Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) 21 Şubat Dünya Anadil Günü için yayınladığı açıklamada, tüm anadillerine eşit yaklaşım ve koruma sağlanması için ülkeyi yönetenlere sorumluluklarını hatırlattı.
İHD'nin 21 Şubat açıklaması şöyle:
"Dil bilimcilerin; 'insanın en mahrem parçalarından biri', 'herkesin duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesi için en uygun evren'
dediği; özgün bir yapısı, kelime dağarcığı olduğu bilinen ve TDK sözlüğünde 'İnsanın doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı
bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği, bilinç altına inen ve kişilerle toplum arasındaki ilişkilerde en güçlü bağı oluşturan dil/
Çocuğun ailesinden ve içinde yaşadığı topluluktan edindiği dil' olarak tanımlanan ana dili; bir hak olarak yeterli koruma bulmadığı
gibi pek çok dil hızla yok oluyor.
Tehlikede ve kırılgan diller
"BM verilerine göre dünyada;
- Yaklaşık 5 bini yerli dil olmak üzere 7 binden fazla dil konuşuluyor. Ve bu dillerin yüzde 40'ı yok olma tehlikesi altında.
- Ve her iki haftada bir dil, içinde geliştiği entelektüel ve kültürel ortamla birlikte yok oluyor.
- UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre Türkiye'de üç dil tamamen yok olmuş durumda: Ubik, Mlahso ve Kapadokya Yunancası. Hertevin ise yok olmak üzere.
- Turoyo, Ladino, Gagavuzca, Romanca, Batı Ermenicesi, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Abazaca, Suret dilleri ciddi olarak tehlikede olarak görülüyor.
- Adigece, Abhazca, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaca ise "kırılgan" diller kategorisinde görülüyor.
"Birleşmiş Milletler (BM), AGİT ve Avrupa Konseyinde yürütülen çalışmalarda da anadil, bireysel ve kolektif haklar bağlamında
özellikle kültürel haklar kapsamında değerlendiriliyor ve uluslararası sözleşmelerde bu yönlü koruma görüyor. Bir anadilin
varlığını kabul etmenin ötesinde, devletlerin bu diller, bu dillere bağlı kültür, gelenek, örf adet ve toplumsal değerlerin
gelişmesine imkân yaratma sorumluluğunun altı ısrarla çiziliyor.
Anadilinde eğitim
"BM Genel Kurulunun 18 Aralık 1992 tarihli ve 47/135 Sayılı Kararı ile yayınlanan, Türkiye'nin de onayladığı BM Ulusal veya Etnik,
Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiri; bu konuda taraf devletlere sorumluluk yüklerken, anadilde
eğitimin bir hak olarak altını çiziyor ve devletlere, eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal eşitlik bakımından anadilde eğitimin
sağlanması sorumluluğu yüklüyor.
"Ancak pek çok devlet gibi Türkiye de bu sorumlulukla hareket etmiyor. Türkiye Anadil Haklarına dair BM bildirisini kabul etmiş
olmasına rağmen, halen BM Çocuk Hakları Sözleşmesinde anadil ile ilgili çekinceleri kaldırmadığı gibi, TC Anayasası 42.maddesi
son fıkrasında yer alan ; "Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak
okutulamaz ve öğretilemez" düzenlemesinde bir değişiklik yapmamıştır. Azınlık dillerinin öğretilmesi için kurslar ve seçmeli
dersler konusunda yapılan düzenleme ise uygulamada maalesef devlet tarafından destek görmemiş ve istenilen etkiye
ulaşamamıştır.
Baskı, ceza, linç
"Bu sorunların yanı sıra, özellikle ve başta Kürtçe ve artan Suriyeli mültecilerle birlikte Arapça olmak üzere, Türkçe'den başka bir dil
kullananlar, çeşitli baskılara, cezalara, linç saldırılarına, nefret suçlarına maruz kalmakta, ancak bu baskı ve nefret saldırılarının
önlenmesi için kamu otoriteleri üzerlerine düşeni yapmamakta ısrar etmektedirler.
"Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu'nun 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat'ı
'Uluslararası Anadili Günü' olarak kabul etmesinin üzerinden geçen 23 yıla rağmen, dünyada diller yok olmaya devam ediyor.
Yerli dillere dikkat çekmek ve koruma altına alınmalarını sağlamak için, BM'in 2019'u Dünya Yerli Dilleri Yılı ilan etmesine rağmen
tabloda dikkate değer bir olumlu gelişmeden söz edilemiyor henüz.
"Dünya Anadil Günü vesilesiyle bir kez daha Dünya üzerindeki kültürel çeşitliliğin ve barışın sağlanabilmesi için korunması ve
geliştirilmesi gerektiği belirtilen anadile Türkiye'deki olumsuz yaklaşımın önlenmesini sağlamakla sorumlu devlet ve hükümet
yetkililerine, devlet olarak imzalanan BM Dil hakları bildirisine uygun davranılması, anadilde eğitim de dâhil anadilin korunması ve
geliştirilmesi noktasında tüm dillere eşit politikaların yaşama geçirilmesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesine konulan anadil hakkına
aykırı çekincelerin ve Anayasa ve kanunlarda anadil hakkını kısıtlayan düzenlemelerin kaldırılması ile anadilin korunması ve
geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin acilen alınması ve anadile yönelik nefret saldırılarının durdurulması konularında
sorumluluklarını hatırlatıyor, göreve davet ediyoruz."
Yedi dilde mesaj
İHD açıklamasını Anadolu coğrafyasında kullanılan yedi dildeki mesajıyla bitirdi:
Մայրենի լեզուն իրաւունք է: Անխուսափելի է
Zone moamı haqamına!
U yulfono dbu lişono emhoyo zedqoyo, lıgmitakle!
Nananenaşk̆imite vinʒ̆opula, vigura bgorum!
Mafê zîmanê dayîkê heqe, nayê asteng kirin!
Анэдэлъхубзэр хьэкъщ, фы пэрыуэфынкъым!
Anadil Haktır Engellenemez!
(AÖ)