Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “zina” konusuyla ilgili çalışma yapılması talimatı verdiğini ve Adalet Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yürüttüğünü açıkladı.
Erdoğan da Salı günü gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “idam, terör suçları, çocuk tacizleri ve zina” konusunda konuşmuştu:
“İdamla ilgili konu özellikle terör suçlarıyla ilgili de bizim açımızdan büyük önem arz ediyor. Bu konu üzerinde çalışıp gerek terör gerek buna benzer konular, bunlar bir anayasal düzenleme ile gündeme gelebilir. Hatta bu kapsamın dışında zina konusunda yeniden ele alınmasının çok isabetli olacağının düşüncesindeyim. Bu toplumun manevi değerler noktasında farklı bir konumu var. Biz Avrupa Birliği sürecinde, bu bir özeleştiridir; bu konuda bir yanlışımız oldu. Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler vs. belki de aynı kapsam içinde değerlendirmemiz lazım. Bu Türkiye’nin, batı ülkelerinin birçoğundan farklı konumda olduğunu gündeme getirmesi bakımından önemli. Diğer taraftan idam konusunun terörle ilişkisi önemli. Çocuk tacizleri asla bağışlanabilir, görmezden gelinebilir konular değil. Şu anda altı arkadaşımız konuyla ilgili çalışmalarını başlattılar ve süratle konuyla ilgili neticeye varıp ardından da yasal düzenlemeyle bunu parlamentoya taşıyacağız.”
Zinanın suç olarak düzenlenip düzenlenmeyeceği Türkiye’de her zaman bir tartışma konusuydu.
Zina, 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suç olarak tanımlandı. Zinanın suç olmaktan çıkarılması ise 1996-1999 yılları arasında Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştirildi.
2002’de AKP’nin hükümete gelmesiyle, zina konusu tekrar gündeme geldi. TCK’nın yenilenmesiyle ilgili çalışmalar sürerken, dönemin Başbakanı Erdoğan ve AKP’li hükümet yetkilileri zinanın suç sayılmasıyla “eşlerin birbirini aldatmasının önüne geçileceğini, kadın erkek eşitliğinin sağlanacağını” savundu.
Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakereleri sırasında, AB Türkiye’yi zinayı suç sayarsa “müzakerelerin zora gireceği” konusunda uyardı. Kadın örgütleri birçok eylem yaptı.
2004’te hazırlanan TCK tasarısında zina yer almadı ancak bu maddenin Meclis görüşmeleri sırasında TCK’ya ekleneceği konuşuluyordu. Kadınlar Meclis görüşmelerini takip etti, eylemler yaptı.
Sonuç olarak 2004’te yenilenen TCK’da zina suç olarak sayılmadı. Ancak Medeni Kanun'a göre zina hala bir boşanma sebebi olarak sayılıyor.
Zina tartışmalarının kronolojisi
Zina, Osmanlı döneminden kalan 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi’nin yerine kabul edilen ve 1889 tarihli İtalyan Zanardelli Ceza Yasası’ndan esinlenen 1926 tarihli Türk Ceza Yasası’nda suç olarak düzenlendi.
Anayasa Mahkemesi 23 Eylül 1996’da verdiği kararda 765 sayılı TCK’nın 441. Maddesinin Anayasa’nın 10. Maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermişti.
Madde 441: “Karısı ile birlikte ikamet etmekte olduğu evde yahut herkesçe bilinecek surette başka yerde karı koca gibi geçinmek için başkası ile evli olmayan bir kadını tutmakta olan koca hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolonur. Erkeğin evli olduğunu bilerek bu fiilde şerik olan kadın hakkında da aynı ceza veriliş.
Anayasa Mahkemesi, 23 Temmuz 1998’de de kadınlarla ilgili olan 440. Maddenin iptaline karar vermişti.
Madde 440: Zina eden karı hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası tertip olunur. Karının evli olduğunu bilerek bu fiilde ortak olan kimse hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
Ayrı yaşayan evli çiftlerle ilgili zina suçlamasını düzenleyen 442. Madde 13 Temmuz 1999’da iptal edildi.
2004'te zina tartışmaları
2004’te AB üyelik müzakereleri sürecinde, zina tartışmaları tekrar gündeme geldi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) zina kavramının girmesiyle eşlerin birbirini aldatmasının önüne geçileceğini, kadın erkek eşitliğinin sağlanacağını savundu.
Kadın hareketi zinanın yeniden suç olarak sayılmaya başlanmaması için büyük bir mücadele verdi.
15 Eylül 2004’te yeni TCK Tasarısının Meclis görüşmeleri sırasında Van'dan, Eskişehir'den, Diyarbakır'dan, Samsun'dan, Çanakkale'den, Batman'dan, İstanbul'dan kadınlar da pankartları ve sloganlarıyla Ankara’daydı.
Dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, o gün Meclis’te zina düzenlemesinin yeni TCK’ya konmayacağının ilk sinyalini "henüz ortada olmayan bir madde nedeniyle tasarının gölgelenmesinden üzüntü duyduklarını" diyerek verdi.
Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek de “Zina ile ilgili tek kelime yazmadık” derken, Çiçek'ten sonra söz alan dönemin TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan ile dönemin Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, zinanın suç olmasının AB açısından doğru olmadığını savundu.
26 Eylül 2004’te kabul edilen TCK’da zina maddesi yer almadı.
Zina Medeni Kanun’da hala boşanma sebebi olarak yer alıyor. (ÇT)