"....Ortada ne 1 milyon dolar ne de Sulhi Bey'den almış olduğum ev var. Ne de 500 bin dolar. Bunu kanıtlayan olursa Taksim meydanında etek giyer gezerim."
Sibel Can'ın eski eşi Hakan (Ural ) bey isyan etmişler.
Şimdi Hakan Ural Taksim Meydanı'nda etekle dolaşmak zorunda kalırsa neler olabilir düşünelim:
* Kadına benzediği için dalga geçerler, komik olur
* Taciz edilir
* Tecavüze uğrar
* Televizyon haberlerinde reytingi yükseltir
* Kahve ve barlarda geyik muhabbetine malzeme çıkar
* Sözünün eri en mert adam ilan edilir
* Dizi ve film teklifleri alır. v.b.
Kim kimden ne almış ne vermiş, kiminle berabermiş, değilmiş, evlenmiş, ayrılmış, ne giymiş, ne çıkarmış, ikoncan mı olmuş rüküş mü?
Yaygın medyanın magazin zırvalıkları, kapitalist sistemin kitlelere ite kaka tıkıştırdığı kof düşünce obezitesinin başlıca besinleri.
Ne acıdır ki, genelde ( ve hatta çoğunlukta) bu tür haberlerin en ucuz öznesi de kadınlardır.
Hakan Ural da erkeklik gururuna değen bir beyana itirazını güçlendirip inandırıcı kılmak için, kadınlara atfedilmiş argümanlardan birini kullanarak kendini rezil edeceğini ilan ediyor.
İskoçlar duymasın (!)
Feminist Politika Dergisi'nin ilk sayısında Hasbiye Günaçtı " homofobi kadınlaşmaktan korkmaktır " diyerek ne güzel anlatmıştı hastalıklı eril düşüncelerin yanılgılarını.
Cinsiyetçi kültür, heteroseksist patriyarkanın önderliğinde kadın bedeninin anatomik yapısını metalaştırmakla kalmayıp, bu bedenin örtülerinden de hakaret aşağılama argümanları üretmiş ve üretmeye devam etmektedir.
Beyler, etek güzel kullanışlı ve rahat bir giysidir. Özellikle yaz aylarında bacaklar alttan hava aldığı için serinletici ve rahatlatıcıdır. Etek giymek zorunda kalmaktan korkmayınız ve eril komplekslerinizi ispat için kimseyi etek giydirmekle korkutmayınız.
Bakın ! Kadınlar pantolon giymekten korkuyor mu? (NT/EZÖ)