Pixar sanatçıları Andrew Coast ve Lou Hamou-Lhadj beş yıl süren bir çalışmayla Borrowed Time ismini verdikleri kısa film ile gündemdeler.
Pixar etiketli ve destekli olmayan yani kendi özel çabaları ile ortaya koydukları bu kısa film katıldığı festivallerde ödülleri toplamaya devam ediyor. Şimdiye dek 55 ödül aldı. Andrew Coast Inside Out, Buz Devri 3: Dinazorların Şafağı filmlerinin ekibinde yer alırken, Lou Hamou-Lhadj ise Oyuncak Hikayesi 3 yapımlarından anımsanabilir.
6 dakika 45 saniye süren Borrowed Time açık, sade ancak çarpıcı bir anlatıma sahip. Sadece çocuklar için yapıldığı kabul edilemeyecek olan bu kısa film, etkileyici sinema dili ile izleyiciyi sarsıyor. Görselliği, müziği, yüz ifadeleri, sıcaklığı, konuyu nazikçe işlemesi ve duyguyu izleyiciye açıkça hissettirmesi ile bu kısa film izlendikten sonra kendini düşündürtüyor.
Lumiére kardeşler, “Lumiére Fabrikası İşçilerin Çıkışı” adlı 15 dakikalık kısa filmleriyle insanları sinemayla tanıştırdılar. İlk başlarda filmlerin süresini insanların tiyatro alışkanlıkları belirliyordu. Sonradan film süresi 90 dakikaya çıktı. Günümüzde insanlar 2 saatten az süren filmlere para vermek istemiyorlar. Hatta 3 saati geçen filmler gişe rekorları kırabiliyor.
‘Roman ne ise uzun metrajlı film o ve öykü ne ise kısa film de odur’ denilir. Artan kısa film festivallerine katılan sanatsal kısa filmlerin sayısı artıyor. Kısa film, uzun metraja geçişte bir başlangıç olmayabiliyor. Sadece kısa film çeken sanatçılar var.
Çoğu yönetmen sinemaya kısa metrajlı film çekerek adım atar. Sinema dilinin gelişimi için kısa filmlerin sanatsal üstünlüğü tartışılamaz. Kısa film az, öz ve zekice anlatım şartını sağlayabilmeyi, olayı toparlayabilmeyi gerektirir. Kısa film kendini görebilme, deneyebilme, kanıtlayabilme şansı verir.
Kısa film amatör ya da öğrenci işi olarak algılanıyor ve bu haksız, yanlış algının değişmesinde Coast ve Hamou-Lhadj gibi sanatçıların Borrowed Time’ı ciddi bir argüman olmalı. Bu sanatçıların iş dışındaki zamanlarını kısa film yapmaya da ayırması bize kısa filmin gücünü ve ciddiyetini anlatmakta yeterli olmalı.
Resnais, Traffaut, Marker gibi yönetmenler sinemaya kısa filmle başladılar. Borrowed Time ise bize başka bir şey söylüyor! Demek ki, kısa filmler sadece amatörlerin, öğrencilerin, uzun metrajlı filme parası olmayan, para bulamayanların uğraşısı değilmiş. Demek ki, filmin uzunu kısası olmazmış!
Uzun metrajın ustaları da kendi paralarıyla kısa film yaparmış! Bu ustalar kabulleniş, affetme ve vedalaşmayı kısa filmle bile amatörce anlatabilirmiş. (AY/YY)