44. yılında İstanbul Film Festivali: Ulusal filmler var ulusal yarışma yok

Nisan ayının sinema namına en heyecanlı zamanı kuşkusuz İstanbul Film Festivali günleridir. Dünyanın dört bir yanından yeni filmler ve ulusal sinemanın en yeni filmleri ilk defa bu festival vesilesiyle sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Lise yıllarımdan beri her yıl düzenli olarak takip ettiğim İstanbul Film Festivali; farklı ülkelerin yenilikçi üretimlerini bir arada sunarak İstanbul için benzersiz bir deneyim sunuyor.
Bu yıl ilk defa ulusal filmlerin yarıştığı bölümleri kaldıran festivalde sadece üç yarışma kaldı: Altın Lale Yarışması, Kısa Film Yarışması ve Yeni Bakışlar. Önceki yıllarda yapılan Ulusal Sinema, Ulusal Kısa Film ve Ulusal Belgesel yarışmaları artık yok. Bu durum ulusal sinemanın toplu halde değerlendirilip kendi içinde yarıştığı az sayıdaki yarışmalı bölümlerin de birer birer yok olmasının son halkasını oluşturdu.
2024’te Suç ve Ceza Film Festivali ve Antakya Film Festivali de ulusal yarışmayla değil, ulusal ve uluslararası filmlerin birlikte yarıştığı bölümlerde ulusal filmleri değerlendirdi. Daha önce Menderes Türel’in belediye başkanı olduğu dönemde Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Yarışma’yı kaldırdığında sektör temsilcileri ve yönetmenler büyük ve kitlesel bir ses çıkarmıştı. İstanbul’da alternatif Ulusal Yarışma düzenlenmişti. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma’yı kaldırdığı bu yıl ise sektör temsilcilerinde böyle bir tepkinin oluşmadığını görüyoruz. Demek ki ulusal yarışmalar, ulusal yönetmenler ve yapımcılar için o kadar da önemli görülmüyormuş. Artık uluslararası jürilerin karşısında altyazılı filmleriyle yabancı filmlerin arasında başarılı bulunmanın anlatım dillerine odaklanırlar.
Altın Lale
Ulusal yarışmaların kalkmasına rağmen uluslararası festivallerden merakla beklenen çok sayıda filmin gösterildiği 11 farklı bölümde 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmden oluşan seçkiyi 12 gün boyunca izleme imkânı mevcut.
Altın Lale ödülü için bu yıl yerli ve yabancı 15 film seyirci karşısına çıkarken Pelin Esmer’in O da Bir Şey mi, Tayfun Pirselimoğlu’nun İdea, Tolga Karaçelik’in İngilizce olarak Amerika’da çektiği Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikayesi (Psycho Therapy: The Shallow Tale of A Writer Who Decided to Write About A Serial Killer) ve Rezan Yeşilbaş’ın Uçan Köfteci filmleri bu bölümde yarışan filmdeler bazıları.
Filmlere genel bakış
Merakla beklenen önemli yönetmenlerin yeni filmlerinin yer aldığı Galalar bölümünde bu yıl 11 film gösteriliyor. Gia Coppola’nın San Sebastian’da Jüri Özel Ödülü kazanan yeni filmi The Last Showgirl, Michel Franco’nun yeni filmi İlişki (Dreams), Gary Hustwit’in yönettiği Eno belgeseli, Alman yönetmen Tom Tykwer’in yönettiği, Berlin Film Festivali’nin açılış filmi olan, Nicolette Krebitz ile Lars Eidinger’in başrolünde olduğu Işık (The Light), Fransız sinemasının usta yönetmeni François Ozon’un San Sebastian’da En İyi Senaryo Ödülü kazanan son filmi Sonbahar Gelince (When Fall Is Coming) filmleri Galalar bölümünün kaçmaz filmlerinden.
Genç ustalar bölümünde ise Cannes, Venedik, Locarno, Selanik ve daha birçok festivalden ödüller almış 18 film izleyiciyle buluşacak. Filistinli yönetmen Scandar Copti’nin ikinci uzun metrajlı filmi İyi Bayramlar (Happy Holidays), Cannes’da Eleştirmenler Haftası’nın büyük ödülünü kazanan Dağların Simon’u (Simon of the Mountain), prömiyerini Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yapan, Filistin asıllı yönetmen Mahdi Fleifel'in ilk uzun metrajlı kurmaca filmi Yabancı Topraklarda (To A Land Unknown), dünya prömiyerini Berlin Film Festivali Generation 14plus bölümünde yapan, yönetmen Alissa Jung'un ilk uzun metrajlı filmi Babalık İzni (Paternal Leave) filmleri bunlardan bazıları.
Belgesel Kuşağı’nda ise İranlı yönetmen Ali Asgari’nin otobiyografik filmi, dünyanın en önemli belgesel film festivali IDFA’da Envision bölümünde en iyi belgesel seçilen Asit Bulutlarının Üzerinde (Higher than Acidic), Berlin Film Festivali’nde FIPRESCI ödülünü kazanan Paraguay belgeseli Bulutların Altında Güneş (Under The Flags, The Sun), Kanadalı Magnum savaş fotoğrafçısı Larry Towell’ın yaşamını anlatan Bir Hayatın İzleri (The Man I Left Behind) gibi 21 belgesel film var. Türkiye’den belgeseller de bu kategori de yarışacak.
11 Nisan’da başlayacak festivalde farklı kategorilerde Japonya’dan Norveç’e kadar farklı ülkelerden filmler görebileceğimiz festivalin ulusal sinemaya dair yeni yaklaşımının ise neler getireceğini zaman içinde göreceğiz. (RO/TY)