Bu ülkede işsiz olmak da çalışan olmak da ayrı bir dert. İşsizken kendini unutulmuş, zorluklarla dolu bir yaşamda görmezden gelinmiş hissediyor insan.
Çalışırken de ücret alamama, çalışma süreleri ve şartları, sömürü, mobbing gibi potansiyel sorunlar etrafınızı sarabilir, kendinizi birden "en azından tacize maruz kalmıyorum" diye teselli ederken bulabilirsiniz, ki bu tarz optimist bir yaklaşım hayatı ancak kısa vadede çekilir kılabilir.
Son zamanlarda kendimi hep işsizlikle ilgili yazarken buluyorum. Bu yazıları yazmaya başlayana kadar da kafamı hep aynı konuya yorduğumu fark edemiyorum. Yaşadığım aşamalara göre alt başlıklar değişiyor elbet ama benim gündemim ülkeninkinden biraz uzak görüldüğü üzere.
İş görüşmeleri için servet lazım!
İş arama serüveninde gidilen iş görüşmeleri itibariyle bu sürece diğer bir açıdan yaklaşırsak söyleyeceğim tek şey; "iş aramak pahalı zanaat" olur. Farklı süreçleri deneyimlediğim bu dönemde iş görüşmeleri için harcanan servete de şahit olmuş bulundum maalesef.
"Normal", bakımlı, dekolteden uzak ve şık olmalı...
Özellikle kadınlar için iş görüşmelerinde dış görünüm zaten başlı başına bir dert. Mümkün olduğunca "normal", bakımlı, dekolteden uzak ve şık olmalı ama çok da kapalı olmamalısınız.
Modanın tüketim ivmesini yukarıya çekmek için bulduğu dâhiyane metot nedeniyle yılda bir değişen modeller, demode biri olmadığınız görünümü sunmanız için sizden yılda bir özel ilgi bekliyor.
Şu kısacık iş yaşamı tecrübelerimde beni yanıltan, "farklı illere görüşmeye giderken yol masrafları karşılanır, hiç olmadı kalacak yer de bir kolaylık yapılır, o da olmadı bir çay kahve ikram edilir yahu" düşüncesi oldu. Her zaman ki gibi yine piyasayla uzlaşamadık.
Ya sağlık kontrolünden geçemezsem!
Günler süren görüşmeler boyunca hep bir kalacak yer derdi oluyor aklınızda. Otobüs firmalarının zaten "sevgili müşterisi" oldum bir anda. Kıyafet, makyaj, kalacak yer, yol derdi derken, katlanacağız diye teselli ettim kendimi ama bunların aslında iyi günlerim olduğunu öğrendim.
Tüm aşamalardan sonra bir de sağlık kontrolünden geçmek gerekiyormuş. Sanki sağlık sistemi şartsız herkese hizmet veriyormuş, hiçbir şey talep etmeden tüm ihtiyaçlarımıza koşuyormuş gibi, firmalar istediği sağlık raporu sonucu sapasağlam olmayan kişileri çalıştırmaktan kaçınıyormuş meğer.
Çıkacak bir sağlık sorunu, tedavi olmanız için gerekecek parayı kazanabilmek için tek yol olan çalışma hakkından mahrum bırakıyor sizi. Sağlıklı değilseniz para kazanamazsınız, para kazanamazsanız tedavi olamazsınız. İşte problemli bir kısır döngü örneği.
Bununla da bitmiyor
Üstelik bu çok kapsamlı kontroller boyunca sadece anlaşmalı hastanelere gidebilirsiniz. Bu hastanelerde yaptıracağınız kontrollerin ücretinin sigortanızdan karşılanması mümkün değil. Cebinizden yüklü bir miktar çıkacak. Sonuç: İşe girme ümidine karşılık harcanan bir servet!
Bununla da bitmiyor, bu aşamayı da sağ salim geçer, sağlıklı olduğunuzu ispat ederseniz şimdi de eğitimler başlıyor. Ancak benim başvurduğum firma iki ay sürecek eğitimler boyunca ufak da olsa bir ödeme bile yapmıyor.
Şikayetçiyim!
İstanbul gibi bir şehirde (özellikle başka bir şehirde yaşıyorsanız) hiçbir geliriniz olmadan 2 ay boyunca kalacak yer bulup bir de geçinmeye çalışmak, eğitimler sonrasında bana veya aileme yeni bir sağlık kontrolü yapılması halinde toptan çürük çıkmamıza neden olacaktır eminim.
Para kazanmak için para sahibi ve sağlıklı olmak, gibi zorlayıcı kısır döngüleri tecrübe etmeme neden olan firmanın Türkiye'nin en aktif sendikalarından birine bağlı olduğunu da belirteyim.
Sonuç olarak işlilik, işsizlik derken, işe girme umudu da oldukça masraflı ve yorucu çıktı. Çalışma umudu da, umutsuzluğu da zarar veriyor, şikayetçiyim! (DE/EÖ)