Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Mardin ve Nusaybin'de HDP İl ve İlçe örgütleri ile Nusaybin Belediyesi'ni ziyaret etti.
Burada konuşan Temelli şunları söyledi:
2Birkaç gün önce belediye eşbaşkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz ve birçok arkadaşımız gözaltına alındı, onlara geçmiş olsun diyorum, ama 4 arkadaşımız tutuklandı.
"İki DBP'li yöneticisi arkadaşımız, iki de partili arkadaşımız, siyaset yürüten arkadaşımız tutuklandı. Bakın tutuklanma dosyalarına, hiçbir suç ve delil göremezsiniz. Bu uydurma dosyalarla Türkiye'de barış ve demokrasi mücadelesinin önü kesilmeye devam ediliyor.
"Alay edercesine..."
"Sonra da aklımızla alay edercesine kalkıyorlar bir MGK toplantısı yapıyorlar. O toplantıda çıkardıkları sonuç bildirgesinde "barış koridoru" gibi bir kavramı önümüze getiriyorlar.
"Bu ülkede barış ve barış koridoru dediğiniz meseleler tankla, tüfekle, İHA ve SİHA ile olmaz. Barış halkların bir arada yaşama iradesine saygı ile olur.
"Halkların kültürüne saygı ile olur. Barış bu ülkede Kürtlerle barışmakla olur; Kürtlere düşmanlık yaparak, içeride ve dışarıda Kürtlere yönelik bu savaş diliyle, savaş aklıyla hareket ederek bu ülkeye barış gelmez. Barış istiyorsanız bir an önce barışmalısınız. Demokratik bir ülkeyi var edebilmenin yolu bu savaş aklından, savaş zihniyetinden bir an önce kurtulmaktan geçiyor.
"Irak, Suriye ve Türkiye'de barış istiyoruz"
"Evet bugün Suriye'de, Irak'ta, Türkiye'de barış istiyoruz. Peki bu barışı nasıl var edeceğiz, bu barışı nasıl inşa edeceğiz? Barışı tam da burada Nusaybin'de, Mardin'de bu uygulamalardan kurtularak var edeceğiz. Tankla, tüfekle ve Afrin'de yapıldığı gibi değil.
"Çözüm istiyorsanız 'Afrin Afrinlilerindir' deyip Afrinlilerin geri dönmesini sağlamanız lazım. Çözüm istiyorsanız Rojava'daki o halkların iradesine saygı göstermeniz lazım.
"Çözüm istiyorsanız 'Pençe Harekatı' diye sürekli oradaki insanları yerinden yurdundan eden, oradaki insanların ölümüne neden olan harekatlara son vermelisiniz.
"Savaşa karşı çıkmak sadece bizim değil bütün yurttaşların demokratların görevidir."
"İmzalar, üniversiteler için utanç verici"
"Bakın AYM ifade özgürlüğüne dair bir karar verdi. Barış akademisyenleriyle ilgili olumlu bir karar verdi. Üzüntümüz bu kararın oy birliği ile çıkmamasıdır.
"Karar doğrudur, ama oy birliği ile çıkmadığı için üzüntü yaşarken bir de gördük ki Üniversitede 1071 akademisyen -sonra 1061'e düştü.
"Bu sayı düştü diye kalkıp tarihi de değiştirmesinler.- Bunlar kalktılar AYM'nin kararına karşı, yani hukukun üstünlüğünü, ifade özgürlüğünü savunmuş bir karara karşı imza topladılar.
"Bu üniversite tarihimiz açısından utanç verici bir tablodur.
"Barış isteyenlere karşı devleti halkın üstünde gören zihniyet kalkıp AYM'nin kararına karşı bir imza kampanyası yapmıştır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bunu ne üniversite aklı ne halkın vicdanı kabul edebilir. Bu zihniyetten kurtulmadığımız sürece bu ülkede bir toplumsal barışı inşa etmemiz mümkün değildir.
"Yangınlara müdahale gecikti"
"Birkaç gün önce Deyrulzafaran Manastırı'nın zeytinliği, cevizleri yakıldı. Kaza diyorlar, belki yangın kazara çıktı ama müdahalenin gecikmesi iradidir. Bu halklara, Kürde, ormana emekçiye düşman aklın fotoğrafıdır.
"Aynı şekilde Dersim'de de aynı yangınları görüyoruz. Türkiye'nin her yerinde ağaca, ormana düşman bu zihniyet, emekçiye düşman, kadına düşman, Kürde düşman. Bu düşmanlıklardan kurtulmanın yolu bir arada yaşama irademizi ortaya koymaktan geçiyor.
"Yerel demokrasiden başladık, yerel demokrasi anlayışımız bir arada yaşama iradesidir. Yerel demokrasi anlayışımız Türkiye'nin demokratikleşmesi için mücadele etmektir. Yerel demokrasi anlayışımız Türkiye'yi tecritten kurtarmaktır. Her şeyden önce hep birlikte toplumsal uzlaşıyı sağlayacak, demokratik müzakerenin önünü açacak demokratik cumhuriyeti inşa etmektir." (PT)