Eleonora Giorgi’nin anısına
Sahra çölünün Atlas Okyanusu ile buluştuğu coğrafyada önce İspanya’nın kolonizasyonuna maruz kalmış, günümüzde ise Fas ve Moritanya’nın kontrolü altında tutulan Batı Sahra’nın en gür seslerinden biri Mariem Hassan’dı.
Sahraviler olarak bilinen Batı Sahra halkı topraklarından sürüldüklerinde, Mariem ailesiyle Cezayir’deki mülteci kampından sesini tüm dünyaya duyurmuş, Polisario’nun mücadelesine güfteleriyle de iştirak etmiş militan bir sanatçıydı.
Cesaretlendirmek – İsyankâr şarkıcı Mariem Hassan ve hür bir Batı Sahra için mücadele (Haiyu – Rebel singer Mariem Hassan and the struggle for a free Western Sahara) adlı belgesel bizi Afrika’nın son kolonisinde yaşananlara teferruatıyla dahil ediyor.
2024 İsveç-Batı Sahra ortak yapımı 90 dakikalık filmde kadınların özgürlük hareketindeki mühim rolleri irdelenirken meselenin bir an önce halledilmesine yönelik mesajlara da yer veriliyor.
Göteborg Film Festivali, Dokufest ve MENA gibi etkinliklerde gösterilmiş olan çarpıcı film Sheffield DocFest’te Gençlik Jürisi Ödülüne de layık görülmüştü.
Yönetmen hanesinde Anna Klara Åhrén, Brahim B.Ali, Alex Veitch ve Mohamedsalem Werad adlarını gördüğümüz, müziğe olduğu kadar siyasi içeriğe de seyirciyi doyuran belgeselin Türkiye’de gösterilmesi heyecan yaratacaktır.
Sahravilerin müzikal hazinesi
Zengin arşiv görüntülerinin muhtelif röportajlarla harmanlandığı belgeselde Mariem’i kızını, sahneyi paylaştığı kadın meslektaşlarını veya bestelerini yorumlamış olduğu müzisyenleri, tane tane hatıralarını aktarırken izliyoruz. Bağımsızlık mücadelesinde üç erkek kardeşini kaybetmiş olan Mariem’in senelere yayılan kanser mücadelesine de şahit oluyoruz.
Polisario Cephesinin gizli bir toplantısında şarkı söylemişliği olan Mariem’in İspanyol polisi tarafından yapılan baskında pencereden kaçmak zorunda kaldığına dair söylentilere kulak kabartmakta fayda var.
13 yaşındayken kendi isteği dışında kendisinden epey yaşlı bir adamla evlendirilme girişimi sırasında da düğün çadırından kaçtığı, hakkında yazılanlar arasında yer alıyor.
Polisario’nun kurucusu El Veli Mustafa Seyyit’in anısına kurulmuş El Wali grubuna dahil olmuş ve grubun lider solisti olmuş Mariem mülteci kamplarında konserler vermiş, direnişçileri yüreklendirmiş, hatta Avrupa’da Polisario’nun mesajını duyurma misyonunu üstlenmişti.
Yer altı kaynaklarıyla bilhassa dikkat çeken coğrafyanın Fas işgaliyle mahkûm edilmesine isyanını Leyoad grubuna dahil olduğunda ve solo kariyerinde de damardan ifade etmeyi sürdürdü.
Mariem, Arap Baharına ilham veren ilk isyanın Batı Sahra’da gerçekleşmiş olduğunu gururla ifade ederken filmde o dönemde gerçekleştirilmiş muhtelif nümayişlerden ve güvenlik kuvvetleriyle çatışmalardan arşiv görüntüleri izliyor, ama nedense Gezi Direnişine dair herhangi bir sekansa rastlamıyoruz.
Kaderlerini kendileri belirlemek istiyor
Filmin, Saharawi Voice temsilcisi yönetmenlerinden Mohamedsalem Werad, Fransa ve ABD en başta olmak üzere birçok ülkenin, Fas’a ve kısmen Moritanya’ya, mevzubahis askerî işgal için göz yumduğunu belirtiyor. Dolayısıyla zorlu coğrafyadaki insan hakları en başta olmak üzere muhtelif hakların çiğnenmesine de göz yumulmuş oluyor.
Barış ve birliğin yüceltildiği şarkılarıyla Mariem, bu bağlamda varlıklarını memleketlerinin istiklaline adamış ve kendini bu dava için feda etmiş birçok yurtseverden biri olarak öne çıkıyor.
İspanya’nın 90 yıl süren sömürgeciliği sırasında Sahravilerin eğitimi bilhassa baltalanmış olduğundan şiir ve şarkılar oral kültürün devamını sağlamış, dolayısıyla da “Kültür ve müzik kurtuluşun hizmetinde” sloganı doğmuş ve sanatçılara büyük değer verilir olmuştu.
Batı Sahra’nın bağımsızlığı hususunda dünya medyasının sessizliğinden de bahseden Mohamedsalem elektrik enerjisine 2015 senesinde kavuşmuş olmalarını da manidar bir malumat olarak, RFİ’ye verdiği röportajda dile getiriyor.
Film çekiminin çok zor şartlarda ve uzun sürede gerçekleştiğinden bahseden sinemacı yalnız yönetmenlik yapmakla kalmayıp prodüktörlük, koordinatörlük ve daha birçok fonksiyonu bir arada yürütmek durumunda kaldıklarını ifade ediyor.
Mevzubahis film sayesinde Batı Sahra’nın vaziyeti bir yana, varlığı hakkında bile ilk defa malumat sahibi olanların varlığı hem şaşırtıcı, hem de düşündürücü.
Sahravilerin “Utanç duvarı” olarak adlandırdığı, ABD ve İsrail uzmanlığıyla inşa edilmiş 2.700 kilometrelik Fas Duvarının, Mariem’in Arrabi al Arabe adlı şarkısı eşliğinde bertaraf edileceği bir istikbal ümidiyle.
(MT/RT)