Türkiye’de pek de konuşulmayan hava kirliliği sorunu, kömürlü termik santrallerinin artışıyla daha da önemli hale geldi.
Kömürlü termik santraller, havaya yaydığı parçacık madde, sülfür dioksit, nitrojen oksit, ağır metal ve kalıcı organik kirletici salımları ile hava kirliliğinin ana nedenlerinden biri.
“Görünmez/sessiz katil” olarak adlandırılan kömürlü termik santraller günümüzde toplum sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biri olarak görülüyor.
70'den fazla santral planı
Durum bu kadar vahimken, Türkiye’de şu anda işletmedeki 24 termik santralın ve inşa halindeki 3 yeni santralın yanı sıra kurulu gücü 66,5 GW’ye ulaşan 70’den fazla yeni kömürlü termik santral planlanıyor.
İşte bu sebeple uluslaraslarası çapta sağlık ve doğa koruma alanlarında çalışan 18 Sivil Toplum Kuruluşu, “Temiz Hava Hakkı Platformu” oluşumunu kurdu.
Platform, kömürlü termik santrallerin halk ve çevre sağlığı üzerindeki etkilerini izleyerek, temiz hava hakkının ve halk sağlığının korunması için çalışacak.
Kirliliği fark etmemek olmadığı anlamına gelmiyor
Platformun sözcülerinden Deniz Bayram, 90'lı yıllarda doğalgaza geçiş ile birlikte, hava kirliliği daha az görünür olmaya başladığını ancak bunun kirliliğin olmadığı anlamına değil, boyutlarını gözle fark edemediğimiz anlamına geldiğini söyledi.
Bayram, termik santral mücadelesinin sadece bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda bir sağlık mücadelesi olduğunu belirterek platformun bu amaçla kurulduğunu ifade etti.
"Kömür yakıtlı termik santraller, neden oldukları pek çok kirliliğin ve tehlikenin yanı sıra, saldıkları kirleticiler, parçacık maddeler ve ağır metaller ile havayı da solunamaz hale getirirler. Planlanan kömürlü termik santralker hayata geçerse her açıdan ciddi çevre ve sağlık etkileri ile karşı karşıya kalacağız.
Çevre ve sağlık mücadelesi bir arada
"Özellikle, Zonguldak, Soma, Çanakkale gibi, termik santrallerin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan insanların koah, bronşit, kanser gibi ve daha pek çok sağlık etkisinin görülmesi nedeni ile, termik santral mücadelesi sadece bir çevre mücadelesi değil aynı zamanda sağlık mücadelesi alanına da kendisini evriltti.
"Platform, başta kömür yakıtlı termik santrallerden kaynaklanan olmak üzere, hava kirliliği ve sağlık etkileri konusunda doğru bilgiye erişimin sağlanması için gerekli başvurularda bulunmak, termik santrallere karşı açılan davalarda, hava kirliliğinin etkileri konusunda taraf olmak için hukuki çalışmalara müdahil olmak, kömürlü termik santrallerin bulunduğu bölgelerde alan araştırması çalışmaları yapmak ve kirliliğin sağlık etkisini ortaya çıkarmak çalışmaları gerçekleştirecek.”
Santraller her yıl 2879 erken ölüme neden oluyorDünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ölçüm verilerine sahip olduğu Türkiye’nin 12 şehrindeki (İstanbul ve İzmir dahil) zehirli parçacıklı madde (PM 2.5) seviyesi, WHO’nun “kabul edilebilir” olarak önerdiği rakamın en az üç katı. Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre çevresel hava kirliliği 2012 yılında 3,7 milyon kişinin erken ölümüne sebep oldu ve en büyük çevresel sağlık tehdidi olarak listelendi. Sağlık ve Çevre Birliği HEAL’in Ödenmeyen Sağlık Faturası başlıklı 2015 yılı raporuna göre ise Türkiye’de kömürlü termik santraller her yıl 2,9- 3,6 milyar Avro arasında sağlık maliyetine neden oluyor. Aynı rapora göre, kömürlü termik santraller nedeniyle her yıl 2879 erken ölüm, 637.643 iş günü kaybı, 3823 yeni kronik bronşit vakası yaşanıyor. Hava kirliliği kalp, akciğer ve solunum yollarını etkileyerek akciğer kanseri, mesane kanseri, felç, iskemik kalp hastalıkları, kalp krizleri, kalp yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım gibi hastalıklara sebep oluyor. Çocukların sık solunum yolları enfeksiyonu geçirmesine, akciğer gelişimlerinin yetersiz olmasına neden oluyor. |
Platform üyeleri: Çevre için Hekimler Derneği, Greenpeace Akdeniz, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD), Pratisyen Hekimlik Derneği, Türk Nöroloji Derneği, TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA Vakfı), Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Yeşil Barış Hukuk Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, Yuva Derneği.
Destekleyen kurumlar:350.org, Avrupa İklim Ağı (CAN Europe), WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Sağlık ve Çevre Birliği - HEAL (Health and Environment Alliance) (NV)