Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için “Kimseyi Geride Bırakmadan!” başlıklı kampanya başlattıklarını duyurdu.
Kampanya kapsamında, siyasi partilerin seçim programlarına ve beyannamelerine LGBTİ+ haklarıyla ilgili politikaları dahil etmesi ve seçim sürecinde LGBTİ+'ların unutulmaması için çalışmalar yürütülmesi amaçlanıyor.
LGBTİ+’lar için yaşanan durumların, demokratik bir seçim ortamının zedelenmesine ve dahası tüm sivil ve siyasal alanın daraltılmasına kapı araladığını belirten SPoD, LGBTİ+ haklarının hedef alındığını ve bu dönemden çıkışın, seçim öncesinde ve sonrasında LGBTİ+’ları kapsayan bir diyalog zemininin kurulmasıyla mümkün olacağını belirtiyor.
SPoD tarafından yayınlanan “Kimseyi Geride Bırakmadan!” başlıklı kampanya çağrısı özetle şöyle:
“Kaygılıyız. Seçimlere giderken yükseltilen nefret ve şiddet ortamından kaygılıyız. Ya hiçbir şey değişmezse diye, ülkede LGBTİ+’lara karşı nefreti örgütleyenlerle nefrete sessiz kalanlar arasında kaldığımız ve ilk geride bırakılan hep biz olduğumuz için kaygılıyız.
“Umutluyuz. İçinden geçtiğimiz, her yılı bir öncekini aratan bu karanlık siyasi atmosfere inat umutluyuz. Hem umutlu olmaktan başka çaremiz olmadığını bildiğimiz için hem de tarihe bakıp zorbaların her zaman kaybettiğini gördüğümüz için umutluyuz. Gidenlerimizle, kalanlarımızla, gidip de aklı ve kalbi burada olanlarımızla sağladığımız bir aradalık sayesinde umutluyuz.
“Örgütlüyüz. Umudumuzu büyütüp, kaygımızı dindirmek için örgütlüyüz. Bizi, kimliklerimizi gizlememiz ve olmadığımız gibi davranmamız şartıyla kabul edeceğini söyleyenlere karşı örgütlüyüz.
"Evde, işte, sokakta kendini gizlemek zorunda kalan, haklarımızı korumakla görevli yetkililerin nefret söylemlerini dinledikçe daha çok saklanan lubunyalar için örgütlüyüz. Çocuğunu, arkadaşını, aynı toplumda yaşadığı herkesi ve kendisini olduğu gibi sevebilen insanlar için örgütlüyüz. Bu ülkede ve dünyada türlü zorbalıklara, ayrımcılığa rağmen pes etmeyen tüm dostlarımızla örgütlüyüz. Nafile bir çabayla bedenlerimizi, ruhlarımızı yaralamaya çalışan utanç duvarlarına karşı on yıllardır sahiplendiğimiz varoluşumuzla, elde ettiğimiz kazanımlarımızla örgütlüyüz.
"İktidar değişse de değişmese de biz muhalefette olacağız, bunu biliyoruz. Ancak ifade özgürlüğünün bu denli kısıtlandığı, sokakların nefret mitingi düzenleyenler dışında herkes için yasaklandığı, tüm diyalog alanlarımızın neredeyse yok edilmeye çalışıldığı bir ülkede muhalefet etmenin günden güne zorlaştığını da biliyoruz. Bu atmosferde geçecek bir 5 yılın daha bizi götürebileceği yerden endişe duyuyoruz. Olası iktidar değişiminde, bu değişiminin anlamını demokratikleşmede bulduğumuz için, değişimden sonra en önemli atılacak adımların başında katılımcı bir siyaset ve anayasa ile özgür sivil bir alan için demokratikleşme politikalarını sadece kendimiz için değil bu ülkede yaşayan herkes için hayati buluyoruz.”
TIKLAYIN-Kampanya metninin tamamı
(EMK)