Ermeni Apostolik Kilisesi'nin beş büyük bayramından biri olan ve "Üzüm Bayramı" olarak da bilinen 'Verapokhum Surp Asdvadzadzni' yani "Meryem Ana'nın Göğe Alınışı Yortusu", bugün kutlanıyor.
Neden 15 Ağustos?
Ermeniler Surp Asdvadzadzni'yi her yıl 15 Ağustos'a en yakın pazar günü kutluyor.
Sarkis Seropyan, Agos’ta 2014 tarihli yazısında Asdvadzadzin Bayramı'nı şöyle aktarıyor:
“Asdvadzadzin Bayramı, üzüm yeme yasağının kalktığı Ağustos ayının tam ortasına denk gelir. Pagan tarihinin Navasart (Yılbaşı) Bayramı, yalnızca üzümün günü değil, bahşettiği nimetler için tanrısal güce teşekkür etme günüdür. Böyle bir şükran günü de eski yılbaşına, yeni Asdvadzadzin’e, velhasıl Ağustos’un 15’ine yakışır, zira hasat mevsimi bitmiş, ürünler toplanıp ambarlara konmuş, geriye şükran sunmak kalmıştır ki, bunu da bağbozumu ve üzüm bayramına çevirmiş Ermeniler.
Kadınların bayramı
(…) Surp Asdvadzadzin Yortusu, kadınlar için, diğer tüm yortulardan önemlidir. Kadınlar tüm adaklarını o güne saklarlar; ayrıca, bayramı ertesinde, yıl içinde özel isim günü olmayan kadınların (özellikle Maryam, Takuhi, Sırpuhi, Baydzar, Yeranuhi, Hamaspür, Antaram, Diruhi ve Markrid’lerin) isim günleri kutlanır.”
Meryem Ana'nın "göğe alınışı"
Episkopos Sahak Maşalyan ise 2014 Asdvadzadzin'i için Agos gazetesinden Aren Dadıroğlu'na verdiği röportajda "Meryem Ana'nın Göğe Alınışı"nı şöyle aktarıyor:
"İsa Mesih çarmıha gerildiğinde 48 yaşında olan Meryem Ana, 12 sene daha, Mesih'in öğrencileri Hovannes ve Yuhanna ile beraber kaldı, çünkü Mesih, annesini onlara teslim etmişti.
"Meryem Ana 60 yaşında vefat etmeden önce, kendisine öleceği açıklanıyor. O da, yakınlarına ve o sırada Kudüs'te bulunan öğrencilerine haber veriyor.
"Toplanıyorlar, ağlaşıyorlar ve Meryem Ana, birkaç gün sonra gözlerini yumuyor. Meryem Ana'yı bir mağaraya koyuyorlar, girişini bir kayayla kapatıyorlar, o kaya bugün hâlâ orada. İnsanlar oraya ziyarete gittiklerinde tuhaf sesler duyuyorlar.
"Dört gün sonra, öğrencilerinden Partoğomeos geliyor, haberi alıyor ve çok üzülüyor. Mezarı açıp, Meryem Ana'yı son bir kez ona göstermek istiyorlar. Mezar açıldığında bakıyorlar ki Meryem Ana'nın cesedi yok. O zaman anlıyorlar ki Meryem Ana, oğlu Mesih tarafından göğe alındı, bir şekilde dirildi."
Fotoğraf sanatçısı ve mimar Murat Germen, eşiyle birlikte yurt dışından dönerken dün (9 Nisan) akşam saat 19.30’da havaalanında gözaltına alındı.
“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” (TCK md. 216/1) suçlamasıyla gözaltına alınan Germen'in avukatı, dosyada gizlilik kararı olduğunu belirtti.
T24’e konuşan Germen'in eşi Sema Germen, gözaltı gerekçesini henüz öğrenemediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde beklediklerini söyledi.
Germen, açıklamasına şöyle devam etti:
“Sürekli bilgi ve belge toplayan biriydi. O yüzden olabilir diye düşünüyorum. Genelde çevreyle ilgili, kent suçlarıyla ilgili çok çalışma yapıyorduk beraber. Sadece tahmin yürütüyorum. Terörle ilgili bir birimde ve savcı ile görüşme olacakmış. Dosya numarasını aldım ama şu anda hiçbir şey belli değil daha. Sadece halkı kin ve nefrete yönlendirme suçu koymuşlar. Tek bir dosyası var.”
Murat Germen hakkında
1965 doğumlu fotoğraf sanatçısı ve mimar. Fulbright bursu ile gittiği Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı.
Kariyeri boyunca fotoğraf, sanat ve yeni medya alanlarında birçok eser üretti. Sabancı Üniversitesi'nde fotoğraf, sanat ve yeni medya dersleri veriyor.
Çeşitli yayınlarda mimarlık, fotoğraf, sanat ve yeni medya üzerine birçok makale ve fotoğraf serisi yayımlandı; dünya çapında onlarca konferansta ders verdi.
Sanatının odağı, aşırı kentleşme ve gentrifikasyonun etkileri, yerinden edilme, yeni emperyalizm biçimleri ve araçları, yurttaş hakları, katılımcı yurttaşlık, yerel kültürlerin sürdürülebilirliği, doğanın insan tarafından tahribatı, iklim krizi, küresel ısıtma ve su hakları gibi konular. Kültürel miras, yerel arşivleme, suç sahası incelemesi olarak belgeleme, kişisel ve kolektif hafıza çatışmaları, velayet ve ihanet dinamikleri gibi kavramlar da sanatçının eserlerinde merkezi bir yere sahip. Temsil, simülasyon, tarih yorumları, nesnellik vaatleri ve hegemonik sistemler gibi diğer temalar da Germen'in sıkça sorguladığı konular.
Sanatçının, biri Skira (İtalya) ve diğeri MASA (Türkiye) tarafından yayımlanan iki monografisi bulunmaktadır. Türkiye, ABD, İtalya, Almanya, Birleşik Krallık, Meksika, Portekiz, Özbekistan, Yunanistan, Japonya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Polonya, İran, Hindistan, Avustralya, Fransa, Kanada, Bahreyn, Güney Kore, Dubai, Çin, İsveç, İsviçre, Mısır gibi ülkelerde yüzün üzerinde solo ve grup sergisine katılmıştır. Sanatçının eserlerinin birçok baskısı, dünya çapında önemli sanat koleksiyoncularının kişisel koleksiyonlarında yer alıyor.
Özgür Özel, Erdoğan'a yanıt verdi: "Haddini bil cuntacı"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Şişli'de düzenlenen mitingde Erdoğan'ın grup konuşmasına yanıt verdi: "Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Özel, partisinin "Kürt ve Alevi sorunlarını eşitlik ve barış temelinde çözebileceğini" söyledi.
Şişli'de "Millet iradesine sahip çıkıyor" mitingi/youtube
CHP Genel Başkanı Çarşamba akşamı 20:30'da "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde İstanbul Şişli Meydanı'nı hınca hınç dolduran binlerce insana seslendi.
Kayyım atanan Şişli ilçesinden başlattıkları her hafta bir kent ve ilçelerinde sürmesi planlanan mitingler dizisinin ilkindeki konuşmasında Özel, 19 Mart operasyonunu "darbe" olarak nitelemeyi sürdürdü.
"Dünyada iki tür darbe var, bu darbelerin bir tanesi, tankla tüfekle yapılan askeri darbeler, diğeri ise kendisi demokrasi ile gelse de gitmeyi istemeyenlerin yapmak istedikleri sivil darbeler. Bugün biz demokrasiyi bir tren olarak gören, 'istediğimiz zaman ineriz' diyen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti demokrasiyi ve Cumhuriyeti savunmaya, İsmet Paşa'nın emaneti çok partili hayatı savunmaya geldik." dedi.
Erdoğan'a yüklenmeye devam etti: "Cuntacısın, haddini bil"
Özel Erdoğan'ın TBMM AKP Grup toplantısında CHP'nin kurucularından İsmet İnönü'ye yönelttiği yakıştırmaları hedef aldı: "Bugün sandıkla gelen ancak işine gelmeyince ayrılmak istemeyen bir kişi, bu partinin 2. Genel Başkanına, bu ülkenin 2. Cumhurbaşkanına, Sevr'i yırtıp atan, Batı Cephesinin kumadanı hem de Lozan Fatihi olan, çok partili rejimde yenilip de gitmeyi bilen İsmet Paşa'ya dil uzatan Erdoğan'a söylüyorum, sen kim İsmet Paşa'ya laf uzatmak kim? Erdoğan'a sesleniyorum, haddini bil tek adam! Haddini bil cuntacı!" dedi.
"Bu millet sana kendi gücünü gösterecektir"
Özel, "Erdoğan cuntacıdır, Erdoğan hazımsızdır, Erdoğan cuntanın başıdır." dedikten sonra Erdoğan'ın kendisinin devlet olduğu iddiasını eleştirdi: "Çıkmış şimdi de biz devletiz diyor. Devlet dediğin binalardan ibarettir. Devlet yönetiminde senin yaptıklarından rahatsızlık da had safhadır. Bir avuç cuntacıyla Devlet'i ele geçirdim dersen bu millet sana kendi gücünü gösterecektir." dedi.
"Erdoğan'ın 'bakanları' bakan değil 'sekreterdir', onlara sekreter diyeceğiz"
CHP Genel Başkanı, "Türkiye'de parlamenter sistemden gelen bir gelenekle [Erdoğan'ın bakan dediklerine] Bakan deniyordur. Oysa Bakan dediğin seçilmiştir, milletin işine bakar. Erdoğan'ın dolma kaleminden akandan bakan falan olmaz. Bunlardan olsa olsa Amerika'da Trump'ın bakanları gibi olur, onların da adı sekreterdir." dedi.
"Sekteretersiniz siz. Bundan sonra Dışişileri sektererine, Tayyip'in atadıklarına sekreter olarak muamele edeceğiz."
İmamoğlu ve Şahan'ın mesajları
Şişli Belediyesi önündeki alanı dolduranlara, konuşmalar başlamadan önce CHP İstanbul İl Örgütü Başkanı Özgü Çelik tarafından Silivri’de tutuklu belediye başkanlarının yolladıkları mesajlar okundu.
İmamoğlu: "Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin"
İmamoğlu mesajına ülkenin sahiplerinin alanda toplanan hemşehrileri olduğunu dile getirerek başladı. "Türkiye Büyük Millet Meclisi sizin adınıza kanun çıkarır, mahkemeler sizin adınıza karar verir. Muhtardır, belediye başkanıdır, cumhurbaşkanıdır; fark etmez. Yönetici olarak seçtikleriniz, size hizmet etsin diye, geçici süreyle yetki verdiğiniz görevlilerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin özü, esası budur." dedi: "Onun için, milli iradeyi hiçe saymaya yönelik her türlü girişim, devletimizin varlığını ve itibarını hedef alan bir darbe girişimidir.”
"Darbecilere geçit yok"
İmamoğlu, "Resul Emrah Şahan kardeşimi ve diğer kıymetli ilçe belediye başkanlarımızı hapse atanlar; Esenyurt ve Şişli Belediyesi’ne kayyum atayanlar; Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı yapmasın, cumhurbaşkanı adayı olmasın diye hukuku ayaklar altına alıp her türlü zorbalığı yapanlar"ın bir darbe girişimi içinde olduklarını vurguladı.
"Milletimizin iradesine, devletimizin varlığına ve itibarına saldırıyorlar. Bir daha asla seçim kazanamayacaklarını bilen o bir avuç insan, demokrasiye son verip, kendilerini devletin sahibi, milletin efendisi ilan etmeye hazırlanıyorlar. Onlara asla geçit vermeyeceğiz.” dedi.
"Birleşe birleşe güçleneceğiz. Demokrasi ve adalet davamızı, haklılığımızı asla kaybetmeden, içimizdeki adalet duygusundan ödün vermeden kazanacağız. Akşamdan sabaha, bugünden yarına olmayacak. Ama çok yakında kazanacağız.” diyen İmamoğlu “Bu gerçeği en iyi bilen, bu gerçekten en çok korkan kişi" oılarak nitelediği Erdoğan'a seslendi.
"Bir avuç insana karşı 86 milyonun gücüyle başaracağız"
Erdoğan'ı "Saatleri durdurarak zamanın akışını önleyemezsin. Üzerini örterek, gerçekleri gizleyemezsin. Milleti yok sayarak, ülkeyi yönetemezsin." diyerek uyaran İmamoğlu, rakibine "Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin. Ne yaparsan yap, seçimde karşında Ekrem İmamoğlu olacak. Hem de bir değil, milyonlarca Ekrem İmamoğlu olacak. Yenileceksin… ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem’ diyen milyonlara yenileceksin. Sevgili kardeşlerim; vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz. " dedi.
"Sabırsa sabır… Gayretse gayret… Cesaretse cesaret… Bu haklı davamızı başarıya ulaştırmak için üzerime ne görev düşüyorsa, misli misli fazlasını yapacağım. Silivri’deki hücrem, bu yolun sonundaki güzel günlerin ışığıyla aydınlanıyor. Hep birlikte başaracağız. Bir avuç insana karşı, 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız. Yolumuz açık olsun. Kalın sağlıcakla. Görüşmek üzere…
"Ekrem İmamoğlu. Silivri 9 No’lu Cezaevi.”
"Şişli'den bu kayyım gidecek"
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da “Şişli halkının iradesini gasp edenlere karşı hakkı, hukuku, adaleti yeniden tesis edeceğiz." dedi.
"Şişli’de her 10 kişiden 7’sinin oyunu almış bir belediye başkanı olarak, bana oy versin ya da vermesin; tüm yurttaşlarımızın hakkını yiyen haramzadelere hesap soracağız. Bu ülkeyi hak ettiği zenginliğe, refaha, eşitliğe hep birlikte kavuşturacağız." diyen Başkan "Şişli’den bu kayyum gidecek." sözü verdi.
"Şişli’ye, İstanbul’a sahip çıkacaklarını" vurgulayan Şahan mesajını "Bu ülkenin geleceğine, milletimizin umuduna sahip çıkacağız. Her şeyin çok güzel olacağı yarınlarda buluşmak üzere." diyerek sonlandırdı.