Ben hala oradayım. "Banka kurmanın yanında banka soymak nedir ki?" sorusunun cevabını arıyorum... Hatırlarsınız, "afacanlar" IMF-DB zirvesi sırasında banka ATM'lerini taşladıklarında, bazı medya mensupları hislenmişlerdi "esnafın camını niye indiriyorsunuz" diye. Bayağı uğraşmıştım, bankanın manavdan farkını açıklamak için. Soruyu çocukların aklına aslında sponsoru Koç Grubu olan İstanbul bienali ilanlarının düşürdüğünü anımsatmak da üstüme kalmıştı.
Bugün posta kutuma düşen YapıKredi duyurusunu görünce kanım beynime sıçradı ve aynı soru zihnimi kemirmeye başladı. Beynim zonklarken, kendimi birden "afacanlar"ın yanında buluveriyorum ve soruyorum ben de: "Banka kurmanın yanında ATM kırmak nedir ki?"
Koç'un bankası YapıKredi, duyurusunda özetle diyor ki, "artık her ATM'den para çekebilirsiniz, her banka sizin bankanız". Diyebilirsiniz ki, "Bunda öfkelenecek ne var?" Minik bir asteriks beni şu minik uyarıya götürmese ben de size aynı soruyu sorardım: "Ne var?"
Şu var! Diyor ki minik uyarı: "Başka banka ATM'sinde para çekme işleminde 3,5 TL, bakiye sorma işleminde 0,50 TL işlem ücreti alınmaktadır." Yani ben YapıKredi yada başka bir bankanın, benim paramı daha hızlı dolaştırmak ve daha hızlı kâr etmek için birbirlerinin ATM'lerine ödeyecekleri kirayı üstleniyorum.
ATM ne işe yarıyordu peki: Eskiden bankaya gidip dikiliyordum. Bankodaki işçiye hesap cüzdanımı veriyordum ve şimdi ATM'nin yaptığı bütün işleri o benim için yapıyordu. Bunun için üste bir kuruş ödemiyordum. ATM bankanın ödediği belli bir maaş/ücret karşılığı hesabımdaki bu işlemleri yapması gereken işçinin işinin bir kısmını üstlendi, bu işi yapan işçiye yol verildi. Üstelik, bu makineyi yöneterek bankaya yatırdığım parayı geri almak, para yatırmak ya da başka işlemleri yapmak için için eskiden banka işçisinin yapması gereken işlemlerin bir kısmını da ben bankanın hesabına bedavadan yapıyorum: Bir nevi bankanın avanak işçisiyim yani.
Derler ya Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir. Bankada yapılan, yani ona kâr, faiz veya rant olarak geri dönen her işlem için bir de "hesap işletim ücreti" ödemeye başladığımızda uyanmalıydık. Ama bu mutlu beraberlik asıl bankacıların aklına karpuz kabuğunu düşürdü! "Mademki" dediler "bu kadar meraklısın çalışmaya, bunca yıl bedavadan çalıştığın yetmez. Bundan sonra üste para da vereceksin. ATM'ye kartını her sokup çıkardığında söküleceksin paraları."
İşte bu kadarı fazla gerçekten! Bankanın işletip kâr etmesi için paramı ona verdiğim, paramı işlettiği için üste para ödediğim yetmiyormuş gibi bir de onca kârdan sonra paramı geri istediğimde üste para ödemem için bana bir tane "iktisadi" neden göstersinler dişimi kıracağım. Bu sanki Marx'ın "iktisat dışı zor" dediği türden bir icraat. Ama onun da adı zaten bildiğimiz "haydutluk" değil miydi?
O zaman neden "afacanlar" ATM'leri her aşağı indirdiğinde bankaları manav sanmam için bana bu kadar dil dökülüyor ki? Bunlar basbayağı haydut! Deli Dumrul'dan beter!
Brecht'in kahramanı sorunca bienale kapak oluyor da ben sorunca neden olmasın: 12. Bienal'in sloganının "Banka açmak yanında ATM indirmek nedir ki?" olmasını önereceğim YapıKredi'ye! Sponsorum olur mu acaba? (AH)