Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabı, aile ilişkilerini düzenler. Karı-koca, hısımlar, velayet, evlenme-boşanma, mal rejimleri gibi konular ikinci kitabın konusudur. Yeni Türk Medeni Kanunu'nun (YTMK) en önemli ve çok sayıdaki değişikliği, Aile Hukuku kitabında olmuştur.
Artık kadın ve erkek aynı yaşta evlenecekler
YTMK'nın 124. maddesi, kadın ve erkek için evlenme yaşında eşitlik getirmiştir.
Kadın (genç kız) ve erkekler 17 yaşını doldurmadıkça evlenemezler. Eski Medeni Kanunu'nda (EMK) evlenebilmek için erkeklerin 17, kızların da 15 yaşını doldurmuş olması gerekiyordu. Kız çocuklarının evlenme yaşının 17'ye yükseltilmesi, gerek kız çocuklar ve gerekse toplum için olumlu bir gelişmedir. Çünkü 15 yaşında evlenen kız çocuk daha biyolojik gelişmesini tamamlamadan en önemli sorumluluklardan biri olan, evlilik sorumluluğu altına giriyordu. Bu arada okula gitmiyor ya da okuldan alıkonuluyordu. Küçük yaşta kadın, eş ve anne olması ona altından kalkamayacağı kadar ağır sorumluluklar getiriyordu. Ayrıca, küçük yaşta anne olmak, hem annenin hem de doğan bebeğin sağlığına zarar verir. Genç anne ve küçük bebeklerde ölüm oranının yüksek olmasının nedeni budur.
Evliliğin diğer tarafı olan küçük erkeğin de evlilik sorunlarının altından kalkamadığı gerçektir. Maddi imkansızlıklar, psikolojik uyum eksikliği, eğitimsizlik, mesleksizlik vs. gibi sebeplerle gençler arasında şiddetli geçimsizlik başlıyor. Sonuçta, evlenen bu küçük kadınlar, bir şekilde boşanıyorlar veya müşterek evden kovuluyorlar. İşte gencecik ve küçücük yaşta reşit olan (yani hukuki hakları tam kullanma ehliyetine sahip olan, yetişkin olan) bu kadınlar, "kadın ticareti" yapan genel veya özel evlerde çalışmak durumunda kalıyorlar.
İnsan hayatında, hele buluğ döneminde iki yaş çok önemlidir. 15 değil de 17 yaşında evlenecek kız çocuk daha kuvvetli, daha mücadeleci olacağından ya evliliğini devam ettirmede daha yetenekli davranacak ya da kapıya konulduğunda kendine daha güçlü bir hayat kuracaktır. Uluslar arası sözleşmelerde kız veya erkek çocuğun evlenme yaşı 18'dir. Gelecekte Türkiye'de de evlenme yaşının 18'e yükseltilmesi gerekmektedir.
Özel hallerde daha küçük yaşlarda evlenme ancak hakim kararı ile olabilir
YTMK'da mahkeme kararıyla evlenme yaşı istisnai olarak, 16 yaşa indiriliyor. Kız ve erkek çocuklar 16 yaşlarını doldurduklarında hakim kararıyla evlenebilirler. EMK'da erkek çocuk 15, kız çocuk 14 yaşını doldurunca evlendirilebilirdi. Mahkeme kararıyla evlenme yaşında da kadın ve erkekler arasında eşitlik sağlanmıştır.
YTMK'da "Mahkeme kararıyla evlenmede, karardan önce ana-baba veya vasi dinlenir. Dinlenme olanağı yoksa hakim kendiliğinden karar verir" hükmü getirilmiştir. EMK'da ise anne, baba veya vasinin dinlenmesi şarttı. Dinlenme şartı, YTMK'da yumuşatılmıştır. (Evlenmek isteyen çocuklar yönünden daha bağımsız hareket etme olanağı verilmiştir.)
Veli veya vasi, kötü niyetle kısıtlı veya küçüğün (16 yaşını bitirmiş 17 yaşına girmiş) evlenmesine izin vermiyorsa, küçük veya kısıtlı, mahkemeye başvurarak hakimden evlenme izni alabilir. Hakim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, küçüğe veya kısıtlıya evlenme izni verebilir. Kanun koyucu, hakimin evlenme izni vermesiyle kız kaçırma olaylarının azaltılması ve nikahsız yaşamaları belli ölçüde önlemeye çalışmıştır. (YTMK 128. madde)
Çocuğun soy bağı
Çocukla ana arasındaki soy bağı doğumla kurulur. YTMK'nın 282. maddesinde belirtilen çocukla ana arasındaki soy bağının doğumla kurulması önemli bir değişikliktir. Ana, yani doğuran kadın evle değilse, küçüğün velayeti kendiliğinden anaya aittir. EMK'da soy bağının kurulması için iki ayrı dava açılırdı. Önce küçüğe dava yoluyla kayyum tayin edilirdi, daha sonra ikinci bir davayla çocuk ile ana arasındaki soy bağı hakim kararıyla kurulurdu. Ancak soy bağı kurulduktan sonra, velayet hakkı anaya verilirdi.
Çocuk ile baba arasındaki soy bağı üç ayrı şekilde kurulur:
1. Baba ile ana evlidirler (veya daha sonra evlenirler).
2. Baba ile ana arasında evlilik yoktur. Ama baba çocuğun kendisinden olduğunu tanır. Tanıma şu şekilde olur:
a. Baba çocuğun kendisinden olduğunu nüfus idaresine bildirir. Çocuğu baba kütüğüne kayıt ettirir.
b. Baba çocuğun kendisinden olduğunu mahkemeye bildirir. Mahkemeden karar alınır.
c. Baba noterden resmi bir senet tanzim ettirerek, çocuğun kendisinden olduğunu belirtir. Noterden tanzim olunan resmi senetle çocuğu tanır.
d. Baba vasiyetname düzenleyerek ölümünden sonra da çocuğun tanınmasını sağlayabilir.
3. Baba ile çocuk arasındaki soy bağı, ana veya çocuğn açacağı babalık davasında ise hakim kararıyla kurulur.
4. Soy bağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.
Ana-baba çocuğun bakım, gözetim ve eğitimine özen ve ilgi göstermek zorundadır. Çocukla ilgili alınan karalar ve yapılan işlemlerde daima çocuğun yararı gözetilmelidir.
Eşler, üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. (YTMK 338. madde)
Artık evlat edinen ile evlatlık asla evlenemeyecek
EMK'da evlat edinenle evlatlığın herhangi bir şekilde nikah memuru önünde evlenmiş olmaları halinde bu evlenme sözleşmesi, yani nikah geçerli oluyordu. Evlatlık sözleşmesi ise, geçersiz hale geliyordu. YTMK'nın 129. maddesiyle evlat edinenle evlatlık arasında kesin evlilik yasağı getirilmiştir. Ayrıca, evlat edinenle evlatlığın alt soyu ve eşleri (yani evlatlığın çocukları veya evlatlığın eşiyle evlat edinen) arasında da evlenme yasağı getirilmiştir.
YTMK'da getirilen evlenme yasağıyla, evlat edinene göre daha küçük ve güçsüz olan evlatlık korunmuştur. Daha büyük ve güçlü konumda olan evlat edinenin, evlatlığıyla herhangi bir sebeple cinsel ilişkiye girmesi yeni kanunda kesin olarak yasaklanmıştır. Artık, evlat edinen (Ben evlatlığımla yanlışlıkla cinsel ilişkiye girdim. Nikah veya nüfus memurunu da yanılttım. Nikah kıydım. Evlatlık ilişkim geçersiz olsun. Ben evlatlığımla karı-koca oldum veya olacağım" iddia ve düşüncesine hiçbir olanak kalmamıştır. Yeni kanun bu durumu kesin olarak yasaklamıştır.
Evlat edinmenin yeni kuralları
YTMK (305. madde) evlat edinmede de önemli değişiklikler getirdi.
Evlat edinebilmenin şartları;
* Eşler birlikte evlat edinebilirler. Evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler.
* Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekmektedir.
* Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise, tek başına evlat edinebilir.
* Küçük çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinen trafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.
* Evlat edinilenin, evlat edinenden en az 18 yaş küçük olması şarttır.
* Çocuğu olan eşler de evlat edinebilirler.
* Ergin veya kısıtlılar, çocuğu olmayan kişi veya eşler tarafından evlat edinilebilirler. Bu halde evlat edinenle evlatlığın beş yıl birlikte aile ortamında yaşamış olmaları gerkir.
* Evlatlığın öz anne babasıyla ilgili nüfus kayıt irtibatı ve mirasçılık hakları devam eder. Yani evlatlık hem evlat edinenin hem de kendi ana babasının mirasçısı olur.
Bazı hallerde akıl hastaları da evlenebilecekler
Bundan böyle, evlenmelerinde sakınca olmadığı sağlık kurulu raporuyla belirtilen bazı akıl hastaları evlenebilecekler. (133. madde)
(Örneğin kleptomani, melankoli, kara sevda gibi hastalıkları olan kişiler evlenebilecekler.)
Eski kanunda akıl hastalarının evlenmeleri tamamen yasaktı. Buna rağmen, akıl hastası olduğu bilinmeyen veya hafif seviyede olan kişiler yasağa rağmen evleniyorlardı. Evliliğin getirdiği sorumluluk rahatsızlığın ilerlemesine neden oluyordu. Eşlerden birinin akıl hastası olduğu evliliklerde, eşler ve çocuklar mutsuz olurlardı. Akıl hastalarının yaptığı evlilikler, bazen cinayetle sonuçlanırdı.
Yeni kanunla şüpheli hallerde heyet raporu isteneceğinden, ileri derecede akıl hastalarının evlenmeleri bir ölçüde önlenebilecektir.
Evlenmek isteyen gençler, istedikleri tarafın yasal yerleşim yerinde bulunan evlendirme memurluğuna başvurabilecekler
EMK'da evlenmek için sadece koca adayının ikametgahında bulunan evlendirme memurluğuna başvuruluyordu.
YTMK'da ise, eşler hangi evlendirme memuruna başvuracaklarına aralarında karar verecekler. Bir başka deyişle, eşler istek ve anlaşmalarına göre, kadının ya da erkeğin oturduğu yerde bulunan evlendirme memurluğuna başvurabilecekler. (134. madde)
Evlendirme memuru, evlenme töreni biter bitmez eşlere bir aile cüzdanı verir. Medeni Kanuna göre nikah yapıldıktan sonra eşler dini nikah töreni yapabilirler. Dini nikahı yapacak görevliye, aile cüzdanının gösterilmesi gerekir. Medeni nikah yapılmadan dini nikah töreninin yapılması suçtur. Hem dini töreni yapan görevlinin, hem de törende taraf olan kişilerin cezai sorumlulukları vardır.
* Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Kadıköy Şubesi Başkan Yardımcısı Avukat Seyhan Ekşioğlu'nun hazırladığı ve KA.DER'in yayımladığı "Türk Medeni Kanunu - Ailede Yeni Düzen" başlıklı kitaptan alıntılandı.
Kitabı, KA.DER Kadıköy Şubesi'nden isteyebilirsiniz.
İletişim için: 0 216 428 58 25