Malatya'da Zirve Yayınevi'nde Almanya uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in 18 Nisan 2007'de öldürülmesiyle ilgili davada Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım ve Salih Gürler'in suçladığı ve olayın planlayıcısı olduğunu söyledikleri Emre Günaydın da sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ilk kez ifade veren Günaydın, "Ben kimseyi bağlayıp bıçaklamadım. Bir tek Cuma ve Hamit'in, üç kişiyi yere yatırıp bağladığını hatırlıyorum. Hatta şunu da hatırlıyorum Cuma, Uğur'u domuz bağıyla bağladı. Sonra Salih, Cuma ve Hamit'i, bıçaklarken gördüm. Ben o arada lavaboya gidip yüzümü yıkadım" dedi.
Davaya 9 Haziran'da devam ediliyor
Böylece hiçbir sanık, "misyonerlik yaptıkları" gerekçesiyle yayınevi bürosunda üç kişinin elleri arkadan bağlanarak öldürülmesiyle ilgili katliamı üstlenmemiş oldu. Yargılamaya 9 Haziran'da devam edilecek.
Altıncı duruşmasına dün (12 Mayıs) devam edilen yargılamada Günaydın'ın sorgusu yapıldı. Başta misyonerlik konusunda bilgisi bulunmadığını, bir ulusal kanaldaki haberleri izledikten sonra konuyu İnternet sitelerinden araştırmaya başladığını ifade eden Günaydın, yine İnternet'ten tanıştığı "Ozan" adında bir kişiye "Malatya'da kilise var mı?" diye sorduğunu söyledi.
Telefon numarasını alan bu kişinin kendisini maktül Necati Aydın'la irtibata soktuğunu ileri süren Günaydın, Aydın'dan "Merhaba Emre ben Necati. Bizim yerimiz Zirve Yayınevi" şeklinde mesaj geldiğini ifade ederek, "Görüştüğümüzde sürekli İslamiyeti kötülüyor, Hıristiyanlığı övüyordu. Peygamberimizi küçük düşürücü ifadelerde bulunuyordu" diye konuştu.
Yıldırım ve Özdemir'den sonra Gürler de Günaydın'ı suçladı
Cinayetler öncesi hazırlık yapmadıklarını ve bunun örgüt işi olmadığını ileri süren Günaydın, "arkadaşlarımızla bilgi paylaşımları sonucu böyle bir karar aldık. Yanımızda götürdüğümüz bıçaklar da kendimizi korumak içindi. Niyetimiz öldürmek olsaydı, yanımızda gerçek silah da götürürdük. Bilgi almak ve bunları basına vermek istiyorduk" dedi; "olayın içine girdiği için üzgün" olduğunu söyledi.
Malatya İl Genel Meclisi üyesi Ruhi Polat'ı tanıyıp tanımadığı sorulan Günaydın, kendisini dershaneye yazdıran bu kişiyi sadece bir kez gördüğünü söyledi.
Mahkeme başkanı, Etkin Pişmanlık Yasası'nı yüzüne karşı okuyarak yararlanmak isteyip istemediğini, örgütün gerisinde kimlerin olduğu ve örgüt hakkında bilgi vermesi halinde cezasında indirime gidilebileceğini söyledi. Günaydın ise, "Arka yüzde herhangi bir kimse yok. Ben şimdi kimin günahını alayım?" dedi.
Verilen aranın ardından ve çapraz sorguya geçileceği sırada Günaydın, mahkeme heyeti dışında hiç kimsenin sorularına yanıt vermeyeceğini açıkladı.
Günaydın'ın avukatı maktülün annesine "Kes sesini" dedi
Sanıkların tamamının sorgularının yapıldığını hatırlatarak cezaevi koğuşlarında tek kişi halinde kaldıklarını ifade eden Günaydın'ın avukatı Niyazi Tokmak, "Cezaevindeki bu yasağın kaldırılmasını istiyorum" dedi.
Bunun üzerine katliamda öldürülen Yüksel'in annesi, "İnsanları öldürmek çok mu insaniydi?" diyerek itiraz etti. Tokmak'ın buna yanıtı, "Kes sesini, benimle tartışma, sus" oldu.
Dün sabahki oturumda Salih Gürler ise, daha önce Yıldırım ve Özdemir gibi, katliamdan Günaydın'ı sorumlu tuttu. (EÖ/GG)