Yazar bugünkü köşe yazısında, 28 Şubat'la birlikte bıçakla kesilmiş gibi biten tehditlerin geçtiğimiz günlerde yaşamına kastedecek şekilde yeniden başladığını açıkladı.
Polis olduğunu söyleyen okurdan ölüm tehdidi
Alkan, "22 Temmuz'dan sonra kızgın ve tehditkâr iletiler yeniden boy gösterdi. Geçenlerde aldığım bir iletide polis olduğunu iddia eden biri 'vatan haini olduğumu', 'kafama iki defa sıkacağını' söylüyordu" dedi.
Yazı, "Kim bilir, gerçekten polis miydi? Fakat, polis olmasa bile bu zihniyette birinin polis rolünü benimsemesi neyi ifade eder dersiniz?" şeklinde devam ediyor.
"Demokrasi sadece düzenleme değil"
Fansız toplumbilimci Alexis de Tocqueville'in, "Demokrasiye gelebilecek en büyük tehdidin topluluk baskısından kaynaklanabileceğine" dair ifadesine atıfta bulunan Alkan, "Şimdi böyle bir tehlikeye doğru gidiyor muyuz endişesine düşmemek elde değil" diye yazdı.
Alkan yazısını şöyle sürdürdü:
"...Ama demokrasiyi salt bir aynasal ve kurumsal düzenleme süreci olarak görmek uzun dönemde yanlış sonuçlar verecektir. Demokrasi aynı zamanda topluma egemen olan değer yargılarıyla, davranış kalıplarıyla ve kültürle ilgili bir olgudur. Bunları söylerken 'dinci laik, sağcı solcu' ayrımları yapmak, şu kümedekiler demokrattır, şunlar otoriterdir, diye yargıya varmak da doğru değil. Solcu ve laik olanların da, dinci ve otoriter olanların da aynı derece otoriter olabildiklerini gördük geçmişte. Şimdi sıra AKP'lilerin sergileyeceği uygulamada. Bana öyle geliyor ki, fırsatını bulurlarsa..."
BİA: Gazeteciye yönelik suçlar cezasız kalmasın
BİA Medya Gözlem Masası'nın 6 Temmuz'da yayımladığı Nisan-Mayıs-Haziran dönemine ilişkin Medya Gözlem Raporu'nda 17 saldırı ve 6 da tehdit vakası yaşandığı belirtilmişti.
BİA, basına saldırıların daha fazla "cezasızlık kültürü"ne hizmet etmemesi için sorumluların ivedi şekilde tespit edilip cezalandırılmasını talep etmişti. (EÖ)