Antep'teki dünyanın en büyük mozaik müzelerinden Zeugma Mozaik Müzesi, 2019'un "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesinin de etkisiyle ziyaretçi ilgisi yaşıyor.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, resmi açılışı 9 Eylül 2011'de yapılan, 25 bini kapalı olmak üzere 30 bin metrekarelik alana kurulu Zeugma Mozaik Müzesi, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Önceki yıllarda "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"ne layık görülen müzede, çingene kızı, mars heykeli, ABD'den getirilen parçalar, yaklaşık 150 metrekarelik duvar resmi, Roma dönemine ait çeşmeler ve Fırat Nehri kenarındaki villalarda bulunan mozaikler sergileniyor.
Kentin simgesi
Kısa sürede kentin simgesi haline gelen müzenin ziyaretçi sayısında artış görülüyor. Müzeyi açıldığı günden bu yana yaklaşık 1,5 milyon kişi gezdi. Müze, "Göbeklitepe Yılı" ilan edilen 2019'da ziyaretçi yoğunluğu yaşıyor.
Geçen yılın 8 aylık döneminde 164 bin 138 kişi tarafından gezilen müze, sene boyunca da toplam 267 bin ziyaretçiyi ağırladı.
Bu yıl 20 Ağustos itibarıyla 211 bin 332 yerli ve yabancı turiste kapılarını aralayan Zeugma Mozaik Müzesi, geçmiş yılların 8 aylık performansına göre ziyaretçi rekoru kırdı.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde eylül itibarıyla havaların serinlemesiyle turizm yoğunluğunun ve Zeugma Mozaik Müzesi'ne yönelik ziyaretlerin daha da artması bekleniyor.
“Altın dönemini yaşıyor”
Zeugma Mozaik Müzesi Müdürü Emine Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2019'un "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesi sayesinde bölge turizminin "altın dönemini" geçirdiğini dile getirdi.
Antep’in bölgenin turizm anlamında lokomotifi olduğunu ve bu yıl pastadan büyük payı almayı hedeflediğini anlatan Öztürk, şöyle konuştu:
"Bu yıl kendimize 1 milyon ziyaretçi hedefi koyduk. İnşallah yılsonunda bu sayıya ulaşacağız. Daha sonraki yıllarda bu sayı katlanarak devam edecek. Çünkü Zeugma, ziyaretçi sayısı her geçen gün düzenli olarak artan bir müze." (EMK)
75. Uluslararası Film Festivali’ne yönelik boykot kampanyası kapsamında İranlı oyuncu Erfan Shekarriz, festivale bir mesaj gönderdi: "İster queer ister Filistinli olun; hepimiz özgür olana kadar, hiçbirimiz özgür değiliz."
75. Uluslararası Film Festivali (Berlinale), 13 Şubat’ta Almanya'nın başkenti Berlin'de başladı. Bu seneki festivalde 19 film, büyük ödül "Altın Ayı" için yarışacak ve festival boyunca çeşitli kategorilerde 74 ülkeden toplam 240 film gösterilecek.
23 Şubat’a dek sürecek festival ile ilgili İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI), tüm uluslararası sinemacılara boykot çağrısı yaptı. Boykota katılanlar arasında On Strike Berlinale ve PALINALE gibi kuruluşlar var.
İsrail’e karşı boykot, yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar hareketi BDS’nin de desteklediği boykot çağrısında “Sinemacılar, Filistin mücadelesine zarar vermemek ve İsrail’in soykırımı ile apartheid rejimini aklamaktan kaçınmak gibi temel bir etik sorumluluğa sahiptir. Berlinale, Alman hükümetinin Gazze'deki soykırımda İsrail ile ortaklığına suç ortağıdır ve Filistinlilerle dayanışma içinde olan sinemacıları koruyamamaktadır,” dendi.
"Almanya, soykırımda suç ortağı" yazılı bir döviz, Fotoğraf: Anadolu Ajansı.
“Filistin özgür olacak”
Filistin'in kurtuluşu için mücadele eden ve baskıya karşı küresel direniş üzerine diyaloğu teşvik eden film ve müzik festivali PALINALE, dün (16 Şubat) "Queerpanorama"nın yönetmeni Jun Li’nin, Berlinale'yi boykot eden İranlı oyuncu Erfan Shekarriz'in mesajını okuduğu videoyu paylaştı. Shekarriz’nin mesajı şöyle:
“Bu filmi izlerken, milyonlarca Filistinli, Batı tarafından finanse edilen İsrail’in acımasız yerleşimci sömürge devleti altında boğuluyor. Alman yönetimi, Berlinale de dahil olmak üzere kültürel kurumlarıyla, bir şekilde, apartheid soykırıma, Filistin halkının yok edilmesine katkıda bulunuyor.
“Alman halkını, Filistin hakkında konuşurken açıkça otoriter, faşist ve korkutucu bir politik iklimde ifade özgürlüğü için mücadele etmeye devam etmelerini çağırıyorum. Filmimiz özgürlük ve kurtuluş hakkında. İster queer ister Filistinli olun; hepimiz özgür olana kadar, hiçbirimiz özgür değiliz. Bu filmi izlerken, bu odadaki herkesi, 1948'ten bu yana Almanya destekli işgal altında hayatlarını ve geçim kaynaklarını kaybeden masum Filistinli çocukları, anneleri, babaları ve kardeşlerimizi onurlandırmaya çağırıyorum. Filistin özgür olacak.”
🎬 #bianetDetay 75. Uluslararası Film Festivali’ne yönelik boykot kampanyası devam ediyor.
İranlı oyuncu Erfan Shekarriz: "İster kuir ister Filistinli olun; hepimiz özgür olana kadar, hiçbirimiz özgür değiliz."
Boykot çağrılarına rağmen festivale katılan İskoç oyuncu Tilda Swinton ise 14 Şubat’ta yaptığı açıklamada kendisi açısından festivale katılmanın, katılmamaktan daha faydalı olabileceğini, düşündüğünü söyledi.
Swinton, oyunculuğa ara verme kararı aldığını da duyurdu. En az yıl sonuna kadar film çekmeyeceğini belirten Swinton, “Bildiğimiz gibi sinema, acımasız bir sevgilidir ve ben uzun süredir onun baskısı altındaydım,” dedi. Reuters’ta yer alan habere göre, Swinton, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bir bakıma, şu anda hepimizin başa çıkmak zorunda olduğu en zor şey, çaresizlik ve zayıflık hissi. Bu yüzden yapabileceğimiz her güçlü eylem ya da jest, bana iyi bir seçenek gibi görünüyor. Boykot etmenin çoğu zaman elimizdeki en güçlü şey olmasını kesinlikle anlıyorum. BDS’ye büyük bir hayranlık ve saygı duyuyorum ve bu konuyu derinlemesine düşünüyorum.
Onursal Altın Ayı ödülünü alan İskoç oyuncu Tilda Swinton, Fotoğraf: Anadolu Ajansı.
“Bugün, dün, yarın ve ertesi gün burada olmamın nedeni, bunun bilinçli bir karar olması. Festivalin bana sunduğu platformun, kişisel bir değerlendirme sonucunda, daha faydalı olabileceğine inandım. Bu tamamen kişisel bir karardı ve tüm sorumluluğunu üstleniyorum.”
Swinton, Onursal Altın Ayı ödülünü alırken yaptığı konuşmada da ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi “Ortadoğu’nun rivierası” (bölgeyi turistik ve lüks bir tatil merkezi haline getirme) yapma planlarını ve savaş suçlularını destekleyen, “açgözlülüğe bağımlı” politikalar yürüten hükümetleri sert bir şekilde eleştirdi.
Festival yönetiminden açıklama
Festival yönetimi ise tüm bu tartışmaların ve boykot çağrılarının önünü almak için, henüz festival başlamamışken, 6 Şubat’ta yaptığı açıklama ile “festivalin ifade özgürlüğü konusundaki duruşunu netleştirdiğini” öne sürdü.
Diyalog ve fikir alışverişine odaklanan bir SSS (Sıkça Sorulan Sorular) metninde, Tricia Tuttle’ın sanat yönetmeni olarak ilk kez görev yaptığı festivalin organizatörleri, festivalin Almanya’daki kritik genel seçimlerden hemen önce gerçekleşmesi nedeniyle gündemde olması muhtemel konulara değinerek şu açıklamayı yaptı:
“Misafirlerimizin, yasal çerçevede ifade özgürlüğü hakkı bulunmaktadır. Aynı zamanda, sinemacılarımızın eserlerinin ardındaki itici güçler ve dünyaya dair deneyimlerini paylaşma hakkını da destekliyoruz. Berlinale, farklı bakış açılarını memnuniyetle karşılar –bu durum gerilim veya tartışma yaratsa bile.
“Birbirimizi dinleyip öğrenebileceğimiz bir ortam yaratmayı hedefliyoruz ve saygılı bir diyalog ile belli bir kültürel hassasiyet talep ediyoruz. Ayrıca, misafirlerimizin ifade özgürlüğü kapsamında konuşmalarına izin verildiğinde, başkalarının da aynı özgürlük çerçevesinde onlara katılmayabileceğini anlamalarını bekliyoruz. Bu da ifade özgürlüğünün bir parçasıdır.” (TY)
"Das Licht" (Işık) filminin ekibi, Fotoğraf: Anadolu Ajansı.
bianet muhabiri. "1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık" dosyasını hazırladı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. 2019 yılından beri "Küba"...
bianet muhabiri. "1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık" dosyasını hazırladı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. 2019 yılından beri "Küba" isimli köpekle ev arkadaşı.