“Çözüm ve müzakere masasına AKP ve Erdoğan isteyerek ve kendileri belirleyerek oturmadılar. Bundan sonraki dönemde de masada bizim olup olmayacağımıza kendileri karar veremezler.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “HDP seçimlerde barajı aşamazsa ve Meclis dışında kalırsa çözüm sürecinde muhatap olmaktan çıkar” sözlerini bu şekilde değerlendiriyor.
Erdoğan’ın bu söyleminin müzakere ruhuna ve aklına aykırı olduğunu belirten Yüksekdağ, “Meclise giremezlerse masada olmazlar” demenin müzakereyi bitirmek anlamına geldiğini ifade etti.
“Süreci Öcalan başlattı HDP sürdürüyor”
“Erdoğan'ın müzakereyi bitirmek konusunda fikri olduğunu zaten biliyoruz. Ama bunu dile getirmiyordu. Türkiye'ye çatışmasızlığı getirdim diyerek siyasi olarak nemalanıyordu.
“AKP hükümeti Erdoğan'ın başbakanlık yaptığı dönemde de kendi belirlediği geliştirdiği bir iradeyle bu müzakere masasını kurmadı.
“Çözüm sürecini başlatan Öcalan'ın 2013 Newroz'undaki çağrısıdır. Bütün Türkiye toplumunun barış umudunu dile getirmiştir. Süreci sürdürme iradesi gösteren de HDP'dir.”
“Barajda kalırsak kendi politikalarının onaylanacağını düşünüyor”
Yüksekdağ’a Erdoğan’ın “Eğer millet seni yüzde 10’un altında bırakırsa bize ‘Çözüm Süreci’nden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin’ demiş olacak” sözlerini hatırlatıyoruz.
AKP'nin çözüm politikasının çözümsüzlük politikası olduğunu dile getiren Yüksekdağ, şöyle devam ediyor:
“Talep edileni vermeme, kendisinin belirlediği anti demokratik sınırlara hapsetme politikasıdır. O nedenle HDP'nin baraj altında kalmasını AKP'nin çözümsüzlük politikasının onaylanacağı anlamına geleceğini ve bu yolla da 2015 genel seçimlerinde elde edeceği güç üzerinden anti demokratik uygulamalar gerçekleştireceklerinin mesajını vermiş oluyor.
“Söylemiş olduğu şu: Baraj altında kalırsanız benim politikam onaylanmış demektir. O zaman ben genel seçimlerden sonra istediğim kadar çözmem, ortada bırakırım. Siz de buna mahkum olursunuz.
“Ama unuttuğu bir şey var. HDP seçimlerde sadece barajı aşmakla kalmayacak, barajın çok üstünde oy alacak.
“Cumhurbaşkanı da aslında bunu görüyor ve bazı felaket senaryolarıyla bizim seçimlere parti olarak değil bağımsız adaylarla girmemizi sağlamak istiyor.”
“Jeopolitik bilgisi zayıf”
Erdoğan’ın Kobane’yi kastederek “Küçük bir yerleşim yeri için herkes ayağa kalkıyor” sözlerine de değinen Yüksekdağ, Erdoğan’ın jeopolitik bilgisinin zayıf olduğunu söyledi.
“Bir jeopolitik derinleşmesi olsa Kobane'nin küçük bir toprak parçası olmadığını çok iyi bilir. Kobane jeopolitik önemi olan tek başına bütün dünya ezilenlerini mazlumlarını temsil eden ve onların adına zafer kazanan bir kent.
“Kobane bugün yeni Ortadoğu'nun modelidir. Cumhurbaşkanı yeni Ortadoğu kavramlarıyla değil eski Ortadoğu eski bölge kavramlarıyla tartışıyor. O nedenle de anlaması mümkün değil.
“Kendisi ‘Kuzey Suriye’ diyerek Rojava kantonlarını kastediyor. Zamanla Rojava'yı öğrenecek. Oranın adı Kuzey Suriye değil, Demokratik Suriye'nin bir parçası olan Rojava'dır. Cumhurbaşkanı siyasi gelişmeler sonucunda bu ismi mecburen öğrenecek.
“Avrupa egemen güçleri nasıl Yunanistan'da halkçı demokratik güç olan Syriza'nın iktidara gelmesine engel olamadıysa, Ortadoğu'da da Rojava'nın ve yeni demokratik halkçı iktidarın yürüyüşünü engelleyemeyecekler.” (EKN)