"Dünya Su Forumu'nun (DSF) açılışında barışçıl bir gösteri yapan Uluslararası Nehirler (International Rivers) aktivistleri Ann Kathrin Schneider ve Payal Parekh dün gözaltına alındı ve bu sabah Türkiye'den sınır dışı edildi. Barajlara hayır demek Türkiye'den atılmak için yeterli bir sebep."
1995'te gönüllülerce kurulan Uluslararası Nehirler ağı riskli barajlarla mücadele ve barajlardan etkilenen toplulukların seslerini duyurmak için çalışıyor.
"Suyuma Dokunma" kampanyasının bugün Taksim Hill Otel'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Mor ve Ötesi grubundan Kerem Kabadayı, "Bu olayın ve su aktivistlerine yapılan polis müdahalesinin sorumlularının DSF'yi organize eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) ve İSKİ olduğunu" söyledi.
Konuşmasına "Tazyikli su destekli polis forumuna hoşgeldiniz" diyerek başlayan ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da "Polislerin Schneider ve Rapekh'ten özür dilemeleri gerektiğini" belirtti.
Su Platformu bu hafta sonu DSF'ye karşı Alternatif Su Forumu düzenleyecek.
"STK'ler forumdan dışlandılar"
Sınır dışı edilen iki aktivistin yazdığı mektubu okuyan Göksen Şahin'in kolaylaştırıcılığını yaptığı toplantıda basın açıklamasını Kabadayı okudu.
"Dünya Su Forumu'nun (DSF) farklılıklardan ziyade sermayeler arasında köprü kurmaya çalıştığı ortada. Buna karşı çıkmak ve DSF'nin içinde etkinlikler düzenlemek isteyen kurum ve STK'ler, bu forum sürecinden tamamen dışlandılar."
"Baraj yapmak için ifade özgürlüğü kısıtlanıyor"
"Otoritelerin yürütülen mücadelelere çoğu zaman şiddetle, zaman zaman da cinayetlerle engellemeye çalışıyorlar. Bugün inşa edilen baraljların çoğunun otoriter ülkelerde olması tesadüf değil. Çin, İran, Burma, Birmanya ve dünkü polis şiddetinin ardından Türkiye. Görüyoruz ki ifade özgürlüğünün bastırılmadığı ülkelerde tahrip edici barajlar yapılamıyor."
Saldırıyı kınadıklarını ifade eden Uluslararası Nehirler'den Peter Bosshand, "Dünya Su Konseyi'nin bu saldırılara tavır almasını ve Türkiye hükümetine bunun kabul edilemez olduğunu söylemesini" istedi.
"Gül'ün çevreciliği 'benim çevrem var' demek"
"Mülkü kadar beyni olduğunu sananlar suyumuzu sermayeye satmaya çalışıyorlar."
"Abdullah Gül'ün 'Biz çevreciyiz' açıklamasının 'bizim de çevremiz var' anlamına geldiğini" belirten Uras da "Meclis başkanı Köksal Toptan'ın yarın Dolmabahçe'de milletvekilleri için düzenleyeceği yemeğe katılmayarak olayı protesto edeceklerini" söyledi.
"Açık ve demokratik bir kurum olduğunu söyleyen, farklılıkları ve çeşitliliği savunduğunu iddia eden DSF yalan söylüyor."
BM Su Konseyi Danışmanı, yazar ve aktivist Moude Barlow, Dünya Su Konseyi'nin bu iki kişinin haklarını savunmasını ve suyla ilgili bütün karar mekanizmalarının halklara ve BM'ye devredilmesi çağrısında bulundu.
DSF'nin suyla ilgili iddialarının alternatiflerini dünyaya duyurmak için İstanbul'a geldiklerini ileten Attac Germany'den Dorothea Herlin, "İki su aktivistinin yerini dolduracak kadar kalabalığız. Bu olay DSK'nin yıllardır taktığı maskenin düşmesine vesile oldu. Bunun için mutluyuz" dedi.
Toplantıda okunmak üzere bir mesaj gönderen Almanya Yeşiller Eşbaşkanı Claudia Roth da yaşanan bu olayları skandal olarak yorumladı ve bir an önce gerekenlerin yapılmasını istedi.(BÇ)