Hollanda’da yapılan araştırmalar sonucunda 2012 yılında hazırlanan bir rapora göre Türkiyelilerin diğer göçmenlerden farklı olarak daha içine kapalı bir toplum olduğu sonucuna ulaşılmış.
Ulaşılan bu sonucun bir devamı olarak yapılan bir başka araştırmada, Hollanda’da Süleymancı, Diyanet, Milli Görüş ve Fetullah Gülen Hareketi’nin etkili olduğu belirlenmiş. Ve bütün bu araştırmalar sonucunda, bu hareketlere bağlı kurumların şeffaf olmadıkları, finansmanlarını yurtdışından sağladıkları tespit edilmiş.
Bu rapor 11 Kasım 2014’de Hollanda Meclis Komisyonu’nda görüşüldü. Meclis araştırmanın devamını ve İslamcı kurumların gözetim altına alınmasını onayladı.
Hollanda’da değişik dernek, vakıf ve camilerde dışında, Diyanet’e bağlı 143 cami, Diyanet’e bağlı olan Rotterdam İslam Üniversitesi var.
Avrupa'nın ilk İslam üniversitesinin rektörü
1997 yılında kurulan ve Avrupa’nın ilk İslam üniversitesi olan Rotterdam İslam Üniversitesi, Hollanda yüksek öğrenim kurumunun (NVAO) 20 Mayıs 2010 kararıyla İslam Manevi Rehberlik Master Bölümü, 5 Mart 2013 tarihli kararıyla da, Bachelor-Lisans Bölümü resmen tanınmış. Üniversiteye Türkiye’den ve diğer Müslüman ülkelerden öğrenci kabul ediliyor.
Dört ayrı eğitim-öğretim programı olan üniversitede, ayrıca, Arapça dil kursu, ebru, hattatlık ve ney dersleri veriliyor.
Takip edebildiğim kadarıyla Rotterdam İslam Üniversitesi Hollanda da yaşayan ilerici, demokratların gündemine daha çok rektörü Ahmet Akgündüz’ün açıklamaları ve tweetleriyle giriyor.
Rektör Akgündüz Gezi isyancılarına “sarhoşlar, faizciler” diye saldırmış, isyanı da “31 Mart vakası”na benzeterek itham etmişti...
Soma iş cinayetini protesto edenlere, yılbaşını kutlayanlara, kadınlara, Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, gayrimüslimlere; anlayacağınız her duruma, olaya ya da gelişmeye her koşulda bir diyeceği var rektörün.
Karşısına aldığı kesimlere karşı saldırıda sınır tanımadığı gibi düşmanca bir ortamın oluşmasına neden olduğu aşikâr.
Yazılarına, konferans ve panellerine bakınca, antisemitist, ırkçı, şoven, Alevi, Ermeni, gayrimüslim, kadın ve emek düşmanı, homofobik biri olduğu ve Nurcuların ideolojik önderliğine soyunduğu rahatlıkla görülüyor.
Ayrıca Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan hayranı olduğunu da her fırsatta dile getiriyor.
Başında bulunduğu Rotterdam İslam Üniversitesi’nde, rektörün ve mütevelli heyetinin belirlediği çizgide ilerliyor.
Böyle bir “eğitmen”in yetiştireceği öğrenciler de, istisnalar dışında ya kendisinin bir benzeri olacaktır ya da boynuzun kulağı geçmesi misali hocalarını da aşan bir pratik sergileyecektir.
Geçtiğimiz ay büyük usta Yaşar Kemal’in ardından attığı tweetle Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü Ahmet Akgündüz bir kez daha Türkiyeli ilericilerin, demokratların gündemine girdi.
“Yaşar Kemal öldü; ancak hayatına ait ayrıntılar içinde henüz ‘Allah rahmet etsin’ diyeceğim bir ipucu bulamadım” demiş ve kamuoyunda büyük bir tepki toplamıştı.
Akgündüz’ün bu pervasızlığı bardağı taşıran son damla oldu...
Şimdi Akgündüz’ün haddini fazlasıyla aştığı, açıktan ırkçılık yaptığı ifade edilerek, rektörün üniversitenin önünde protesto edilmesinden, görevinden alınması için neler yapılabileceğine dair tartışmalar yapılıyor. (FE/HK)