Temiz Hava Hakkı Platformu, Musul'un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin, IŞID tarafından ateşe verilmesi sonucu oluşan zehirli gazlarla ilgili yaptığı açıklamada halkın derhal etkili yollarla bilgilendirilmesini, sağlıklı ölçümlerin yapılmasını, sonuçlarının anlık paylaşılmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyor.
Platform, sülfür dioksit (SO2) kirliliğinin iki kişinin ölümüne ve bini aşkın kişinin hastaneye başvurmasına neden olduğunu hatırlattı:
"NASA’nın 24 Ekim’deki uydu görüntüleri, bölgedeki SO2 yoğunluğuna ve bu zehirli gaz bulutlarının Türkiye’ye kadar geldiğine dikkat çekiyor. Hafif olduğu için rüzgarla beraber çok hızlı yayılan SO2 yağmurla tepkimeye girerek sülfirik asit oluşturabilir ve bu asidik yağmur güneydoğu bölgesine yağabilir."
"Partiküller de tehlikeli"
Platform üyesi Doç. Dr. Haluk Çalışır bölgenin sadece SO2 tehlikesi altında olmadığının, aynı zamanda petrol kuyularındaki yangın nedeniyle açığa çıkan partikül maddenin diğer kirleticiler ile etkileşime girerek kalp krizleri, felç, inme, akciğer hastalıkları ve kanser gelişimine neden olabileceğini bildirdi.
"Mardin'de yasal sınır aşıldı"
SO2 kirliliğine maruz kalmanın neden olduğu akut bronşit, hırılıtılı solunum ve nefes darlığı, bronkospazm ve havayolu aşırı duyarlılığı ile kardiyavasküler sorunların yanında üreme sağlığı ile ilgili sorunlara ve ölüm arttırma etkisine dikkat çeken Platform üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala şöyle konuştu:
“Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) SO2 için 24 saatlik sınır değeri 20 µg/m³ 10 dakikalık sınır değeri ise 500 µg/m³ olarak duyurmaktadır. Ülkemizde kabul edilen sınır değerler ise bir saatlik ortalama için 470 µg/m³ ve 24 saatlik ortalama için 225 µg/m³‘dir. Musul’da kükürt tesislerinin imha edilmesi sonrasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mardin istasyonu verilerine göre 23 Ekim günü öğleden sonra başlayan, 24 Ekim gece yarısından 25 Ekim sabahına kadar pik yapan ve 25 Ekim gün boyunca süren bir kükürt kirliliği olduğu anlaşılmaktadır. 25 Ekim’de gözlenen kirlilik düzeyleri hem saatlik hem de 24 saatlik yasal sınır değerleri aşmış olması bakımından çok önemli."
"Bakanlık sağlıklı bilgi vermiyor"
Platform üyesi Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar ise başta bu bölgede SO2 düzeyleri olmak üzere tüm kirleticilerin düzenli ölçümlerinin yapılması gerektiğini, ancak Çevre ve Şehircilik bakanlığı tarafından yapılan hava kirliliği ölçümlerinin havaizleme.gov.tr üzerinden sağlıklı bilgi verilmediğini belirtti. Bu denli önemli sağlık riskinin bulunduğu bir dönemde kamuoyunun bilgilendirilmesi, gereken sağlık önlemlerinin alınması açısından sitenin ve anlık ölçümlerin derhal çalışır hale getirilerek kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini vurguladı.
"Su kirliliğine de neden olabilir"
Platform üyesi Doç.Dr. Çiğdem Çağlayan ise “SO2’nin hava kirliliğine olan etkisinin yanı sıra asit yağmurları oluşturarak su kirliliğine de yol açtığını, bu nedenle asit yağmurlarının içme sularına bulaşması riski olduğu için, içme sularının da kirlilik açısından izlenmesi gerektiğini ve yağmur sularının insani tüketim amaçlı kullanılmaması gerektiğini” ifade etti. (NV)
Temiz Hava Hakkı Platformu'nun önerileri şöyle:
|
* Temiz Hava Hakkı Platformu, Türkiye Tabipler Birliği, Toraks Derneği başta olmak üzere sağlık alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ile Greenpeace, TEMA gibi çevre örgütlerinin kurduğu bir platform.