İzmir'deki hukuk ve insan hakları örgütleri, özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı alanda ölü bulunan 16 yaşındaki Muharrem Aksem'in ölümünün aydınlatılmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir şubeleri İzmir Adliyesi C Kapısı önünde ortak bir basın açıklaması yaptı.
ÇHD İzmir Şube Başkanı Erdoğan Akdoğdu'nun okuduğu açıklama özetle şöyle:
"Bu bir olay değil, cinayettir"
"Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesine bağlı Çalışkan köyünde 16 yaşındaki Muharrem Aksen isimli bir çocuk öldürüldü. Olayın üzerinden 7 gün geçmiş olmasına rağmen öldürülüş biçimi hakkında ilgililer tarafından bilgi verilmemektedir. Bir iddia, atış talimi sırasında öldürüldüğü diğer iddia ise oraya bırakılan bir mühimmatın patlamış olması sonucu hayatını kaybettiği şeklindedir. Öldürücü mermiler yahut mühimmat parçaları Muharrem'in vücuduna ne şekilde girerse girsin bu bir olay değil, cinayettir. Soruşturma makamlarının diğer cinayet vakalarında olduğu gibi burada da kamuoyunu bilgilendirmemesi soruşturmanın hukuka aykırı şekilde yürütüldüğüne işarettir. Nitekim soruşturmalar hukuka uygun yürütülse dahi bilgiler gerçeğe uygun olarak kamuoyu ile paylaşmamaktadır.
"Önlenebilirdi"
"Muharrem'in öldürüldüğü bölge uzunca bir süredir özel harekat polisleri tarafından atış talim alanı olarak kullanılmaktadır. Bu cinayet ister atış talimi sonucu işlenmiş olsun ister atış talim alanında unutulmuş ya da bırakılmış bir patlayıcıdan kaynaklanmış olsun cinayetin faili doğrudan devlettir. Devlet onlarca yıldır bölgeyi sıcak savaş alanı olarak tutmaktadır. Sıcak savaş alanlarında 'devletin bekası adına' hukukun işletilmediği bilinen bir olgudur. Devlet bölgede yasasız ve hukuksuz olarak egemenlik sürdürmek istemekte; durumun, zamanın ve yönetici kişilerin arzularına göre hukuku çiğnemekte, kanunları uygulamamakta veya bütünüyle rafa kaldırmaktadır. Devlet ve kamu görevlileri kendilerini yasalara bağlı görmemekte, devletin bekası ve çıkarı adı altında hiçbir hukuki ve yasal sınır tanımamaktadır. Eğer kendilerini hukuka ve yasalara bağlı saysalardı ister ağır ihmalle ister bilerek böyle bir cinayetin işlenmesi baştan önlenmiş olurdu.
"İhmalle ya da kasten"
"Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nce resmi atış ve eğitim alanı olarak kullanılan cinayet alanında eğitim sırasında ve eğitim dışında güvenliğin sağlanmadığı açıkça ortadadır. Eğer gerçekten mühimmat patlaması sonucu cinayet işlenmişse atış alanı ve çevresinin kullanıldıktan sonra güvenlik amacıyla temizliğini yapmayan görevlilerin ihmali ağır kusuru ya da kastlarının olup olmadığı soruşturulmalıdır. Görevlilerin ihmalle ya da kasten köylülerin yaşam alanına bıraktığı patlayıcılar şimdi, hemen temizlenmeli ve bunları bırakanlar hakkında derhal soruşturma açılmalıdır. Devlet bölgeyi savaş alanı olarak görme, kanunları, hukuku askıya alma politikasından ve pratiğinden vazgeçmelidir.
"Bizler bu soruşturmayı en etkili ve sıkı biçimde takip edeceğimizi; cinayetin hem faillerini hem de sebep faillerini teşhir edeceğimizi ve cezalandırılmaları için çaba göstermeye devam edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz."
Ne olmuştu?
24 Mart 2022 günü, Eyyübiye ilçesine bağlı Organize Bölgesi civarında, Çalışkan Köyü'nde, 16 yaşındaki Muharrem Aksen'in cenazesine ulaşıldı. Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi, ailesiyle görüşmesinin ardından şu bilgileri verdi:
"Aile ile yaptığımız görüşmede çocuğun arkadaşlarına 'Ben bir köpek bulmaya gideceğim' dediğini ve gittiği bölgenin de emniyetin atış talimi yaptığı yer olduğu, cesedin bulunduğu yerin polislerin atış talimi yapmak için geldikleri yer olduğu belirtilmiştir. Olay günü en son saat 16.30'da, çocuklarına ulaşabildiklerini ve nerede olduğunu sorduklarında ise arazide hayvanların yanında olduğunu söylemiştir. Bu görüşmeden sonra gelmeyince babası çocuklarına gidip, karakola haber vermelerini söylemiş ve akrabaları ile birlikte aramaya başlamışlardır. Yine o bölgede yaşayanlardan edindiğimiz bilgilere göre, evlerin 500 metre yakınında olan bir alanda polislerin sürekli gelip atış yaptıklarını ve o gün de saat 18.00'e kadar silah seslerinin geldiğini söyleyen tanık beyanları bulunmaktadır. Saat 22.00 sıralarında o bölgede çocuklarının cansız bedenine ulaşmışlardır. Vücudunda şarapnel izlerinin olduğu, sis mermisi olabilecek güçte taşı bile parçalayan mermilerin olduğu, çocuğun elinin olmadığı, parçalandığı, vücudunun paramparça olduğu ve oraya gittiklerinde de barut kokusunun olduğu belirtilmiştir."
Valilik de açıklamasında, bölgede atış talim alanı olduğunu ancak Aksem'in vücudunda mermi kalıntısı olmadığını belirtti.
Ölü muayene tutanağına göre, Aksem'in vücudundan 12 adet farklı boyutlarda metalik cisim çıkarıldı.
Aksem ailesinin avukatı Hatice Akıllı Öz, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi içi İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) İhtisas Dairesi'nden çıkacak otopsi raporunu beklediklerini açıkladı.
(AÖ)