Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu cezaevindeki gazetecileri yok sayan İnfaz Yasası ile ilgili açıklama yaptı.
TIKLAYIN - Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri -Tam Metin
TIKLAYIN - Tutuklu Gazetecilerin Yakınları: Endişelerimiz Gün Geçtikçe Artıyor
“Adalet varsa meslektaşlarımız serbest kalacaktır”
“TGC Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöye:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak cezaevindeki meslektaşlarımızın özgür bırakılması için defalarca çağrı yaptık.
“Koronavirüs (Covid 19) salgını cezaevlerine sıçramıştır. Bu süreçte meslektaşlarımızın cezaevlerinde tutulmaya devam edilmesi yaşam haklarının ihlalidir. Cezaevinde bulunan meslektaşlarımız, İnfaz Yasası’nın kapsamına bilerek ve isteyerek alınmadılar. Ama buna rağmen serbest bırakılmalarının önünde hiçbir yasal engel yoktur.
“TBMM görmese bile Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri bu hususu görecektir. Adalet varsa meslektaşlarımız serbest kalacaktır.
“Gazeteci meslektaşlarımız hakkında kanunda belirtilen en üst sınırdan ceza verilse dahi denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için şu anda cezaevinde tutuklu bulunan altı gazeteci ‘Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser’ kapalı cezaevine girmeyeceklerdir.
"Bu inadın nedenini anlayamıyoruz. İnfaz paketiyle hapishanelerden binlerce adli mahkûm tahliye edildi. Uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, hırsızlık yapanları kapsamına alan bir düzenleme söz konusudur. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkı için görev yapan gazetecilerin infaz paketinde yer almamasını kabul etmiyoruz.
‘Düşünceden haberden korkmayın’
“Gece yarısı özel olarak yapılan düzenlemelerle gazetecileri hapisten çıkarmama çabalarınızı gördük! Tarihe not düştük.
“Düşünceden, eleştiriden, haberden, yorumdan korkmayın. Ancak bunların yasaklanmasını talep edenlerden korkun.
“Tekrar hatırlatıyor ve uyarıyoruz; Türkiye artık bir gerçekle yüzleşmek zorundadır. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör tanımı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar ülkemize her hangi bir şekilde barış ve huzur getirmemiştir. Terör önlenememiş ve Kanun esasen amacını gerçekleştirememiştir. Bu nedenle öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör suçlarının tanımı değiştirilmelidir.
"Terör Suçları, Gazetecilikle, Basın ve Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü ile yan yana getirilmemelidir. Gazetecileri yapılacağı söylenen düzenleme kapsamı dışında bıraktınız. Buna açıkça yüksek sesle itiraz ediyoruz: ‘İnfazda eşitliği sağlayın, gazetecileri derhal tahliye edin. Gazetecilik suç değildir.” (EMK)