"Yapılması gereken müzakere sürecinde, AB'nin ortak bir yaşam ve kurallar bütünü olduğunu anlatabilmek. AB konusunda Türkiye'nin beklentilerini çok yüksek belirlediğimiz için, bu konudaki hayal kırıklıkları AB karşıtı ulusalcı yapıların güçlenmesini sağlayabilir".
"AKP'nin AB'ye yönelik 'bitişe beş kala' olarak kullandığı slogan aslında 'başlangıca beş kala' olarak değiştirilmeli. Burada AKP'nin AB konusundaki temel anlayışını görüyoruz. Asıl, müzakerelerin başlamasından sonra Türkiye'nin nasıl bir müzakere tablosu izleyeceği, müzakereleri yürütecek kadro önemlidir. AKP'nin mevcut kadrosuyla müzakere sürecini sağlıklı yürüteceğinden kuşkuluyum".
Verheugen'in mesajı
Baydarol, bianet'e şunları söyledi:
* Milli Güvenlik Kurulu'nu tartışmakla zinayı tartışmak aynı şeydir. AB'nin hukukun üstünlüğü diye baktığı kriterler, devlete karşı bireyin hak ve özgürlüklerini göz önüne alır. MGK nasıl askeri otoritenin devlet eliyle kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlamasıysa; zinaya ceza öngörmek de devletin özel hayatı düzenlenmesi ve kısıtlamasıdır.
* AB'nin hukukun üstünlüğünden ve değerlerden anladığı, birey hak ve özgürlükleridir. Verheugen'in mesajı, AB'ye katılacak ülkelerin AB ile aynı değerleri paylaşması gerektiğidir.
* Zinanın suç olması önerisiyle AB ülkeleri tarafında Türkiye'ye karşı bir güven erozyonu ortaya çıktı. Hükümetin AB'ye girme isteğini belli etmek istiyorsa, TCK'yı bir an önce yasalaştırması gerektiği ortada.
* TCK'de basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir çok madde var. Yasalarınızda "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyorsanız, AB ile egemenliğin yetkisinin devrinden söz edeceksiniz. TCK mükemmel değil, AB ceza hukuku da mükemmel değildir, ancak bir süreç içinde değişir.(ÖG)