20 Aralık tarihinde Ekşi Sözlük’teki bir başlık hemen ilgimi çekti: Kör bir kızla sevişmenin avantajları.
Karmaşık duygular içerisinde hemen açıp okumaya başladım. Genel söylem görmeyen insanların başka duyularının geliştiği ve o yüzden sevişmenin başka duyulara daha çok hitap edebileceği yönünde. Bazı insanlar da başlığı açan kişiyi topa tutmuşlar, “Sen insan mısın?” demişler mesela. Bazıları, “Görme engellilerle dalga geçen insanları görmemizi sağlayan başlık” demişler.
Sabah yeniden baktım. Tartışma almış başını yürümüş, yazılanlar beş sayfa olmuş. Yeni inciler dökülmüş yazarlardan. En çok üzerinde durulan “avantaj” kelimesi. Sözlük anlamında “fayda” ve “yarar” yazıyor diye kör kızlardan faydalanıldığını sanan var. Biri de sevişmeyi evliliğe hapsetmiş yine, “Kız arkadaşınsa faydalanıyorsundur, eşinse neden burada anlatıyorsun” gibi bir şey söylemiş. En bayıldığım, en gerçekçi yorum da şu: “Sadece seni görmüyor la, gerisi normal kız.”
Bu başlığı açana değil de, “sen insan mısın?” gibi şeyler yazana sinir oldum daha çok. Başlığı açanın ve bu konunun konuşulmasını destekleyenlerin karşısında duranlar harika vicdan mastürbasyonu yapmışlar. Engelli dostu bu müthiş insanlara buradan selam ederim. Başlığı açanı “Çok tecrübesi var galiba” diyerek aşağılamaya çalışmak ne kadar tuhaf. Ne olmuş çok tecrübesi varsa? Bu bir suç mu da sen adamı bununla kötülemeye çalışıyorsun?
Düşünün bir kere, orada “kör” değil de “uzun” yazsaydı mesela, böyle olay olur muydu? Uzun insanlar gıyaplarında böyle tartışılır mıydı? Uzun insanlarla sevişmiş diye başlığı açan aşağılanmaya çalışılır mıydı? Bir de işin cinsiyet yönü var. Başlık “kör erkeklerle sevişmenin avantajları” şeklinde olsaydı, acaba bu faydalanma kısmı nasıl tartışılırdı? Körlük baskın gelir, yine faydalanma ortaya çıkar mıydı; yoksa cinsiyet baskın gelir, bir kadının kör de olsa bir erkekten faydalanamayacağına mı hükmedilirdi? Bu tartışmanın bu kadar uzamış olması, bence pek çok insanın körlüğü uzunluk gibi göremediğinin kanıtıdır.
Peki bu başlık hakikaten rahatsız edici mi? Evet aslında. Fakat sebebi bence başlık altında tartışılanlardan çok daha farklı. Kör denmesi de avantaj olayı da bence asıl sorun değil. Problemin kökeni sevişmede bir avantajlı grup aranmasında. Sevişmek denen şey, birbirini seven iki insanın birlikte yapmaktan zevk aldığı bir etkinlik. Bu bir bilgisayar oyunu ya da bir yatırım aracı değil ki avantajlı bir grup aransın. Birini seviyorsan seviyorsundur. Yok avantajlı, yok dezavantajlı... Buna göre mi seçeceğim kimi seveceğimi ya da kiminle sevişeceğimi. Ha eğer öyle yapılıyorsa, onun adı ne sevgidir ne de sevişmek. O zaman, duygudan arınmış daha çok stratejik bir hal alır durum. Güney cepheli bir daire gibi nesneleşir insan ki çoğunlukla kadındır bu nesneleştirilen. Bir gömlek alır gibi enine boyuna tartılır kadın ve varsa avantajları sevilir, sevişilir. Tıpkı bir gömlek gibi edilgendir kadın bu söylemde ve onu o yapan tüm özelliklerinden arındırılmıştır. Aslında uzunluğa, güzelliğe, sarı saçlılığa ya da körlüğe indirgenmiştir. Ne yazık ki başlık altında olaya hiç bu açıdan yaklaşılmamış. Olayın tartışılan yanı sadece körlük ve kör insanlardan faydalanılması.
Ben pek bozulmadım bu başlığa. Biraz tuhaf gelebilir belki ama bir parça hoşuma gitti sanki. Komik gelebilir ama ne hissettim biliyor musunuz? Birileri kör insanların da seviştiğinin farkında. Üstüne üstlük adam doğrudan “kör” demiş. Bu başlık körlüğü dokunulmaz bir şey, bir tabu olmaktan çıkaran bir söylem bence. Düşünün bir kere, Allah’ın cennetle müjdelediği, asla kötü bir şey yapmayacak, bir yandan insanüstü bir yandan sıradan insanın yardımına muhtaç kişi, tamamen bambaşka, sizden çok uzak olduğunu düşündüğünüz biri, tam da sizin yaptığınız gibi sevişiyormuş aslında. Buna inanabiliyor musunuz? Sevişmek ve bundan zevk almak, hani şu yalnızca sağlıklı heteroseksüel iki insana atfedilen şey var ya! Aslında öyle değilmiş biliyor musunuz? Kör bir kızla sevişenler varmış duydunuz mu? Nesi var bunların böyle? Acaba istismar mı ediyorlar zavallı kör kızları? Kör kızlar da aslında sıradan insanlarmış ya! Kör erkekler de öyle. Daha bomba bir şey söyleyeyim mi size? Sıkı durun ama. Düşmek bayılmak yok. Bu körler var ya bu körler, bunların da LGBTQI olanları varmış ya!
Öyle bir ortam ki bu, öyle çok insan yerine konmamışım ki vaktinde, şimdi insanlığımın fark edilmesi, bunun hakkında konuşulması bu şekilde bile olsa hoşuma gitti. Artık bir tabu değil körlük, seviştiği bile konuşuluyor. Şimdi biraz sıradan insan olmanın tadını çıkarmak istiyorum. Daha sonra körlükten bağımsız olarak sevişmenin bu şekilde bir oyun, bir güç savaşı, bir avantaj dezavantaj durumuna indirgenmesine bir kadın olarak ayrıca tepki göstereceğim. Vicdan mastürbatörleri dağılabilir. Bir durum varsa, bizzat biz körler kendimizi savunuruz. (EEÖ/NV)
* Bu yazı EEEH Dergisi'nde yayımlandı.
** Yazının sesli anlatımına buradan ulaşabilirsiniz.
*** Elif Emir Öksüz, 1986 Bursa doğumlu, Xavier University'de Psikoterapist, University of Cincinnati’de doktora öğrencisi.