Bir ebevyn rehberi: Şimdi Buradaydı

Irmak Zileli’nin edebiyat dünyası ile tanışmam Son Bakış romanıyla oldu. Sonra Bende Ölen Sensin derken en son Şimdi Buradaydı romanıyla devam ediyor yolculuğumuz. Şöyle bir bakınca iki şey söylemek mümkün: Irmak Zileli ne yazsa okurum ve yazarla çok geç tanışmışım.
Şimdi Buradaydı çok katmanlı bir roman. İlerledikçe ve eşeledikçe elinize başka bir şey geliyor; başka bir duyguyu hissediyor ya da karşılaşıyorsunuz. Yazar diğer eserlerinde yaptığı gibi karakteri kanlı canlı bir şekilde okuyucunun karşısına oturtuyor. Bunu altını çize çize yapmıyor, okuyucunun gözüne sokmuyor. Bazen diyaloglarla bazen ağzından çıkan bir sözle bazen de bir tavrıyla çok net bir şekilde çerçeveyi çiziyor. Okuyucu karakteri o kadar iyi tanıyor ki sonraki hareketinde, tavrında bir kopukluk olmayacağını bilir; bütünlüklü, istikrarlı ve tamamlayıcı olmayacağından emindir. Sürpriz bir çıkış, ani bir tepki ya da absürt bir replik karakteri ifade edeceği için vardır metnin içinde.
Tedirgin olmak isteyeceksiniz
Şimdi Buradaydı romanın taşıyıcısı psikayatrist Birkan’ın hastası gazeteci Yankı Beyle olan terapist seanslarındaki karşılıklı konuşmaları ile ilerliyor. Gerçi bu gibi durumlara psikiyatristler hasta demiyorlar, yazar bunu o kadar ince dokumuş ki insanın tez elden bir terapistle görüşesi geliyor. Fakat işin diğer boyutunu da atlamamış yazar, buraya düzgün ( normal ) insanlar gelmez. Sorunu olmayanın ne işi var burada. Dolayısıyla her kelimeyi her soruyu özenle seçmezseniz her an başınıza ne geleceğini bilemezsinizin tedirginliğini dozunu artırarak usulca okuyucuya zerk ediyor. Okuyucu sonraki seansı merakla ama bir o kadar da ürpererek bekler. Bunun dozajını o kadar kararında ayarlamış ki yazar, okuyucu kademe kademe sonuca varmayı dört gözle ve sabırsızlıkla beklemeye başlar.
Terapistle Yankı’nın ortak noktaları ve benzeşikleri o kadar çoktur ki terapistin işi ilk etapta çok kolay görünür. Konuştukça ve konuşturdukça kendinden bir şeyler bulur ve kendini de tanımaya başlar. Yankı’nın annesi de tıpkı kendi annesi gibi dominant ve kısıtlayıcıdır. Dolayısıyla müdahaleci anne figüründen dolayı çocuklukları neredeyse aynı geçmiş. Hizaya girmek istemeyen Birkan, farkında olmadan obsesif kompulsif bozukluğa tutulduğunu terapi sırasında adını anmadan anlıyor.
Ayık ol!
Fallik Dönemin damgasını vurduğu bir yaşamın artılarını, aksilerini, çıkmazlarını romanın merkezine koymuş yazar. Ebeveynler arası iletişimsizlik veya eksikliği çocuğa yönelterek, çocuğa yüklenerek bunaltmaya varan kusursuzlukta ısrarın nerelere varacağını çok güzel örneklemiş. Takıntı ve benmerkezciliğin tekrarlandıkça inandırıcı olup pekişeceğini tıpkı bir kedi gibi her köşeye koku bırakıp işaretlemeyi unutmuyor. Okuyucu da narsistliğin kokusuna o kadar aşina oluyor ki bir replikte, bir bakışta, bir mimikte şak diye anlıyor kimin ne olduğunu.
Hastasıyla arasındaki her diyalog sonraki devinimi çağırıyor adeta. Ve çoğunlukla soruyu ortak kullanarak soru sorun haline getirmeyi bilir. Hastasının verdiği bir yanıt bazen annesiyle yaşadığı bir sorunun fitilini ateşleyerek geçmişe ışınlanabiliyor. Hal böyle olunca da okuyucunun ayık olması gerekiyor, kim kimdi, konuşan hangisiydi, kısa bir dalgınlık ya da dikkatsizlik ipin ucunu kaçırmasına sebep olabiliyor. Yazar okuyucuya kısa ve sık aralıklarla ayıltıcı veriyor; gözünü dört açmazsan savrulursun demeye getiriyor.
80 darbesinin izleri
“Annemin buzlanmış silueti hep bir şeylerle meşguldü” (Sf: 48) Romana arka fonda, buzlu camın arkasında silik bir şekilde eşlik eden iki şey var, biri hiç durmadan çalışan, her şeye müdahale eden bir kadın; canını tırnağına takan emekçi bir anne, diğeri de seksen darbesinde kaybolan, kaybettirilen insanların flu hikâyeleri. Üzerinden zaman geçince hikâyedeki boşlukları ipuçlarından yola çıkarak layıkıyla doldurup üzerinde çalışılsın, ders alınsın diye okuyucunun önüne sürüyor.
Romanın öne çıkan iki özelliği var kanaatimce:
Bir: Anlatım tekniği… Yazar o kadar ustalıkla farklı anlatım tekniklerini aynı paragrafın içine yedirmiş ki hayran kalmamak elde değil.
İki: Romanın teması itibariyle bir psikiyatrisin yazmadığına inanamazsınız. Duygulara o kadar hâkim ki, çocukluktan alıp günümüze ( romanın geçtiği zaman) getirirken hiçbir davranış sebepsiz değil, altında yatan sebep de budur diyerek karakteri deşiyor. Ve küçük bir parantez açıp ilave edecek olursam; hastalık derecesine varan takıntılı insan profilini karşınıza dikerken, bunları iyi tanıyın diyor. Bir de romanın sonundaki sürprizi buradan deşifre ederek okuyucunun okuma zevkine limon sıkmayayım şimdi.

Künye
Kitap ismi: Şimdi BuradaydıYazar: Irmak Zileli
Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786253694005
Basım Tarihi: 19.03.2025
Sayfa: 184
Kağıt: 3. Hamur
Grafiker: Hamdi Akçay
Editörler: Didem Ünal Demir, Melisa Ceren Hasmaden
(HB/HA)