John F. Keneddy
Değerler vardır, uğruna ölüm göze alınan, özgürlükler vardır uğruna başka özgürlükler kısıtlanan… Hassas bir süreçten geçiyoruz. Artık gerçeklerin ayyuka çıktığı bir süreç. Hassasiyetler belli, istenen hak ve özgürlükler belli.
Kapalı kapılar ardındaki planlar tutmuyor artık. Kürt halkı yıllarca yürütülen asimilasyon politikalarına rağmen dimdik ayakta, ayakta ve halen aynı şeyleri istiyor… Kürtler kültürel haklarını, özgürlüklerini istiyor, dilini istiyor. Yıllar önce verilmesi gereken ama bir halka çok görülen, layık görülmeyen hak ve özgürlükleri…
Başından beri söylenilenler halen tekrarlanıyor, hep operasyonlardan yana oldu otoriteler, hep operasyonlardan, ölümlerden medet umuldu? Hangi mantık çözüm ve ölüm sözcüklerini yan yana kullanabilir ki? Ancak aciz bir mantık… Aciz bir mantık çünkü, bütün her şeyini, bütün çözüm yollarını yitiren bir sistem ölümden öldürmekten medet umabilir ancak…
Bugüne kadar silaha teslim edilen Kürt Sorunu özgür bırakılmalı…
Kürt sorunu silahların gölgesinden kurtulmadıkça, ne Kürtler ne de Türkler özgürleşebilir… Masa başlarında “ölüm femanları” yerine barış ilanları imzanlanmalı artık. Şimdiye kadar başa gelmiş hükümetlerin en kurnazı olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurnazlık senaryolarını Kürtlere karşı da uyguluyor. Ancak bütün kirli politikalara rağmen Kürtler her zamankinden daha bilinçli olarak ayakta…
Kürtler kendi kendini savunuyor…
Artık otoritelerin hayalini kurduğu dilsiz Kürtler yok. Çareyi "ölümde" arayanlara karşı seslerini dünyanın her yerinde yükseltmeye hazır bir halk duruyor…
Yıllarca her kafasını kaldırana indirilen balyozlar artık kafasına balyoz yiyen insanların çocuklarının elinde ve bu çocuklar hayatta bu balyozdan nefret ettikleri kadar hiçbir şeyden etmedi… Artık balyoz devrini kapatmak istiyor Kürt gençleri.... Kürt gençliği bilinçlendi, haklarına ve hassasiyetlerine sahip çıkıyor…
Daha düne kadar okullarda "Türküm, doğruyum, çalışkanım" dedirtilen bu gençler artık aslına Kürt olduklarını ve o zaman o sözleri tekrarlarken doğru olup olmadıklarından şüphe ediyorlar…
Kürt gençliği; operasyonlar yerine başka bir çözüm isterken sınırötesi harekatlarla bu sorunun çözüleceği düşüncesiyle görevlendirilen TSK'nın elinden bu görevin bir an önce alınması gerektiğine inanıyor. Demokrasiye inanıyorlar artık, silaha değil .
Çözüm için hala şansımız var!
AKP'nin kuklası olup Kürt halkın sinirleriyle oynayan ve sayıları 70'i bulan vekiller kanaatimce şuan en sahte siyaseti oynayan vekillerdir. Bu vekillerin Kürtlerin vebalinden kurtulabileceklerini zannetmiyorum. Kürtleri kurnaz politikalar izleyip açlıkla tembih eden zihniyet iflas etti.
Zindanlara, alanlara, sorgu odalarına, mahkemelere, dağlara ve ovalara sığmaz oldu bu halk… Artık cezaevlerinde yatmayı da, faili meçhullere kurban gitmeyi de, işkence görmeyi de ve bütün bunları hak etmediğini de biliyor bu halk!
Kelepçeler Kürt sorununu çözmeye yetmiyor artık… Düşünce özgürlüklerine vurulan kilitleri kırmasını da öğrendi bu halk. Kimsenin bir zamanlar adını bile ağzına alamadığı bu halkı artık bu halkın kendisi savunuyor, kendisi dillendiriyor. Bu ülkedeki zindanlar dillerinde barış “sloganları” olan insanları kaldırabilecek kapasitede değil.
Toplar, uçaklar, bombardımanlar, silahlar çözmedi, çözemiyor artık hiçbir sorunu…
Kan dökmek çözmüyor sorunları
Kan dökmek çözemiyor sorunları. Kürtler “demokrasinin” kendilerinin de hakkı olduğunu anladı. Ona göre davranın otoriteler. Ayağınızı “demokrasiye” denk alın. (EÇ/GG)