olduğunu, partiyi karalamak için özellikle yapıldığını söyledi.
İddialarının arkasında olduğunu söyleyen Rasim Ozan Kütahyalı'nın, "Gerekirse kaynaklarımı açıklarım" sözleri üzerine Mehmet Sevigen, "Senin hakkında da 'Homoseksüeldir' diyorlar, peki buna ne diyorsun?" dedi.
Sevigen homofobikler ligine geri döndü
Şimdi bu noktada Sevigen'e şu soruyu sormak gerekiyor:
Sayın Sevigen velev ki Kütahyalı eşcinsel. Bu kendisine ne kaybettirir?
Kütahyalı'nın ya da herhangi bir eşcinselin cinsel yönelimi bir siyasi tartışmada neden "savunulması" gereken bir durum olabilir?
Kütahyalı eşcinselse bu CHP'deki "krizi" ne kadar etkiler, Baykal'ın -kapıdan pencereden uzak- siyasete geri dönmesine, CHP'nin içinde bulunduğu durumdan çıkmasına ne kadar yardımcı olur?
Ve Sayın Sevigen, neden eşcinsellik sizin de yaptığınız gibi bir "gizli bilgi", bir "utanılacak" durum olarak "erkekler" arası tartışmalarda tehdit ya da şantaj unsuru olarak kullanılır?
İşin en acıklı yanı ise Sevigen'in LGBTT'lere yönelik ayrımcılık ve nefret suçlarıyla ilgili Meclis'e çok sayıda soru önergesi vermesi, LGBTT Onur Haftasına katılarak "büyük destekçi" hanesinden artı puan ve sempati alması, Kaos GL dergisine verdiği söyleşide bir LGBTT aktivisti gibi konuşması, Meclis'i ziyaret eden LGBTT örgütü temsilcilerini ağırlamasıyla diğer milletvekilleri arasından sıyrılmış, Vakit gazetesinin bu durumu kullanmasına rağmen desteğini geri çekmemiş olmasıydı.
Ancak bu televizyon programında sarf ettiği ayrımcı sözlerle Sevigen yeniden geldiği lige, yani homofobik vekiller ligine geri dönmesi.
Sevigen, acilen özür dilemeli
Yıllardır anlatıyoruz, ancak dilimizde tüy bitmesine rağmen anlatmak zorundayız. Bir kere daha altını çizelim.
Çizelim ki ne Sevigen ne de bir başkası kişilerin cinsel yönelimlerini ya da genel olarak heteroseksüel olmayanlara karşı bu durumu bir tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanmaktan vazgeçsin hem de Kütahyalı gibi bu "iddiaların" muhatabı haline getirilenler "Eşcinselsem bundan size ne? Hem bu konunun tartışmamızla alakası ne?" diyebilsinler.
Sayın Sevigen, Türkiye'deki -sizin de yakından tanıdığınız- LGBTT örgütleri yıllardır LGBTT bireylerin cinsel yönelimlerini ve cinsiyet kimliklerini "utanmadan, sıkılmadan, korkmadan" açıklamaları, bunun mücadelesini vermeleri için çalışıyor.
Eş zamanlı olarak da ayrımcılık, homofobi, transfobi, sosyal dışlanma, şiddet gibi konularla mücadele ediyorlar; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin sizin de yaptığınız gibi kişileri "rencide" etmek için kullanılmaması, bir hakaret gibi algılanmaktan çıkarılması için çabalıyorlar.
Sizin gibi, bu konuda hassas olduğunu söyleyen, LGBTT örgütleriyle dirsek temasında olan bir milletvekili bile bunu yaparsa halimiz nice olur diye sormaktan kendimi alamıyorum.
Bu nedenle acilen, ışık hızıyla Kütahyalı'dan değil, destekçisi olduğunuz LGBTT mücadelesinin emekçilerinden ve Türkiye'de yaşayan LGBTT'lerden özür dilemelisiniz. Yukarıda da belirttiğim noktalarda düştüğünüz yanlıştan bir an önce dönmelisiniz.
Aksi taktirde ben de, tıpkı sizin sorunuzun maksadıyla şunu sorabilirim: "Sayın Sevigen sizin için de demokrat diyorlar, doğru mu?"
Ancak Kütahyalı'ya sarf ettiğiniz sözden sonra, sanırım sorumun yanıtı çok açık.(BÇ-BB)