Hepiniz birer engelli adayısınız!
Toplumun katılımının arzulandığı sosyal sorumluluk ya da yardım projelerinde sıkça kullanılan bu ifadenin alt metnini okumak istiyorum bu ay sizlere. Bakalım bu söylem insanların hangi duygu ve düşüncelerine hitap ederek onları projeye dâhil etmeyi amaçlıyor, onlara özünde ne söylüyor.
“Ey “sağlam kişiler!” Hepiniz bir gün herhangi bir nedenle bu “zavallılardan” biri olabilirsiniz. Bunun olmayacağını kimse garanti edemez. Kolunuzun olmadığını, bacağınızın tutmadığını, gözünüzün görmediğini, kulağınızın duymadığını düşünmek ne kadar korkunç değil mi? Kendinizin o hale geldiğini yeterince düşünüp yeterince korktunuz mu?
Bu korkuyla yaşamak çok zordur. Ah işte o “zavallı insancıklar” o korkulan gerçeğin tam da içindeler. Bir gün onlardan biri olabilme ihtimaliniz olduğundan, bugün onlara yardım etmek, aslında bir anlamda geleceğe yatırım yapmak sayılabilir. Yaptığınız yardım korkunuzu da hafifletecektir. Şimdi pamuk eller cebe.
Bu söylem iki temel yanlış varsayımdan beslenmektedir. Birincisi engelliliğin korkulacak bir durum olduğu, ikincisi de gelecekte ucu bir gün size dokunabileceği için bu gün bir şeyler yapmak zorunda olduğunuz.
Engelliliğin bu biçimde “öcüleştirilmesi”, engelli olmayan insanların engelli bireylere yönelik algısını şekillendirmektedir. Engellilik toplumun gözünde felaketleştirilmektedir. Bu felaketleştirmeye bağlı olarak da, engelliler bu felaketi yaşamaya mahkûm “zavallılar” olarak algılanmaktadır. Hatta bu söylem, sonradan engelli olan kişilerin uyum sürecini de olumsuz etkileyebilir.
Engelli insanların hayatları engelli oldukları için değil, dünya engelli olmayan insanlara göre şekillendirildiği için zorlaşmaktadır. Ayrıca üzülerek söylüyorum, bir gün engelli olacaksanız, olacaksınız. Bu projelerdeki faaliyetleriniz aşı vazifesi görmüyor.
Gelelim ikinci varsayıma... Bu varsayımın temelinde kaçınma ve benmerkezcilik yatmaktadır. Bu yaklaşımı benimseyen kişiler, yalnızca kendi başlarına gelme ihtimali olan olumsuz sonuçtan uzak durabilme amacıyla haraket etmektedir. Bu benmerkezci yaklaşıma göre, bir erkeğin kadın haklarının iyileştirilmesi ile ilgili projelerde yer alması gereksizdir. Nasıl olsa bir erkeğin, kadın olma ihtimali yoktur. Kadın haklarıyla ilgilenen erkekler cinsiyet değiştirmeyi düşündükleri için bu projelerde yer almaktadır. Hayvan hakları konusunda çalışan insanlar da aslında dolunay zamanlarında kurt adama dönüşen insanlardır.
Engellilikle ilgili projelerde yer almadaki temel motivasyonunuz korkunuzsa, lütfen geri durun. Şahsen ben, benim gibi olmamak adına ya da benim gibi olduğu günlerde daha iyi şartlar bulabilmek adına, sırf kendi bencil motivasyonlarıyla benim için bir şeyler yaptıklarını zanneden ve bana “öcü” ve “kişisel tatmin aracı” muamelesi yapan insanları etrafımda istemiyorum. (EEÖ/NV)
* Bu yazı EEEH Dergisi'nde yayımlandı.