"Hükümetlerin tarımsal araziler ve işletmelerin bütünlüğünü korumasına ilişkin bazı tedbirler alması miras hukuk bakımından ilk bakışta kabul edilebilir bir düzenleme gibi görünse de yapılması planlanan düzenlemede mirasçılardan en büyük erkek evlada özel bir koruma getiriyor ve özellikle kadınlar ayrımcılığa uğruyor."
Avukat Habibe Yılmaz Kayar tarımsal alanların miras yoluyla hak sahipliğinde yapılması planlanan yeni düzenlemeleri bianet'e değerlendirdi. Yeni düzenlemeye göre tarımsal araziler bütün kardeşlere değil ailedeki en büyük erkek evlada miras kalacak.
Amaç kadını mülkiyetsizleştirmek mi?
Yasaların teknik olarak "genel" ve "soyut" olduğunu anlatan Kayar, "Ancak makul sebeplerle yasada kadın ve erkek kavramlarına yer verilebilir, miras ve mülkiyet hakkına ilişkin olarak özellikle kardeşler ararsında ayrım yapılması ve özellikle erkek cinsin tercih edilerek yasada açıkça belirtilmesi ayrımcılıktır" dedi.
"Bir menfaatten yararlanmayı bir cinse özgülemek uluslararası sözleşmeler, anayasanın eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkesini ihlal eder niteliktedir. Mirasın erkeklere terk edilmesi kadının mülkiyetsizleşmesine yol açacak bir durum. Devletin görevi geleneksel ve kadına zarar veren toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirmek değil değiştirmektir."
Nasıl bir değişiklik planlanıyor?
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren tarafından açıklanan üç aylık eylem planında yer alan, "Medeni Kanun"un miras hükümlerinde değişiklik yapılacaktır, sözünün ayrıntıları netleşmeye başladı.
Sürecin yavaşlatılması için tarım arazilerinde bölünemez parsel büyüklüğü 10 dekardan 20 dekara yükseltilmişti.
Bugün gazetesinin haberine göre yeni düzenleme, tarımsal alanların miras yoluyla hak sahipliği sistemini değiştiriyor.
Buna göre, yeni sistemde tarımsal araziler bütün kardeşlere değil, ailedeki en büyük erkek evlada miras kalacak. Büyük kardeşin kabul etmemesi halinde hak küçük kardeşe geçecek. Mirası alan erkek kardeş, diğer kardeşlerin hakkını toprakla değil, parayla ödeyecek. (GG)