Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) dumana maruz kalanların sağlığına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
Özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, astım, KOAH ve kalp hastalarının yangın dumanından korunması gerektiğini vurgulayan TÜSAD, herhangi bir maruziyet durumunda hemen doktora başvurulması gerektiğini belirtti.
"N95 gibi koruyucu solunum maskelerinin kullanılmasını öneriyoruz"
TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Onur Turan, yaşananların iklim krizi sonucu ortaya çıkan afetlerin çok ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını gösterdiğine dikkat çekerek, şunları aktardı:
“Örneğin, orman yangınları sırasında ortaya çıkan çeşitli dumanlar, gazlar ve diğer solunan maddeler özellikle akciğerler için zarar verici etkilere sahip. Dumana bağlı akciğer hasarı; yanan maddenin cinsine, yanma şekline ve oluşan ısının sıcaklığına bağlı olarak değişir. Dumanın neden olduğu sistemik etkilerin büyük kısmını karbonmonoksit zehirlenmesi oluşturur.
"Ayrıca; hidrojen siyanür, asit, aldehit gazlar ve oksidanlar da akciğer ve vücuda zarar veren diğer bileşenler arasında yer alır. Duman solumasına bağlı ölüm her yüz kişiden ortalama 5 ile 8’inde gelişirken, erken ölümler, çoğunlukla hava yolu tıkanıklığı ve sistemik-metabolik zehirlenmeler sonucunda oluşur.
“Duman veya benzeri irritan maddelere maruziyet, solunum fonksiyonlarında azalma, hava yolu duyarlılığında artış yapabilir ve astım gibi bir havayolu hastalığını tetikleyebileceği gibi, yine astım ve KOAH gibi hastalığı olanlarda atak gelişimine neden olabilir. Olası bir yangın durumunda; özellikle solunum sistemini korumak, duman solumamak için ıslak havlu veya bez kullanarak burnun kapatılması önemli.
"Bu arada daha önceden temin edilen N95 gibi koruyucu solunum maskelerinin kullanılmasını ve eğer duman solunduysa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneriyoruz.”
Yaşlılar ve çocuklar risk altında
TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker ise yangın dumanının solunmasının astım ve KOAH hastalarında hastalığın kötüleşmesine ve ataklara neden olabileceği uyarısında bulunarak, şu bilgileri verdi:
- Duman; zatürre ve bronşit gibi hastalıklara da neden olabilir. Kalp hastalarında ani ölümlere, kalp krizine, kalp ritim bozuklukları meydana gelebilir.
- Yaşlı kişilerde kronik solunum yolu ve kalp damar hastalıklarının sıklığının fazla olması onları daha fazla risk altında bırakır.
- Çocuklarda ise solunum yolları ve akciğerlerin hâlâ gelişmekte olması nedeniyle yangın dumanına maruziyet kalıcı hasarlara, ileride astım gelişimine neden olabilir.
- Yangın dumanından korunmak için öncelikle çocuk, gebe, yaşlı, astım, KOAH, kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerin orman yangını riskinin yüksek olduğu dönemlerde zorunlu olmadıkça bu bölgelere seyahat planı yapmamalı.
- Ayrıca yangın çıktığı durumlarda havada yangın dumanı partiküllerinin ölçümü, dumanın yayıldığı alanın belirlenmesi ve bunun halka duyurulması sağlanmalı.
- Yangın dumanı yayılım alanında bulunanların yangın riski yoksa evde kalarak kapı ve pencerelerini kapalı tutmaları, zorunlu tahliye durumu varsa da mümkün olduğunca bölgeyi hızla terk etmeleri, araba ile seyahat sırasında tüm camların kapalı olması, iç havalandırma ile aracın havalandırılması önerilir.
Santral yangınlarında risk daha da artıyor!
TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, yanma sonucu oluşan is ya da kurumun içindeki çok küçük partiküllerin akciğerlere ulaşmasının kimyasal pnömoniye, kalıcı hasara ve solunum yetmezliğine neden olabileceğini belirtti.
Kömürcüoğlu, Muğla’nın Milas ilçesinde yaşanan orman yangında alevlerin Kemerköy Termik Santrali’ne sıçraması ile gündeme gelen santral yangınları konusunda ise şunları söyledi:
- Termik santral yangını olan bölgede, özellikle karbonmonoksit ve kükürtdioksit seviyeleri yüksekliği risk teşkil etmektedir. Bu yüzden bunların takibi yapılmalı.
- Yangın santrale ulaşmadan bölge tahliye edilmeli, tahliye edilememiş ise yangın devam ettiği sürece bölge halkı mümkün olduğunca evden çıkmamalı, evler dış ortamdan havalandırılmamalı.
- Dış ortamlarda partikül filtre özelliği de taşıyan FFp2 ve FFp3 maskeler tercih edilmeli.
- Zaten bölgesel yangınlar nedeniyle düşen hava kalitesi santral yangınıyla daha da bozulabileceği için risk grubunda hastalar astım, KOAH, restriktif akciğer hastalığı, evde sürekli oksijen kullanan solunum yetmezliği hastaları mümkünse yangın ortamından uzaklaştırılmalı. Yangın bölgesinde kalmaları durumunda, evlerini izole etmeleri, mümkünse hepa filitreli klima ile soğutulan (dışarıdan havalanmayan) bir ortamda kalmaları önerilir.
- Yangına ve dumana maruziyet sonrası bireyler en az 24 saat semptomlar açısından izlenmeli. Solunum semptomları olan bireyler için CO zehirlenmesi açısından sadece pulse oksimetre yeterli olmayacaktır, karboksihemoglobin (COHb)düzeyleri ile artetiyel kan gazı ile birlikte değerlendirilmeli.
TÜSAD hakkında
Göğüs hastalıkları alanında Türkiye'nin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kuruldu. Halen Türkiye genelindeki 4.500’ün üzerindeki üyeleri ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 50 yıllık geçmişinde 42 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı. (EMK)