*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye düzenlenen saldırıyla ilgili mahkemenin ikinci gününde hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralılardan oluşan toplam 66 kişi, saldırgan Brenton Tarrant ile yüzleşti.
Saldırıda yaralanan Afganistanlı Mirwais Waziri, 17 yıldır Yeni Zelanda'da yaşadığını ve ülkedeki bazı ırkçılar tarafından zaman zaman "terörist" olarak nitelendirildiğini belirterek, Tarrant'a seslendi:
"Sen bu sıfatı benden aldın. Bugün, sen 'terörist' olarak anılıyorsun ve tüm dünya biz Müslümanların terörist olmadığını gördü."
"Dini, ırkı ve rengi yok"
Waziri, "Yeni Zelanda halkına seslenmek istiyorum; teröristin dini, ırkı ve rengi yoktur. Her ırktan ve renkten kişi, terörist olabilir" şeklinde konuştu.
Bu saldırının Yeni Zelanda toplumunu daha güçlü ve beraber hale getirdiğini söyleyen Waziri, Tarrant'a hitaben, "Sen bir terörist olarak kaybedensin. Kazanan ise bizleriz" diye konuştu.
Waziri'nin sözleri, duruşma salonuna katılanlar tarafından alkışlandı.
"Bizi katletmekten geri durmadı"
Saldırıda teyzesi Linda Armstrong'u kaybeden Kyron Gosse, "Tarrant'ın Allah'ın evine kötü niyetle ve nefretle girerek bu saldırıyı yaptığını" söyledi ve ekledi:
"Yaptığı saldırıyı internet ortamında canlı yayınlayarak, beni ve arkadaşlarımı da dehşete düşürdü. Bu katilin, Yeni Zelanda'da misafir olarak yaşadığını öğrendiğim zaman duyduğum öfkeyi anlamanızı istiyorum.
"Bu adam, bizden biri değildi fakat buna rağmen bizi katletmekten geri durmadı.
"Bu adam, benim ailemin yedi kuşaktır evi olarak gördüğü bir ülkeye sonradan yerleşti ve bizim sevdiklerimizi acımasızca bizden aldı.
"Peki ama ne için? Onun Linda Armstong ile bir sorunu yoktu. Irkçı fikirlerle dolu bir şekilde bu korkak, güçlü silahların arkasına saklandı ve yaşlı Linda hanımı öldürdü."
"Annemi benden çaldın"
Armstrong'un kızı Angela da duruşmada söz alarak, saldırgana, "Annemi benden çaldın" diye seslendi ve devam etti:
"Bir daha asla annemin şefkatini hissedemeyeceğim. Buradan senin annene acıdığımı belirtmek istiyorum fakat sana karşı hiçbir hissiyatım yok. Sen, benim için bir hiçsin."
Angela Armstrong, "O, hayatını bir kafesin içinde geçirirken, benim annem ise özgür oldu. Bu yüzden Tarrant'a, yok etmeye çalıştığı özgürlüğün ve çeşitliliğin güzelliğini düşünmesini tavsiye ediyorum" diye konuştu.
"Hala doğru düzgün uyuyamıyorum"
Saldırıda ölenlerden Tarık Omar'ın babası Raşid Omar, aile olarak çocuklarını kaybetmenin acısını asla unutamayacaklarını belirterek, "Tarık'ı kaybetmek benden çok şey götürdü. O günden bu yana doğru düzgün uyuyamaz oldum" dedi.
Omar, saldırgana hitaben, "Sen benden çok değerli bir şey aldın ve bu benim hayatımı sonsuza kadar etkileyecek" şeklinde konuştu ve ekledi:
"Tarık'ın şu an Allah'ın himayesinde olduğunu biliyorum. Şimdilik buradaki hayatım böyle geçecek. Tarık'ı yeniden görebileceğim günü hep bekleyeceğim."
"Yaşıyor olmasını umuyordum"
Saldırıda üç yaşındaki oğlunu kaybeden İngiltere vatandaşı Nathan Smith ise "Oğlumu kucağıma aldığımda hala yaşıyor olmasını umuyordum fakat canlı değildi." dedi.
Smith, saldırgana, "Eğer boş vaktin olursa ki içeride bolca vaktin olacak, belki Kuran'ı okumayı denemelisin. Çok güzel bir kitap." ifadeleriyle seslendi.
Saldırgan hakkında istenen ceza
Kendi savunmasını yapma isteği 13 Temmuz'da Christchurch Yüksek Mahkemesince kabul edilen saldırgan Tarrant, hakkındaki 51'i cinayet, 40'ı cinayete teşebbüs ve 1'i de terör saldırısı olan suçlamaların tamamını kabul etmişti.
Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan aşırı sağcı teröristin, 4 günlük yargılamanın ardından ömür boyu hapse mahkum edilmesi bekleniyor.
Tarrant, Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019'da cuma namazı esnasında otomatik silahlarla saldırmıştı.
Yeni Zelanda ve tüm dünyada tepkiyle karşılanan saldırıda, 1'i Türkiyeli 51 kişi hayatını kaybetmiş, 2'si Türkiyeli 49 kişi ise yaralanmıştı.
(PT)