* Fotoğraf: Fatoş Erdoğan
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi, #YönetimiyorsunuzTükeniyoruz eylemleri kapsamında yapılan ortak basın açıklamasında “Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceğiz” dedi.
TTB, COVID-19 salgınına dair duyarlılığın ve tedbirlerin arttırılması için 14 Eylül – 18 Eylül 2020 tarihlerini “Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz Haftası” ilan etmişti. Bu kapsamda hekimler ve sağlık çalışanları maske, siperlik, koruyucu tulumlar giyerek sağlık kuruluşlarının önünde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
Ortak açıklamada, COVID-19 salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesi gerektiği vurgulandı.
Tabip odaları, 17 Eylül’de de COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları için 1 dakikalık saygı duruşu ve anma etkinlikleri gerçekleştirecek.
Taleplerini açıkladılar
Basın açıklamasında, hekimlerin talepleri şöyle sıralandı:
“COVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz. Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz.
“Ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin COVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istiyoruz.
“TBMM’ni açılmasını beklemeden bütün partilerin COVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz.
“TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte COVID izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istiyoruz.
“Sağlık Bakanlığı’nı başta TTB olmak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte “COVID-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturmasını talep ediyoruz.
“Hiçbir salgın vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemez. Sağlık Bakanlığı il Hıfzıssıhha kurullarını işlevli kılmalı, başta Belediyeler ve kent konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri – köy derneklerinden, kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını sürece katmalıdır.
“Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz.
“Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz.
“Çalışma yaşamı, ulaşım, eğitim başta olmak üzere toplu bulunma ortamlarına dair insan yaşamını önceleyen, insan emeğinin değerini koruyan yasal ve idari düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve en dezavantajlı, yoksul kesimleri - emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını bekliyoruz.” (AS)