Haber-Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Hürriyet Gazetesi Eğitim Yazarı Nuran Çakmakçı’nın eğitim gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.
Instagram’dan yapılan canlı yayında konuşan Selçuk, telafi eğitimlerine ilişkin, "Bu bir maraton koşusu. Biz yolda telafiyi sadece üç, beş haftalık bir mesele olarak görmüyoruz. 2020-2021 yılının tamamının hem normal eğitim düzenini sürdürmek hem de telafinin tamamlanması ile ilgili olarak bakıyoruz" dedi.
Yükseköğretim Kurumlar Sınavı (YKS) ve Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile ilgili durumun ne olacağı yönündeki sorusuna Selçuk, şu yanıtı verdi: "Bizim konumuz Milli Eğitim olarak LGS'dir. YKS, YÖK ile ilgili. Pazartesi akşam, bununla ilgili bir açıklama olacak. Bu mesele, eskiden olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığının kendi içinde hemen karar verdiği ve bir şekilde tamamlandığı bir süreç değil. 7 Haziran'ı Milli Eğitim Bakanlığı kendi belirledi. Artık bu kararlar, birçok bakanlığın birlikte istişare ederek bazı görüş alışverişlerini yaparak karar vermesi gereken bir şey. Bu durum olağanüstü bir durum. Bilim Kurulu ne diyecek? Sağlık Bakanlığının elindeki tablo nedir? Diğer sektörlerdeki durum nedir? Bütün bunları ele alarak verilmesi gereken bir karar. Pazartesi günü yapılacak toplantının sonunda ortaya çıkan tabloyla ortaya çıkacak."
"Stadyumda sınav işin magazin kısmı"
Bazı ülkelerin sınavları stadyumda yaptıklarının, Türkiye'de de ailelerin sınavlarla ilgili endişelerinin olduğunun hatırlatılması üzerine Selçuk, şöyle devam etti:
"Bizim okullarımız açık. Öğretmenlerimiz hazır, her türlü imkanımız var ama açmıyoruz. Niye açmıyoruz? Çocuklarımızı riske atmak istemediğimiz için açmıyoruz. Biz LGS sınavında bir riski göze alır mıyız? Asla almayız. Kendimizi hazır hissettiğimizde her bir çocuğumuzun bize emanet olduğunu, onun sağlığından bizim sorumlu olduğumuzu, hiçbir çocuğumuzu riske atmak gibi bir sıkıntının içinde olmayacağımızı toplumun bilmesi lazım.
“Bu yüzden de bir sınav nasıl yapılır? Stadyum işi, işin biraz magazin kısmı. Biz Türkiye'de Allah'a şükür çok imkana sahibiz. Her bir sınıfta kaç öğrencimiz olacak? Aralarındaki mesafe ne olacak? Çocuklarımızın kullanması gereken kalem, silgi, dezenfekte işlemleri ile ilgili malzemeler, öğretmenlerin rolleri ne olacak? Veliler nasıl bir pozisyon almalılar?
"Bilim Kurulu'nun önerileri dikkate alacağız"
“Okul bahçesindeki durum nasıl olacak? İki sınav arasındaki boşluk nasıl değerlendirilecek? Çocukların yönetimi nasıl olacak? Bütün bunlarla ilgili ayrıntılı senaryolar çalıştık. Öğretmenlerimizden, il müdürlerimizden, ilçe müdürlerimizden somut olarak simülasyonlar istedik.
“Bu ilçeye kaç öğrencimizi nasıl yerleştiriyoruz, ne tür sorunlar çıkıyor, bunu nasıl çözüyoruz? Endişe etmesinler. Bununla ilgili Bilim Kurulunun önerilerini dikkate alarak çocuklarımızın sosyal mesafesi ne olmalı? Ne şekilde bir yaklaşım olmalı? Bununla ilgili konuşmalar sürüyor. Problem yok. LGS'nin yapılmaması söz konusu değil."
"Bölgesel ihtiyaçlar dikkate alınacak"
Bakan Selçuk, telafi eğitimlerinin nasıl yapılacağı konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Telafi demek, aslında okula gidilmeyen, yüz yüze eğitim yapılmayan günlerdeki kazanımların edinilebilmesi için nasıl bir süreç yönetilmeli? Diyelim ki iki aylık bir eksiğimiz var. Bu iki ayda hangi sınıfta, hangi kazanımlar var?
“Biz televizyonla eğitim vasıtasıyla bunun ne kadarını yapabildik? Geriye ne kadarı kaldı? Eksiğimiz var mı? Bu eksiğimiz hangi kazanımlarda daha çok söz konusu? Televizyonla eğitim, internet Erişim Bilişim Ağı (EBA) tabanlı eğitim, yüz yüze eğitim... Bunların her birini toplayıp her birinin bütün teşkil edeceği bizim okulların açık olsaydı, çocuklarımızın durumu neydi. Akşamları EBA televizyonunun desteğinin devam etmesi de söz konusu olabilir. Biz bu televizyonu kapatmayı düşünmüyoruz. Bu televizyonda birçok içeriğimiz devam edecek. Telafiyi canlı bir durum olarak görelim."
"Hak kaybını önleyeceğiz"
Selçuk, sınıf geçmenin nasıl olacağına ilişkin şu bilgileri verdi: "Eğitimde önemli olan, çocukları, öğretmenleri sıkıntıya sokmak değil. Süreci nasıl kolaylaştırırız. Akademik eksiklikler, kazanımlardaki telafi edilmesi gereken hususlar çok kısa sürede telafi edilir. Sınıfta kaldınız demek kolay. 'İkinci dönem daha iyi çalışacaktım.' diyebilir çocuklar. Çocuklarımızın elinden bu hakkı almak istemiyoruz.
"Bu isterse üniversite sınavına girecek lise son sınıf öğrencisi için olsun. Sorumluluk sınavlarının yapılması suretiyle çocuğumuzun eksiğini giderir, hak kaybını önleriz. Sonra eksikliklere bakarız, neler yapabiliriz diye çalışıyoruz. Temel eğitimde de bu böyle. Veli sınıf tekrarı isterse gelişimsel olarak fırsat tanımak isterse bu da olabilir.
"Bu bir maraton koşusu. Biz yolda telafiyi sadece üç, beş haftalık bir mesele olarak görmüyoruz. 2020-2021 yılının tamamının hem normal eğitim düzenini sürdürmek hem de telafinin tamamlanması ile ilgili olarak bakıyoruz." (RT)